
Originally Posted by
müzikal
Estağfurullah deva hocam, kusur ne kelime, olur mu hiç öyle şey. Bu başlıkta kendimizi ve aklımızdakileri kelimeleri biraraya getirerek ifade etmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda sizi kendime ve yaklaşım tarzıma yakın görüyorum. Benim Türkçem sizden daha zayıf, devrik cümlem de çoktur. Kötü bir alışkanlık benimkisi. O sebeple kendimi yanlış ifade ettiğim ve anlaşılamadığım zamanlar olabiliyor.
Benim bilançolara itibar etmemem söz konusu değil. Aksine ben temelciyim, teknik bilirim ama alım satım zamanları hariç kullanmaya gerek duymam. Trader hiç değilim, eskidendi o. Benim söylemeye çalıştığım konu şu; bilançolar, gelir tabloları ve buna bağlı tüm rasyolar geçmişin verisidir. Bu tespit, bunlara itibar edilmemeli anlamı çıkartmamalı. Aksine bunlara bakılmalı, değerleme analizleri yapılmalı. Ama sadece bu analizlere göre şu denmemeli; rasyolar on numara beş yıldız, kar marjı muazzam, hadi alalım. İtirazım burası sadece. Evet bunlar önemli, şüphesiz. Ama önümüzdeki 5 yılda neler olacak, bir tahminimiz var mı? Varsa bu tahmini salt geçmişin analizini yaparak mı (tüm analistlerin yaptığı gibi) oluşturmalıyız? Buna itiraz da demeyelim bence, ilave bakış açısı getirmek diye nitelendirsek daha doğru olacak.
Nihayetinde tüm finansallar benim için çok çok önemli, ama geleceği bunlardan bağımsız ilave bakış açıları koyarak öngörmek daha önemli. Sanırım bu cümlelerle daha iyi bir izahat yapabildim. Bir örnek vererek bu durumu daha net anlatmaya gayret edeyim.
Gerçek bir örnektir, uydurma değil ama şirket ismi belirtmeyeceğim. Araştıran arkadaşlar bulur hemen, bilenler de zaten "ha evet" diyecektir.
Bir ilaç şirketimiz var. Sahibi, çalışanları, içinde bulunduğu spesifik alan ve satışları gayet başarılı. Kur kaynaklı devletin bir engeli var ama o da bu sene aşılacak. Şimdi bu şirket mevcut hali ile makul bir değer ediyor. Pahalı da değil, ucuz da değil. Şirketle konuştuğunuzda 2024 yılında ciddi bir büyüme öngörüyorlar, bunu net bir şekilde donelerle açıklayabiliyorlar. Yatırımları da var yurtdışında. 2-3 sene içinde mevcut şirket kadar bir şirket daha içine girmiş olacak. Bunların hepsini analistleri biliyor ve yazdıkları raporlara koyuyorlar. Hem geçmiş hem de gelecekte şirketin öngörüleri analize yerleştirilip bir hedef fiyata ulaşılıyor. Eksiği fazlası, yöntemi vs tartışılır, çıkan hedef fiyat da %10 aşağı yukarı oynar, çok mühim değil.
Bu noktadan sonra benim bakış açım devreye giriyor. Nasıl? Bu şirketin yurtdışında ortak olduğu laboratuvarlar var. Buralarda ilaç geliştiriyorlar. Bunların arasında iki tane ilaç var, eğer bu ilaçlarda aşama kaydedilir ve piyasaya sürülme aşamasına gelirse, o zaman bu şirketin cirosu milyarlarca doları geçecek. Neden geçecek, çünkü bu ilaçların bir tanesi dünyada o hastalığın ilk ilacı olacak, diğeri de başka bir hastalığın en iyi alternatif ilacı olacak. Bu iki ilacı da bizim firma üretecek. Ben buna yatırım yaparım. Neden yaparım? Bu gelişmeler olduğu takdirde gerçekleşecek olan kar rakamı, halihazırdaki raporların hiçbirinin içinde bir nokta kadar dahi yok. Evet bu çalışmaların foslama ihtimali de var. O durumda zaten büyüyen bir şirket olarak portföye katkısını sunar. Ancak, çeşitli fazlar da aşıldığı için bu ilaçların işe yarayacak olması ve fda onaylarını alacak olması çok daha kuvvetli bir ihtimal.
Lafın özü; hem büyüme şirketi, hem de devasa bir sıçrama yapma potansiyeli %50 den fazla. Benim dem vurduğum, geleceği anlamaya çalışmak, farklı bakış açılarını yatırım felsefesinin içine monte etmekten kastımı çok güzel anlatan bir örnek. Son 30 yılda Türk ilaç şirketlerinin yabancılara satış rakamına bakınca da, iştahım daha da kabarmıyor değil. Bu zaman diliminde, irili ufaklı 30 dan fazla ilaç şirketi, yabancı ilaç şirketleri tarafından satın alınmış.
Bu örneği bakış açımı netleştirmek için verdim. Asla yatırım tavsiyesi değildir. Eğer öyle bir algı oluşacak diye düşünecek olursanız ve kaygınız oldu ise derhal bu postu silerim.
Sevgiler, saygılar.
Yer İmleri