http://www.paraanaliz.com/2017/ekono...yin-14248/amp/
Bulgurlu, müşterilerin Arçelik’in 3000 mağazasında buzdolabı, çamaşır makinası ve diğer ev eşyalarını kapışarak 2017 yılına başladıklarını belirtiyor. Bulgurlu, bu durumun yılın ilk çeyreğinde yıllık yüzde 39’luk bir satış artışı sağladığını belirtirken hükümetin geçici büyüme politikaları tarafından desteklendiğini düşünüyor.Hükümetin başlattığı devasa teşvik programı, gayri safi yurtiçi hasılanın geçen yılın üçüncü çeyreğinde kaydedilen yüzde 1,8’lik küçülmenin ardından 2017’nin ilk 3 ayında yüzde 5’lik büyümeyle sıçramasını sağladı.Teşvik paketinin bir kısmı, yüzde 6,7 olan tüketim vergisi de dahil olmak üzere vergi muafiyetinden oluşuyor. Yani Türkiye’nin en büyük holding olan Koç Grubu’nun alt kuruluşu olan Arçelik gibi şirketlere yardımcı olan bir indirim.
Bir diğer önemli unsur ise yeniden sermayelendirilmiş Kredi Garanti Fonu; isteksiz bankalın kredi riskinin bir kısmını üstlenen hükümetin yaklaşık 50 milyar dolarlık kredi artışını tetiklemesi bir başarı.Darbe girisimi oncesi, ekonomik anlamda yeni beklenti yaratacak dinamizm yoktu. Siyaset ve Akp'yi destekleyen kitle yorulmustu. Darbe girisimi sonrasi, kitlenin ozguveni zirveye cikarildi. Siyasette saflar iyice belirginlesti, iki cephe olustu ve aktorler bu cephelerde yerlerini aldilar, tabii ki tabanlarda kaymalar oldu. % 50-50 bir denge olustu. Ekonomi ayaginda bu yazida anlatilan tedbirler alindi, gelinen nokta ilk ceyrekte % 5'lik buyume.Darbe girisimi olmasaydi bu buyumeye ulasilabilir miydi? Iktidarin hedefine ulastigini soylemek mumkun degil, aksine muhalefetin guclendigi cok acik. Demek ki dis dinamigin istedigi oldu. Bundan sonrasi icin dis dinamigin ne yapmak istedigini tespit edebilirsek, siyaseti, ekonomiyi ve borsanin nereye gidebilecegini uc asagi, bes yukari kestirebiliriz. Dis dinamik, Turkiyede % 50-50'lik dengeyi asil hedefine ulasana dek kesinlikle bozmayacaktir, iki cepheden birinin digerini ezmesine kesinlikle izin vermez. Bu sebeple ne oldurur, ne öldürür, sadece surundurur.Bulgurlu’nun bir araya geldiği 22 fon yöneticisinin hiçbiri geçen yılki darbenin ardından uygulamaya konulan olağanüstü hal hakkında kendisine soru sormadı.
Teşviklerin sonu yaklaşıyor: vergi indirimleri Eylülde sona eriyor ve kullanılmayan KGF büyüklüğü 19 milyar dolara inmiş durumda.Buyrun, ekonominin basindaki adam kendi agziyla itiraf ediyor. Yukarida sordugum sorunun cuvabi bu, yani darbe girisimi olmasaydi ekonomi daha kotu olurdu.“Eğer böyle bir teşvik başlatmasaydık Türkiye ekonomisi daha kötü durumda olurdu” diyen Ağbal
[QUOTE] En büyük endişe ise kredilerin kalitesi. Fon kapsamında verilen kredilerde, olası yükümlülüklerin yüzde 7’sinin Hazine garantisinde olması kredi verme standartlarını düşürdü. Bankalar daha riskli krediler veriyor ve kredi alanların parayı nasıl kullandıkları tam olarak bilinmiyor. [/QUOTE]Hükümetin teşvik programı ekonomik büyüme sağlamış olabilir ancak Türkiye’nin ucuz krediye olan bağımlılığını derinleştirdi. KGF’ye ek olarak, Türkiye’nin en büyük şirketlerindeki 200 milyar dolarlık devlet hissesi Varlık Fonu’nda toplandı, böylece altyapı projelerini desteklemek için borç sağlanabilecek.
GlobalSource Partners’dan Atilla Yeşilada “Eğer bunu yapmasalardı yüzlerce şirket iflas ederdi, ancak biraz endişelenmemiz gerekiyor. Bu kredilerin nereye gittiğine dair hiçbir kayıt yok” diyor.Üst düzey mutfak tasarım mağazası bulunan ve 160 kişiye istihdam sağlayan Serkan KGF destekli 800.000 TL’lik kredi aldığını ve bunu daha pahalı kredilerini ödemek için kullandığını söylüyor.Arkadaşı, Ankara’da balık restoranı sahibi ise düşen TL’ye karşı hedge yapmak için dolar satın aldığını belirtiyor. Genç işadamlarının çevrelerindeki diğer kişiler de kredileri borsada yatırım yapmak için kullandıklarını dile getiriyor. Serkan gülerek “Biliyorum, bu doğru değil. Ancak en azından bugün yemek yiyebiliyoruz” diyor.
Yer İmleri