Alıntı Originally Posted by KaaN- Yazıyı Oku
Uzun vade olayını artık kenara bırakmak gerektiğini düşünüyorum.
Tüketimi çok seviyoruz, tasarruf yapmıyoruz. Hükümet hiç bir şey yapmasa, ülke zaten en az %2 büyüyor. Malumunuz, globalde taşlar yeniden dağıtılıyor; Rusya devre dışı bırakıldı, enerji planları baştan yapılıyor. Ülkemiz enerjide hızlandı ama ne kadar iyi bilemiyorum. Rus gazının bizim üzerimizden avrupaya gitme durumu var. Azeri ve Türki Cumhuriyet gazları için de aynı durum olabilir. Yenilenebilir enerjide avrupada 6.yız. Nükleer devreye girmek üzere (*erefsiz almanya yüzünden biraz uzadı). Gabar petrolü, karadeniz gazı sisteme girmeye başladı. Dev Hunutlu Kömür santrali, Yusufeli barajı önemli projeler devreye girdi.

- Çin' in yerine Hindistan monte edilmeye çalışılıyor. Ülke yönetimimiz kabadayılığı bırakıp diplomatik dil kullanımına başlarsa ticari/ekonomik fayda sağlarız.
- Abd-Avrupa' da faizde park edilen paralar artık dünyaya açılacak. Eğer enflasyonu düşürebilirsek v Hikaye güzel ama işte burası Türkiye.


Detaylı açıklamalar için teşekkür ederim sn. KaaN
Türkiye enerji yatırımları konusunda çok dinamik bir ülke, sermaye enerji üretimini risksiz getiriye yakın bir kazanç yolu olarak gördüğünden sanayi üretimi yerine enerji yatırımlarına toplu yönelim gözleniyor. 2010 öncesi tekstilciler bile bir araya gelip minik HES'ler yapıyordu, ardından rüzgar enerjisi yatırımlarına toplu yönelim oldu ve son aşamada küçük sermayeye bile uygun olan güneş enerjisi. Öte yandan tekstil gibi geleneksel işlerde kan kaybı görülüyor. Enerji yatırımları istihdam açısından yetersizdir. Rusya tarihte de batıyla sorunlar yaşadı ama doğunun gücüne karşı batının müttefiki olmaya devam edecektir.

Pandemi sırasında Çin'in dünya tedarikçisi olarak rolünün zayıflayacağı yorumları yapılıyordu tersine daha da güçlendi. İktidar partisinin en büyük seçim propagandası TOGG iken gidip BYD'ye görülmemiş bir teşvik vermek zorunda kaldılar. Hindistan Çin'in sahip olduğu teknik yeterlilik, disiplin ve organizasyona sahip değil, Çin ABD tarihi boyunca karşılaştığı en büyük rakip, diğerlerine hiç benzemiyor.

Asgari ücreti tek başına, karşılaştırma unsuru olarak değerlendirmeyin. Bu ülkede emekliler, sosyal yarım alanlar ve güvenlikle ilgili olanlar dahil kamuda çalışanların nüfusa oranlarına da bakmak lazım. Mültecileri saymıyorum bile.

Gelişmiş ülkelerde park eden paranın gelişmekte olan ülkelere akması enflasyon, faiz ve korumacı politikalara bağlı. Türkiye iyi bir üretim ülkesi ama sorun gelirlerin giderleri karşılamaktan uzak kalması. Bence entelektüel kapasitemiz ve sermaye gücümüzle ulaşabileceğimiz en iyi noktalara ulaştık, artık tasarrufla ve disiplinle ilerlememiz lazım. Bu ise politikacıların işine gelmiyor. Kolay çıkabileceğimiz bir kısır döngü değil.