
Originally Posted by
selka
....
Doğru burada Sn.CB nımız herşeyi bilemez..
Ancak sağalm bir danışman şunu dese idi
"Efendim ekonomik modelimiz ithalata dayalı olarak kurulmuştur. Bu 100 yılda kurulan ekonomik modeli 3 ayda değiştiştirmek mümkün değildir.. Yükselen kur ekonomimizi çökertir.... Bu PAPAZ ın maliyeti en az 25 milyar USD olur "
O vakit belki hasar daha az olurdu...
Lakin nerden bakarsak bakalım bu İMAM ve PAPAZ olayı 10 yılımıza MAAL oldu....
"100 yılda kurulan ekonomik modeli 3 ayda değiştirmek.." şeklinde bir düşünceyi mr erdoğan ın danışmanına atfetmiş sn Selka.. ancak yazının genelinden kendisinin de bu görüşte olabileceği sonucu çıkıyor.. umarım yanılıyorumdur..
ilk olarak: bu 100 yılın 16 yılında zaten akp iktidarda.. 3 ayda değiştirmek gibi bir kavram oturmuyor.. aksine mr erdoğan ve ekibi ülkede kendilerinden önce yapılan her şeyi "babalar gibi sattılar", kendi ifadeleri aynen böyle.. her şeyi (tüm bu kötülüğü) bilinçli biçimde yaptılar..
1923 ile başlayan süreçte resmen bir köy yapısı devralındı osmanlıdan.. bakın resmen köydük.. eğitim, sanayi, bankacılık aklına ne gelirse resmen sıfır seviyesindesin.. aynı dönemde batı ülkeleri bugunku anlamda da modern bir toplumu neredeyse her yonu ile oturtmuş durumdalar (üretim ve paylaşım)..
cıumhuriyetin ilk 20 yılında üretim altyapısını batı ile karşılaştırıldığında ilkel sayılabilecek çimento, şeker, dokuma gibi fabrikalar yaparak arttırdılar ve okuryazarlığı tek haneli bir orandan %40-50 gibi seviyelere çıkarttılar..bu çok önemli bir başarıdır.. karşılaştırma açısından nufusun yarısının okuryazar olması seviyesi ingilterede 18. yy ortalarıdır..
diğer yandan gelişmiş sanayi yapısını destekeleyecek altyapı süreci demirel le başlayan yılalrda ve ozalın döneminde devam etti.. barajlar (elektrik), demir çelik (eregli), temel beyaz eşya (arçelik vb), otomotiv (ford, tofaş, reno) aynı süreçte bir üretim yapısı ve kalite anlayışının oturması ve rekabetçilik açısından önemliydi..
bu süreçte ithal ikameci yapılar da zaman zaman uygulandı ama esasen osmanlı döneminde kaybedilen zamanı telafi etme mantığı arka planda çok önemliydi, kalkınma planları buyuk oranda makul ve başarılı oldu..
2002 sonrası ise tamamen farklı bir hikaye.. her şey satıldı.. kalkınma ile büyüme aynı şey sanıldı.. sadece büyümeye odaklanıldı.. inşaat, beton vb.. alanlara odaklanıldı.. fabrikaların satılması, bir çok alanda yabancılara imtiyazların verilmesi (modern kapitülasyon) nedeniyle üretim yapısı büyük oranda ithalata bağımlı hale geldi.. ihracatta ithal girdi oranı akp döneminde çok fazla arttı..
bu düşüncelerin ışığında son 100 yılın suçlanması noktasında "akp li danışman" ın yanlış olduğu açıkça gözüküyor.. 2002 ile bağlayan süreç tamamen yanlış değerlendirildi.. öyleki bir sonraki sıçramayı yapmak için gerekli eğitim sistemi de çökertildi..her açıdan geri kaldığımız bir süreç oldu.. 2002 oncesi oluşan yapının meyvelerinin (eğitim + altyapı + fabrikalar ) alınacağı bir dönemdi ancak heba edildi bu fırsat akp döneminde..
It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)
Yer İmleri