-
Goethe ile Konusmalar romaniyla taninan Alman sair ve yazar Johann-Peter Eckermann’in dogum yildonumu (21 Eylul 1792)
“Biraz etrafima bakindiktan sonra, konuskan usakla merdivenleri cikarak birinci kata geldik; usak, icten karsilamanin on isareti olan esigin onundeki SALVE yazisinin uzerinden gecilerek girilen odayi acti. Beni bu odadan gecirip daha genis ikinci bir odaya aldi ve biraz beklememi soyleyerek, geldigimi bildirmek uzere efendisine gitti. Bu oda cok serin ve ferahti, yerde bir hali seriliydi, oda kirmizi renkteki kanepe ve ayni renkteki sandalyelerle cok ic acan bir doseme tarzina sahipti; bir tarafta kuyruklu bir piyano vardi, duvarlarda cesitli buyuklukte desen calismalari ve tablolar asiliydi.
Karsimdaki acik kapidan bir baska oda gorunuyordu, o oda da ayni sekilde tablolarla suslenmisti, usak o odadan gecerek geldigimi haber vermeye gitmisti.
Az sonra, Goethe uzerinde mavi redingotu, ayaginda ayakkabilariyla cikageldi; yuce bir insan! Biraktigi etki sasirticiydi. Oldukca icten sozleriyle tüm sikilganligimi giderdi. Kanepeye oturduk. Bakislarinin etkisinden kurtulamiyordum, onun yaninda olmaktan dolayi mutluluktan saskin bir haldeydim, arada bir iki sey soyledim ya da hic konusmadim. Goethe hemen benim elyazmamdan soz etmeye basladi.”

“Nachdem ich mich ein wenig umgesehen, ging ich sodann mit dem sehr gesprächigen Bedienten die Treppe hinauf zur ersten Etage. Er öffnete ein Zimmer, vor dessen Schwelle man die Zeichen SALVE als gute Vorbedeutung eines freundlichen Willkommenseins überschritt. Er führte mich durch dieses Zimmer hindurch und öffnete ein zweites, etwas geräumigeres, wo er mich zu verweilen bat, indem er ging, mich seinem Herrn zu melden. Hier war die kühlste erquicklichste Luft; auf dem Boden lag ein Teppich gebreitet, auch war es durch ein rotes Kanapee und Stühle von gleicher Farbe überaus heiter möbliert; gleich zur Seite stand ein Flügel, und an den Wänden sah man Handzeichnungen und Gemälde verschiedener Art und Größe.
Durch die offene Tür gegenüber blickte man sodann in ein ferneres Zimmer, gleichfalls mit Gemälden verziert, durch welches der Bediente gegangen war mich zu melden.
Es währte nicht lange.. so kam Goethe, in einem blauen Oberrock und in Schuhen; eine erhabene Gestalt! Der Eindruck war überraschend. Doch verscheuchte er sogleich jede Befangenheit durch die freundlichsten Worte. Wir setzten uns auf das Sofa. Ich war glücklich verwirrt in seinem Anblick und seiner Nähe, ich wusste ihm wenig oder nichts zu sagen. Er fing sogleich an von meinem Manuskript zu reden.”
-
Iskocyali sair, tarihci, tarihi roman ve oyun yazari ve Sir Walter Scott’in olum yildonumu (21 Eylul 1832)
“Cok eskiden Ingiltere'de Don nehrinin sulariyla beslenen bolgede, çok buyuk bir orman vardi. Bu orman oylesine buyuktu ki, Sheffield'le Doncaster sehri arasinda kalan daglarin ve vadilerin buyuk bir kismini kapliyordu.” Korkusuz Sovalye Ivanhoe

“In that pleasant district of merry England which is watered by the river Don, there extended in ancient times a large forest, covering the greater part of the beautiful hills and valleys which lie between Sheffield and the pleasant town of Doncaster.”

“Ah ne kadar da karisik bir ag orduk, ilk olarak aldatmayi ogrendik.”

“Intikam, cehennemde pismis agizdaki en tatli lokmadir.”
-
Alman bir filozof ve yazar Arthur Schopenhauer'iin olum yildonumu (21 Eylul 1860)

"...Ama sunu hatirdan cikarmayin, ahmaklar icin yazanlar her zaman karsilarinda genis bir dinleyici kitlesi bulurlar; okuma zamaninizi sinirlamaya dikkat edin ve okumak icin ayirdiginiz zamani da ozellikle butun zamanlarin ve ulkelerin buyuk kafalarinin eserlerine ayirin, onlar insanligin geri kalanini yukaridan seyrederler. Sohretleri onlari zaten bu huviyetiyle tanitir. Okunmasi halinde sadece bunlar gercekten bir seyler ogretir ve insani egitir ..."

"...Consider, rather, that the man who writes for fools is always sure of a large audience; be careful to limit your time for reading, and devote it exclusively to the works of those great minds of all times and countries, who o'ertop the rest of humanity, those whom the voice of fame points to as such. These alone really educate and instruct.You can never read bad literature too little, nor good literature too much..."

"Olumlulerin gozunu orten Maja onlara; oldugunu ya da olmadiginiı soylemenin mumkun olmadigi bir dunya gosterir. Cunku bu dunya, yolcunun uzaktan su sandigi kumun uzerindeki gunes yansimasina ya da yilan yerine koydugu yere atilmis ipe benzer."
-
Ingiliz yazar Herbert George Wells'in dogum yildonumu (21 Eylul 1866)

"Gunumuzun saglik kosullari ve tarimi, her sey bir yana, hala temel asamasindadir. Zamanimizin bilimi insan hastaliklari alaninin ancak kucuk bir bolumunde ise koyuldu, ama oyle bile olsa faaliyetlerini cok istikrarli ve israrci bir bicimde yaymakta. Tarimimiz ve bahceciligimiz orada burada bir yabani otu yok eder ve belki cok sayida saglikli bitkiler ekip, daha buyuk bir orani, bir denge olusturmak icin elinden geldigi olcude mucadele etmeye terk eder. En sevdigimiz bitki ve hayvanlari -ve bunlar o kadar az ki- yavas yavas, secici islah ile gelistiriyoruz. Bir gun yeni ve daha iyi bir cins seftali, bir gun cekirdeksiz uzum, bir gun daha hos kokulu, daha iri cicekler, bir gun daha faydali bir sigir cinsi. Onlari yavas yavas islah ediyoruz, cunku ideallerimiz belirsiz ve deneme kabininden, bilgimiz ise sinirli; cunku bizim beceriksiz ellerimizde doga da utangac ve hantal. Bu anafora ragmen akintinin surmesidir. Tum dunya zeki, egitimli ve isbirligi icinde olacak; her sey gitgide artan bir hizla doganin boyun egisine dogru gidecek. En sonunda akillica ve dikkatli bir sekilde, hayvan ve bitki dunyasinin dengesini insan ihtiyaclarina uyacak bir bicimde yeniden duzenleyecegiz." Zaman Makinesi

"'After all, the sanitation and the agriculture of to-day are still in the rudimentary stage. The science of our time has attacked but a little department of the field of human disease, but even so, it spreads its operations very steadily and persistently. Our agriculture and horticulture destroy a weed just here and there and cultivate perhaps a score or so of wholesome plants, leaving the greater number to fight out a balance as they can. We improve our favourite plants and animals—and how few they are—gradually by selective breeding; now a new and better peach, now a seedless grape, now a sweeter and larger flower, now a more convenient breed of cattle. We improve them gradually, because our ideals are vague and tentative, and our knowledge is very limited; because Nature, too, is shy and slow in our clumsy hands. Some day all this will be better organized, and still better. That is the drift of the current in spite of the eddies. The whole world will be intelligent, educated, and co-operating; things will move faster and faster towards the subjugation of Nature. In the end, wisely and carefully we shall readjust the balance of animal and vegetable life to suit our human needs."
-
Ispanyol sair Luis Cernuda’nin dogum yildonumu (21 Eylul 1902)

Ne huzundur o ses sevisirken iki bedenden cikan,
Sonbaharda kandiran bir ruzgar gibi
Sakat birakilmis cocuklarin ustunde,
Eller yagarken,
Hafif eller, bencil eller; ya da edepsiz eller,
El selaleleri ki bir zamanlar
Minicik bir cepteki bahcede cicektiler.
Cicekler kum tanesi ve cocuklar yapraklari,
Ve sesleri tabii ki hafif hos gelir kulaga
Gulduklerinde, sevdiklerinde, opustuklerinde,
Ta kendinin en derinlerine kadar
Genc ve yorulmus adam
Bir zamanlar gece gunduz cok dus kurmaktan.
Bir cocuk hicbir sey bilmez,
Ellerin yagmayacagindan baska bir sey, ona dedikleri gibi;
Haliyle, adam, dusleriyle basbasa birakilmis
Yakarirken kumun akip gittigi cebine
Kumu o ciceklerin
Hani bir gun olu simasini susleyecek olan.
-
Ilk Western-Cowboy filmi Kit Carson, 21 Eylul 1903 tarihinde yayinladi.

-
Ingiliz filozof Bernard Williams'in dogum yildonumu (21 Eylul 1929)

"Insan, asla insan ruhu kadar dayanikli herhangi bir materyalden yapilmamistir."

"Her gece veya problem gunesin dogusuna ve umuda yenilmeye mahkumdur."
-
Dallas dizisinin insafsiz is adami J.R Ewing karakterini canlandiran Larry Hagman'in dogum yildonumu (21 Eylul 1931)


Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri