Sayfa 1432/7020 İlkİlk ... 4329321332138214221430143114321433143414421482153219322432 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 11,449 - 11,456 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Sir Arthur Conan Doyle, The Hound of the Baskervilles (Baskerville'lerin Kopegi) romanini 25 Eylul 1888 tarihinde yazmaya basladi. (İlk yayin: The Strand Magazine, Agustos 1901 - Niisan 1902. Ilk Ingiltere baskisi : George Newnes Ltd. Londra, 1902)

    "Ay isigi o kadar parlakmis ki duzlugu butun ayrintılariyla aydinlatıyormus. Adamlar yaklastiklarinda gordukleri manzara karsisinda ne yapacaklarini bilememisler. Duzlugun tam ortasinda korkudan ve yorgunluktan olen zavalli kiz yatiyormuş. Ama, bu uc zamparanin aklini basindan alan sey, ne kizin cesedi, ne de kizin cesedinin yaninda yatan Hugo Baskerville'in cesediymis; Hugo'nun ustunde, bogazina sarilmis, igrenç bir yaratik varmis, buyuk, kara bir hayvan, ama olumlu gozlerin gordugu, gorecegi herhangi bir kopekten daha buyukmus. Onlar bakarken o saskinlik verecek kadar ucube olan sey Hugo Baskerville'in girtlagini isirip koparmis. Sonra alev sacan gozlerini ve kan damlayan cene kemiklerini onlara cevirerek acip kapamaya baslayinca ucu de korkudan kanlari donmus ve tatli canlarini kurtarmak icin ciglik cigliga bozkirda kacmaya baslamislar. Soylendigine gore aralarindan biri, o gordugu yaratik yuzunden cok kisa bir sure sonra olmus."



    "The moon was shining bright upon the clearing, and there in the centre lay the unhappy maid where she had fallen, dead of fear and of fatigue. But it was not the sight of her body, nor yet was it that of the body of Hugo Baskerville lying near her, which raised the hair upon the heads of these three daredevil roysterers, but it was that, standing over Hugo, and plucking at his throat, there stood a foul thing, a great, black beast, shaped like a hound, yet larger than any hound that ever mortal eye has rested upon. And even as they looked the thing tore the throat out of Hugo Baskerville, on which, as it turned its blazing eyes and dripping jaws upon them, the three shrieked with fear and rode for dear life, still screaming, across the moor. One, it is said, died that very night of what he had seen, and the other twain were but broken men for the rest of their days."

  2. Nobel Edebiyat Odullu Amerikali roman, kisa oyku, deneme ve oyun yazari; sair William (Cuthbert) Faulkner'in dogum yildonumu (25 Eylul 1897)



    "Pencerenin golgesi perdelerin ustune vurdugu zaman yedi ile sekiz arasi idi, sonra zaman icinde yeniden buldum kendimi, saati isitince. Buyukbabamindi ve babam bana verdigi zaman, Quentin, sana butun umutlarin ve ozlemlerin mezarini veriyorum demisti, o daha cok insan yasantilarinin sacmaligina varman icin acita acita kullanilmaya elverislidir, boylece senin kisisel ihtiyaclarini babanin ve onun da babasiinin ihtiyaclarini karsiladigindan daha cok karsilamayacaktir. Bu saati sana zamani hatirlayasin diye degil, ara sira onu unutasin ve solugunun hepsini onu elde etmek için harcamayasin diye veriyorum. Cunku simdiye kadar hicbir savas kazanilmamistir demisti. Dahası savasilmamistir bile. Savas alani insanlarin delilikleri ile umutsuzluklarini ortaya cikarir." Ses Ve Ofke



    "When the shadow of the sash appeared on the curtains it was between seven and eight o' clock and then I was in time again, hearing the watch. It was Grandfather's and when Father gave it to me he said I give you the mausoleum of all hope and desire; it's rather excruciatingly apt that you will use it to gain the reducto absurdum of all human experience which can fit your individual needs no better than it fitted his or his father's. I give it to you not that you may remember time, but that you might forget it now and then for a moment and not spend all your breath trying to conquer it. Because no battle is ever won he said. They are not even fought. The field only reveals to man his own folly and despair, and victory is an illusion of philosophers and fools."




    "Saatler zamani oldurur. Kucuk carklar tikirdadikca zaman olur, sadece saat durdugunda hayata geri doner."



    "Hic dikkat ettin mi, kadinlarla erkeklerin bazi hareketlerinin sebeplerini yeniden sekillendirmeye calistigimizda eski erdemlerden kaynaklandiklari inancina, hirsizin tamahtan degil sevgiden caldigina, katilin nefretten degil merhametten oldurdugune hayretle o yegane mumkun inanca kapilmis buluruz kendimizi SIK SIK."Absalom, Absalom



    "Have you noticed how so often when we try to reconstruct the causes which lead up to the actions of men and women, how with a sort of astonishment we find ourselves now and then reduced to the belief, the only possible belief, that they stemmed from some of the old virtues? The thief who steals not for greed but for love, the murderer who kills not out of lust but pity?"

  3. Film muzigi, sarki, caz dahil olmak uzere pek cok turde eserler veren, 20. yuzyilin onemli senfonilerini yazan Rus besteci Dmitri Dmitriyevic Sostakovic’şn dogum yildonumu (25 Eylul 1906)


  4. Amerikali karikaturist, sarki sozu, sair ve cocuk kitaplari yazari Sheldon Allan ‘Shel’ Silverstein’in dogum yildonumu (25 Eylul 1930)




    Patikaların bittigi caddelerin basladigi yerde
    Bambaska bir ulke var
    Orada yumusak ve ak cimenler uzar
    Ve gunes sapsari yanar
    Ve ay kuslari yorgun dinlenirler
    Nane kokulu ruzgarda serinlenirler.

    Beni bu yerde birak
    Bacadan hala siyah dumanlar tuter,bak
    Karanlik sokaklar bukulur gider
    Kiyilarinda cicekler buyuyen yollardan gec
    Oylesine yuruyelim ki yavas ve olculu
    Ve gozlemleyerek ak oklarin nereye gittigini
    Gorerek yollarin nerede baslayip nerede bittigini.

    Evet, yavas ve olculu yuruyecegiz
    Ve beyaz oklarimizin gittigi yere gidecegiz
    Cocuklarin gosterdigi,cocuklarin gidebildigi
    Yollarin sonundaki yere gidecegiz.

  5. Amerikali kisa oyku yazari Ringgold Wilmer ‘Ring’ Lardner’in olum yildonumu (25 Eylul 1933)

    “Birbirini hic tanimayan bir adamla bir hanim, doguya geri donen trende konusmaya basladiklarinda ask iliskisi ve doruk ortaya cikacakti.

    ‘Peki’ dedi bayan Croot, cunku oydu, ‘Canyon'u nasil buldunuz?’

    ‘Bir magara iste," dedi refakatcisi.

    ‘Amma tuhaf bir bakis!" diye cevap verdi bayan Croot. ‘Simdi bana birsey calin bakalim.’ "



    “The love interest and climax would come when a man and a lady, both strangers, got to talking together on the train going back east.

    ‘Well,’ said Mrs. Croot, for it was she, ‘What did you think of the Canyon?’

    ‘Some cave,’ replied her escort.

    ‘What a funny way to put it!" replied Mrs. Croot. "And now play me something.’ "

  6. 2 Akademi, 2 Golden Globe, 1 Emmy Odul sahibi Amerikali aktor Michael Douglas'in dogum gunu (25 Eylul 1944)






  7. Star Wars filminin Luke Skywalker'i Amerikali aktor Mark Hamill'in dogum gunu (25 Eylul 1951)




  8. Superman filminin Clark Kent'i Christopher Reeve'in dogum yildonumu (25 Eylul 1952)




Sayfa 1432/7020 İlkİlk ... 4329321332138214221430143114321433143414421482153219322432 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •