Bir zamanlar kendine yeterli olmakla övünen Türkiye, son 20 yılda tarımda stratejik ürünlerde net ithalatçı durumuna geldi. TÜİK Dış Ticaret İstatistikleri, 2002, 2007 ve 2019 yıllarına bakınca, canlı hayvanlar (1), süt yumurta (4), yaş sebze meyve kök ve yumrular (7-8), hububat (10), yağlı tohumlar, saman, kaba yem (12), hayvansal ve bitkisel yağlar (15) kalemlerinde ithalatın sürekli arttığı, 1, 10, 12, 15 kategorilerinde net ithalatçı konumuna düşüldüğü görülüyor. Ticaret dengesi canlı hayvanlar kaleminde 2002 yılında fazla verirken, 2007 yılında 16 milyon 842 bin 121 USD açık vermiş. Açık 2019’a gelindiğinde yüzde 166 artarak, 625 milyon 962 bin 470 USD olmuş. Gıda güvenliği açısından, stratejik ürün olarak kabul edilen hububatta, 2002 yılında 295 milyon 130 bin 918 USD olan açık, 2019’a gelindiğinde, 3 milyar 139 milyon 303 bin 934 USD olmuş. Kaç kat arttığını hesaplamayı size bırakıyorum.
Dahası, 2007 yılında, 1.4 YTL, 1 USD alıyordu, bugünlerde 1 USD alabilmek için 6-7 YTL gerekiyor. Demek ki, hububat açığı akla zarar biçimde artarken, ithalatı yapabilecek (ve dış borcu ödeyebilecek) doları almak için gereken YTL miktarı da yaklaşık yüzde 400 artmış.
Yer İmleri