Valeryana düşkün kediler gibi mutlak o kokuyu arıyor, uyuşuk ve tembel bir adam oluyor, nihayet altı yedi ay sonra patron sen hastasın diye on para tazminat vermeksizin suyu alınmış limon kabuğu gibi kapı dışarı atıyordu…” (Mazhar Osman (Uzman), Keyf Veren Zehirler, 1934.)
1929’da ikinci eroin fabrikamız, Eyüp’te Haliç kenarına kuruluyor. Adı; “Eczayı Tıbbiye ve Kimyeviye”
Aynı yıl İstanbul’daki son fabrika Kuzguncuk’ta
“Türk ecza-yı tıbbiye ve kimyeviye şirketi” – TETKAŞ – adı altında kuruluyor.
Bu yıllarda, Türkiye’nin 27 sanayi kuruluşu var ve bunlarının tamamının yıllık karı 2 Milyon TL düzeyinde seyrederken, eroin fabrikalarımızın cirosu 15 Milyon TL.
1930’da bu fabrikalar 1,5 milyon bağımlının ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede;
aylık yaklaşık 3-5 ton eroin üretmiştir.
Dışarıdan tüm Dünyadan gelen ambargo tehditleri, yasal zorlamalar, dayatmalara rağmen Türkiye üretime devam ediyor, 1930’a gelindiğinde dünya gazetelerinde Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü uyuşturucu satıcısı olarak resmediliyor
Şubat 1930’da New York’ta yakalanan Alesia isimli bir gemide Türkiye’den yüklenmiş 500 bin dolarlık saf morfin ele geçiyor.
ABD New York Belediye Başkanı La Gardia Türk malları için bir yasa tasarısı veriyor.
10-12 milyon nüfuslu Mısır’da 30-40 bin kişinin Türkiye’den kaçırılan uyuşturucu yüzünden öldüğü belirtiliyor.
”Overdose Türkiye” adlı, İstanbul’daki eroin fabrikalarını konu alan kitabın yazarı Cengiz Erdinç fabrikaların kapatılışını şu şekilde özetliyor:
”1933’te eski bir asker olan General Sherril Türkiye’ye elçi olarak atanıyor. Mustafa Kemal’in biyografisini yazıyor ve sağladığı bu yakınlık sayesinde kabinede en güvendiği adamların bu işin içinde olduğunu anlatıyor.
Bir gecede bir yasa çıkarılıyor ve Mustafa Kemal kabineyi toplayarak ertesi gün şu açıklamayı yaptırıyor; ”Eroin fabrikaları kapanmıştır. uluslararası anlaşmaları imzalayacağız.” Mustafa Kemal’in iradesine rağmen meclis direniyor.
Karar Halk Fırkası’ndan geçiyor ama mecliste bir yıl boyunca yasa hazırlanamıyor. ”Afyon lobisi” 1933 yılında Mustafa Kemal’e bile direnecek güce sahip. Ancak Mustafa Kemal’in ısrarları ile fabrikalar kapatılıyor.
8 sene gibi bir süre kendini gösteren legal eroin fabrikaları kimileri için Türk ve Cumhuriyet tarihindeki bir lekedir, kimileri için ise Osmanlı'dan geriye kalan yüksek faizli borçların kapatılmasında en önemli faktördür.
Devlet eroinin ve morfinin zararlı olduğunu bilmiyor muydu? O zamanki toksikoloji biliminin tedavi yöntemlerine göre, eroin bağımlılığı morfin ile, morfin bağımlılığı ise eroin bağımlılığı ile tedavi ediliyordu.
Yani bu iki bağımlılık yapıcı ilaç da bir nevi aspirin gibiydi. Zararları o zamanın tıbbi şartlarıyla ayırt edilebilir değildi bu sebeple Cenevre Sözleşmesinden (1925) önce reçetesiz olarak rahatlıkla satılabiliyordu.
Cenevre Sözleşmesi ile tüm dünyada -Türkiye hariç- eroin yasaklandığında sebep olarak bilimsel bir gerçeklik ortada yoktu, yasaklanmanın tek sebebi kitlesel ölümlerdi.
Yer İmleri