Sayfa 208/232 İlkİlk ... 108158198206207208209210218 ... SonSon
Arama sonucu : 1850 madde; 1,657 - 1,664 arası.

Konu: Dolara Yatırım Yanlış

  1. Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  2. Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  3. Zeki
    @Stavr0gin_
    Küçük burjuva neşesi vardı. Sürekli gülecek bir şeyler anlatır; anlatacak bir şey bulamadı mı "eaaah, aaay" benzeri sesler çıkarırlardı. Komikliğin esleri bir nevi. Dikkat ettim, onlarda bile neşe kalmamış.
    SSCB'nin intiharından sonra Türkiye'nin İran olmadığı 90'larda meşruiyetini kazanmış bir sınıf bu. Okumaktan gözleri bozmuş solcu ve ciddiyeti abartılı ülkücü çocukların yanında neşeleriyle öne çıktılar.
    Schopenhauer de bunlardan yanaydı uzun süre. Kadınlar, türün devamı için bu sürekli kahkaha atan adamlara yanaştı içgüdüsel olarak. Geçim kaygısı yoktu demek ki...
    Biz gösterişsiz ve bilgisiyle kendini ifade edebilme ve eşeylenebilme peşindeki işçi çocuklarının en büyük düşmanı bunlar oldu kızlı ortamlarda. Disko gibi adamlar bunlar. Volümü açtıkça açtılar.
    Bulundukları ortamda yüksek ses, abartılı kahkahalar ve hep daha absürt ve daha komik anılarla masayı ve mekânı domine etme taktiğiyle hareket ettiler.
    Tek kutuplu dünya neşesi diyebilir miyiz? Amerikan zaferi ve tek kutuplu dünya doktrini kadar sürdü mezkûr sınıfın malûm neşesi.
    "İslamcı hödüklerin" bu kadar iktidarda kalmaması gerekiyordu öğretiye göre. Kazanan tarafta olup da ganimete ortak olamamak...
    Ustaları Cem Yılmaz'ı gördüm. Onun da simasına aynı ciddiyet sinmiş şimdilerde.
    Apolitik görünümlü, apolitizm reklamı yapan mainstream siyaset. Politik mizaha bile tahammülleri yoktu. Sinema ve müzikte de politika yoktu. Eğlencelikti bunlar...
    Politika, ekmeğin ve artık değerin bölüşümüdür kabaca. Düzene her itirazı politik olmakla itham edip pejoratif "politik" yaftasını yapıştırdılar. Levent Kırca mizahı, leşşş...
    Ustaları, yaşayan en zeki ve hazır cevap küççük burjuva, siyasi mesaj vermiş ciddi ciddi. Adamın dibidir aynı zamanda. Rakı içmiş. Bildiğin rakı. Korkmamış. Vergisini ödeyip satın almış. Buz ve su katıp içmiş...
    Türkiye'de herkesin müşahede ettiği geç dönem ahlâkî çürüme, küçük burjuva/ beyaz yaka sınıfla başlamıştır. İslamcılar soruyor ya "biz nasıl böyle insanlar olduk" diye, cevabı burada olabilir.
    ............................
    @erefefik

  4. Zeki
    @Stavr0gin_
    Türk sağı/muhafazakârının, apokaliptik bir karamsarlığı vardır geleceğe dair. Alametlerin iyice belirdiğine inanılır. Aynı genetik kodları, beyaz yaka seküler kesimde de izlemek mümkündür öte yandan.
    Seküler biti kanlanmış sınıfta ise çocuğu üzerinden gelişmiştir mezkûr kodların semptomları. Çocuğunun geleceğinin, kendisiyle aynı koşullarda yetişirse daha iyi olmayacağını kanıksamıştır bunlar.
    Burada, gelmekte olan çağın verdiği dehşeti ve hayata yüklenen anlamı da düşünmek gerekir. Maziyle bir türlü kesilemeyen bir hesap vardır burada. Mazi, cennet olarak tasavvur edilir. Bakkaldan leblebi tozu aldık diye çocukluğumuz çok güzel sanılır mesela.
    Parasız eğitim isteyenin karga tulumba gözaltına alındığı yıllar. Aydın cinayetleri ve banker skandalları, dönen dava adamlarıyla kültür hayatının adeta drenajla kurtulduğu yıllardı...
    "Gitsin, gitsin de gelmesin; çocukluğum geliyor aklıma"

    Ruhi Su, böyle diyordu bir şiirinde. Bize o berbat çocukluk yıllarını özleten ve bizi gelecekten korkutan mekanizmaya yakından bakmaya çalışalım.
    Hep de ktisadi dönüşüm krizlerinde kullanılan bir dindarlık, dönüşümün kendisinden kaynaklı ahlâkî çöküntüye derman olma zehabında hep. İlerleme kaydetse, maziyi özlemezdi...
    Bir şekilde hayatta kalmış, bir şekilde (bazen bir güç tarafından) korunmuş, bir şekilde yırtmış, karamsarlık anında sevgili buluvermiş mesela; düzene inancı kalmamış (hiç olmamış) nesillerden bahsediyoruz.
    Eylül düzenindeyiz ve hak, asla alınmıyor. Verilir ve uygun dille istemek gerekir. Eylül düzenindeyiz ve cinsel devrimimiz bile devrim değil, inkılâptır. Turşusunu kurmaktan korkan kadınların lutfudur. Vermek denir zaten.
    Lise yaşlarında kadınları etkilemek için ezberlediğimiz şiirlere gerek bile kalmadı. Öte taraftan, meslek sahibi olmak için de ezberlediğimiz bilgiler oldu hep. Şans faktörü yüksek sınavlarla dağıtıldık üniversitelere.
    Türkiye'de yetişkin olmaya izin vermeyen bir düzen var her yerde. Şansa yaşıyor ve yükseliyoruz. Kişisel ilişkilerimizle koruyoruz pozisyonumuzu. İş Kanunundan kaynaklı veya anayasal haklarını bile kullanmakta ustalık sahibi olmak gerekir.
    Ahlâk neden bu kadar bozuk ve bazen çocuk yetiştirmekten korkuyoruz? Anne'den ayrılmadık ki hiç... Ahlâk, daha biz çocukken bozuktu. Gelecekten korkulur, güvenilir bir Baba figürü yokken. Türkiye, evlatlarına uyanık ve yılışık olma şartıyla güvenlik vaat ediyor...
    Allahsız Eylül düzeninde Türkiye'nin tanrısı yoktur. Tanrıçası vardır ve hepimiz hastalık derecesinde bir karamsarlıkla malûlüz. Mutluluğun sırrı, kafaya hiçbir şey takmamak uyanıklığındadır.
    Bir kısmımız ise etiğin gayesi olmayan mutluluğu, hazcılığı keşfetti. Hazcılığın adı mutluluk oldu aynı umutsuzluk yüzünden.
    Dine yönelişte de aynı kaygıyı görmek zor değil. Alyoşa Karamazov'un Staretz Zosima'ya sığınmasına benzer bir sığınmadır Türk usulü İslami uyanış.
    Böylece kötümserliği içgüdüsel olmaktan çıkarıp rasyonel temellerini ortaya koymuş oluyoruz. Kötümser olmak için kuvvetli argümanlar...
    ................................
    @erefefik

  5. #1661
     Alıntı Originally Posted by rumenigge Yazıyı Oku
    her yüzyılın bir deccali olsa bu yüzyılın deccali kesinlikle fettöş iti olurdu
    çünkü zorda kalınca da abi abi deyip onun bunun ayağını yalayan kendi düşüncesini anında satan fırsatını bulunca da kendi polisine askerine meclisine bomba atan alçak bir nesil yetiştirdi
    Son düzenleme : rumenigge; 21-06-2020 saat: 20:46.

  6. #1662
     Alıntı Originally Posted by rumenigge Yazıyı Oku
    dünya gelirinin yarısı 62 patrona gidiyor
    biri gelir eşitsizliğinden mi bahsetti
    yaklaşık 8 milyarlık dünyamızın 4 milyar insana düşen kaynağı 62 patron tüketiyor
    doların Siyonist çirkin yüzlerinden biri de bu
    bu kısmı bilmeyen doları masum bir para birimi sanar hayata toz pembe bakar

  7. Abi ben neredeyse 50 yaşına yaklaşıyom, halen bekarım.

    Şinciye kadar her çağırdıklarında düğünlere, nikahlara gittim. Sayısını unuttum abi, her defasında altın taktım.

    Benim durumumda olanlar el kaldırsın. Tayyip Ağamdan bir adil çare bekliyoruz.

    Geri verin abi altınlarımı.
    @erefefik

  8. Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

Sayfa 208/232 İlkİlk ... 108158198206207208209210218 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •