Borsa Felsefesi, Borsacı Kafası.

[yelpaze]

İyimserlikte doz aşımı yaptım galiba , piyasalar benim gibi düşünmüyor anlaşılan. Hafta sonu sosyal medyada bugün için 1987'deki Kara Pazartesi benzetmesi yapan felaket tellalları vardı... Pazar günkü sokak protestoları da yatırımcı güvenini sarsmış anlaşılan.
Merak ettiğim şu; teknoloji hisseleri gibi aşırı primli hisseler ve zaten zirvedeki borsalarda düzeltme olurken iskontolu sağlam hisseler ve bizimki gibi mütevazi performansa sahip borsalar daha sağlam durabilecek mi? Gerçi biz de kırılgan ekonomi ve olumsuz siyasi koşullardan muzdaribiz.

[yelpaze]

S&P500'de 4800 seviyesi benim için teknik değil temel analize dayalı destek noktası. Buraya, bu kadar hızlı geleceğimizi düşünmemiştim ama borsa böyle bir şey değil mi? Borsalarda yukarı doğru bir dönüş olacaksa BIST'in zamanlama olarak önden gitme ihtimali var. Bizim piyasa çok sığ olduğundan herkesin alarmda olduğu global düşüş trendleri başlamadan önce düşmesi ve herkes panik halindeyken ters yöne gitmesi şaşırtıcı olmaz.

Rakam da vereyim; S&P500'ün 4800 desteğini ben kabaca 500 milyar$ gücünde hesaplıyorum, bakalım dayanacak mı?

Trump tarifeleri resmi olarak başlatırken elinde bir tablo tutuyordu ve diğer ülkelerin ABD'ye uyguladığı yüksek gümrük vergi oranlarını göstererek kendi politikasını savunmuştu. Madem mesele bu, karşılıklı müzakerelerle vergileri dengelemek için açık bir kapı bırakmış? ABD bu aceleci tavrıyla müttefiklerini düşmanlarına karşı daha savunmasız bırakıyor. Çin bunlardan en az etkilenecek ülke zira üstünlüklerini korumaya devam edecek öte yandan ABD kaç yıl içinde yeni üretim kapasitelerini kurup efektif biçimde çalıştırabilecek? Uzun vadeli sonuçları bekleyecek siyasi süresi var mı Trump'ın. Şunu da unutmamak lazım; bu gümrük meselesi bir siyasi tiyatro da olabilir. Zaten durgunlukla daralan ekonomilerin gideceği nihai sonuç belliyken çıkıp bunu kendi şovuna dönüştürme çabasına biz Türkiye'den alışığız.

[yelpaze]

S&P500'de 4.800 desteği şimdilik çalıştı. Grafiğe bakan herkes bir yerlerde destek-direnç görebilir. Önemli olan bunların gücünü tahmin edebilmek. 4800 seviyesi benim hesabıma göre 500 milyar$'lık bir kuvveti temsil ediyordu. 5400 ve 5200 seviyeleri ise yaklaşık 50 milyar$ gücünde.

İşin bir de zaman boyutu var. 5200 ve 5400 destekleri sadece 2024-2025 dönemine ait genç bir oluşumken 4800 desteği 2020-2025 döneminin gelişmelerini içeriyor. Global ekonomiye yansıyan ve zamana yayılacak genel bir olumsuz trendden söz edilebilir ancak pandemi benzeri bir şok durumla karşı karşıya değiliz. Trump'ın saçmalıkları ya da bizim içerde karşı karşıya kaldığımız bunalımlar arada bir ateşi indirip çıkarıyor.

Not: Trump'ın tarife çıkışı öyle aptalca ki; parasını değersiz tutarak dış ticarette avantaj sağlama esnekliğine sahip Çin ve bazı ülkelere karşı müttefiklerini hedef hale getiriyor.

[çıtak]

Bu başlık altında paylaştıklarım ve zamanlamaları yazılanları sorgulayıp araştırabilecek, tutarlılığını doğrulayabilecek, içeriğini anlayabilecek, kendini her yönden geliştirebilen az sayıda insana hitap etmektedir. Zaten amaç da rekabet skalasının en seyrek popülasyonuna dahil olabilmek değil mi?

başlığınız hayırlı olsun... yeni gördüm, geniş zamanda okuyacağım
çok faydalı şeyler yazdığınızı hissediyorum
felsefesini bilmem... benim ilgilendiğim borsacı kafası

bizim kafa hep 1 milyon

[yelpaze]

Sn. çıtak, katılımınız beni memnun eder.
Yapı gereği hepimiz çabuk sonuç almak isteriz ama yatırım kararlarımız bazen kısa değil uzun vadeli olur. İşte bu tip kararlarda yatırım felsefesi önem kazanır. Kısa vadeli hisse yatırımlarında karlılık, temettü ve fiyat/kazanca odaklanıyoruz çünkü birkaç aylık periyotta piyasaya gelecek en önemli haberler bunlar. Kısa vadeli beklentiler güncel olaylarla ilişkili. Uzun dönemde ortalamayı yenecek yatırım kararlarında durum değişiyor.

21. yüzyılda iş dünyasının tanımında kökten değişiklikler oldu, pandemi süreci ve Z kuşağının baskın hale gelmesi değişimi karşı koyulamaz hale getirdi. Bunları idrak etmeden geleceğin yıldızlarını belirleyemeyiz. Bizden daha ileride olduğu için örnek olarak Avrupa ve ABD piyasasında efsanevi şirketlerden Deutsche Bank, GE, FORD, Pfizer, Intel, Cisco gibi geleneksel yönetim anlayışından tam kopamayan şirketlerin uzun vadeli grafikleriyle geleceği şekillendiren Apple, Amazon, Tesla gibileri karşılaştırdığımızda bariz bir fark görürüz. Derine indiğimizde muhasebesel verilerin bu farkları açıklamaya yetmediği ortaya çıkar. Tıpkı BIST'in efsane sanayi şirketlerinin şu anda olduğu durum gibi... İş dünyasında uzun vadede yüksek performans için, 20. yüzyılın miyop karlılık odaklı bakış açısı yerine şirketleri ön plana çıkaracak daha kapsayıcı yaklaşımlar ortaya çıkmaya başladı. Yatırım felsefesi buna göre oluşturulmazsa yukarıdaki bir yazımda belirttiğim gibi uzun dönemli düşük getiri riskleriyle karşı karşıya kalırız.

[yelpaze]

Trump'ın blöf kokan gümrük tarife şovunun tahvil piyasası, dolayısıyla genel faiz oranları üzerinde de olumsuz bir etkisi olacaktır.
Çin ve Japonya'nın en çok ABD tahvili tutan ülkeler olması tesadüf değil. Bunlar aynı zamanda ABD'ye en çok ihracat yapan devler. İzledikleri politika gereği ABD tahvil stokları geçmişte düzenli biçimde yükselerek her ikisi için de yaklaşık 1,4Trilyon$'ı görmüştü.(Toplamda 2,8 trilyon) Ardından inişe geçerek özellikle Çin bu stoğu 800 milyarlara azalttı.

ABD'ye ihracat yapabilmek için hem kendi para birimini kontrol altında tutmaya hem de dolaylı yoldan aBD ekonomisini desteklemeye yarayan tahvil alım politikası sayesinde ABD'de ithal ürün tüketimini destekleyen düşük faizli bir ortama destek olunurken bol miktarda USD cinsi varlıkların sayesinde Yuan'ı ve Yen'i yönlendirmek de kolay oluyordu. Normalde USD varlıkların bol olması bu ülke para birimlerinin değerini yükseltici etki yapar ama bunlar dünyanın en tasarrufçu toplumları olduğundan sorun olmuyor.

Şimdi ihracatın darbe almasıyla Çin ve Japonya'nın ABD tahvil iştahı olumsuz etkilenecektir. Bunun sonucu ABD'de faizler yüksek seyretmeye devam ederek durgunluğa katkıda bulunabilir.

[yelpaze]

Türkiye dışında hiç böyle samimiyetsiz bir tiyatro görmemiştim. Bence bu yalan dolan tiyatronun açılış sahnesi Trump'ın kulağını sıyıran mermiydi.

Yatırım işinde öngörülemez insani faktör konusunda eşine az rastlanır bir örnek yaşıyoruz. Kolaylıkla anlaşılabilecek bir konuda, kişilik bozukluğu kaynaklı olarak, ülkelerin kendi çıkarlarını göz göre göre ayaklar altına alabilecek kadar ileri gidebileceği ve bunun bu kadar hızlı ilerleyebileceği kimin aklına gelebilirdi?

Trump yönetimi yaptıklarının saçmalığını hep son anda fark ediyor ve karşı tarafa açık kapı bırakmaya çalışıyor ancak bunu kabul edilemez bir tehditkarlık ve kabalıkla yapıyor. Tarifelerin karşılıklı bir olgu olduğunu resmi açıklaması sırasında dile getirdi aslında ve şu anda karşılıklı müzakerelerden söz ediyor. Takındığı kumarbaz tavırların karşılık bulması ise piyasaları geriyor. ABD kimseye rest çekecek konumda değil, tersine en büyük zararı görecek kadar merkezde.

1-Senin muhteşem 7'li dediğin şirketlerin global gelirleri düşerse ve hisse fiyatları geri çekilirse altından kalkabilecek misin?
2-Yarım asırdır üretemediğin temel malzemelerin tedariği aksadığında yerine koyabilecek misin?
3-Vadesi dolan tahvillerini yenilerken kime satacaksın?
Daha çok soru var böyle.

[yelpaze]

Görüldüğü üzere gümrük tarife tiyatrosu devam ediyor.
-İnsan bir sorar, biz ABD olarak ithal ettiğimiz ürünlerin karşılığını nasıl ödüyoruz? Matbaamızda bastığımız parayla...
-Çin veya Türkiye nasıl ödüyor? Önce dövizi zor yollardan kazanarak.
-ABD'nin bastığı para karşılığı çıkarttığı borçlanma kağıtlarını kim alıyor? Mecburen onunla ticaret ilişkisi olanlar.
-Kazandığı dövizler haricinde, global ortalama kadar büyüyebilmek için kredili mal ve hizmet almak zorunda olan ülkeler hangi para cinsinden dış borç alıyor? ABD doları...
-Bu borçları en çok kim sağlıyor? ABD finans kuurmları.
-En fazla global geliri olan şirket hangi ülkede? ABD

Şu basit sorular bile ayak takımının liderinin boş palavralarını anlamaya yeter.