Fahrettin Paşa'nın KUT zaferi Basra'dan ilerleyen İngilizleri durdurmuş, Bağdat'ın düşmesini önlemiş ama savaşın nihai gidişini etkileyememiştir. Nitekim Bağdat 1 yıl sonra düştü.
Biz nedense tarihte hep zaferleri yazıyoruz. Yenilgilerden bahseden yok.
Bir örnek de PLEVNE SAVUNMASI'dır. Gazi Osman Paşa elindeki 30.000 kişilik kuvvetle kendinden 10 kat kalabalık Rus, Bulgar, Romen, Sırp ordusuna karşı 6 ay kahramanca direnmiştir. Ama aynen Çanakkale gibi, zafer değil bir SAVUNMA SAVAŞI'dır.
Bizim Osmanlı seviciler Plevne sonrasından bahsetmezler. Ya burayı görmezden gelirler, ya da gerçekten bilmezler.
Mesela Plevne düştükten 1 ay sonra Ruslar'ın payitahta dayandığını, Ayastefanos'a (bildiğin Yeşilköy) karargah kurup Osmanlı'yı teslim aldığını, bu sırada tahtta Abdülhamit'in olduğunu TV dizilerinde pek anlatmazlar.
Rusların İstanbul'u işgal etmesini padişahın ricası üzerine İstanbul'a demir atmış İngiliz donanmasının önlediğini, tabii bunun karşılığında KIBRIS adamızın İngilizlere verildiğinden de bahsetmez.
Rusların giderken zaferleri anısına bir abide dikip (Ayastefanos anıtı) ''bu anıta bir şey olursa gelir hesabını sorarız'' dedikten sonra Abdülhamit'in korkudan bu anıta 30 yıl dokunamadığını, anıtın 1. dünya savaşı ilan edildiğinde Enver paşa tarafından yıkıldığından da bahsetmez bu tarihçiler.
Bizim Osmanlı tarihinin son 300 yılı böyle utanç verici, yüz kızartıcı başarılarla, kahramanlıklarla doludur.
Anlat anlat bitmez.

Yer İmleri