-
Turk film yonetmeni (Ismail Metin Karamanbey) Metin Erksan'in dogum yildonumu (1 Ocak 1929)

-
Ingiliz oyun yazari, yazar ve diarist John Kingsley (Joe) Orton'in dogum yildonumu (1 Ocak 1933)
"Evet. Bugun emekliye ayriliyorum. Bir toplanti duzenliyorlar. Burada calisan en eski elemanim. Resmim firmanin cikardigi dergide basilacak. Butun ayrintilar hazlanmis. Kuskusuz ben de onlara her turlu yardinmi yaptim."

"Yes, I’m retiring today. They’re making a presentation. I’m the oldest livingemployee. My photograph will be in the firm’s magazine. They’ve alreadymanaged the particulars. I gave them every assistance, of course"

Buchanan: Ne kadar calistin burada? / How long have you worked here?
Edith: Elli yil. Arada kesintiler var elbette.Hamilelik ve yakin bir akrabanin olumu gibi. / Fifty years. I have breaks, of course. For the pregnancy and theoccasional death of a near relative.
Buchanan: :Ben de elli yil calistim burada.Hic karsilasmamis olmamiz ne garip, degil mi? / I’ve been here for fifty years too. How strange that we’ve never met.
Edith: :Hangi kapiyi kullaniyorsun? / Which gate do you use?
Buchanan: Sekiz numarali kapiyi. / Number eight.
Buchanan: Evet goruyorsun ya, bu her seyi acikliyor. Ben her zaman 15 numarali kapiyi kullandim. / Ah, well, you see, that explains it. I’ve always entered by number fifteen.She moves her bucket and cloth down the corridor
-
Lolita filminin kurgusal karakteri Dolores 'Lolita' Haze 1 Ocak 1935 Sali gunu dunyaya geldi. (Pisky, Midwest, Central Illinois. Lolita filmi)

-
Amerikali country sarkicisi ve soz yazari Hiram King 'Hank' Williams’in olum yildonumu (1 Ocak 1953)
-
Irlandali sair, deneme yazari, elestirmen ve editor Dennis O'Driscoll'in dogum yildonumu (1 Ocak 1954)
Hicranli bir hava en iyisidir kendinizi keyifsiz hissettiginiz bir gecede
gezinerek evde, kapatarak camlari, denetleyerek kapilari.
Keman yayinin yavas, birikimsel vuruslari,
en derin dusunceler aciga cikaran notalar, kandiran en tatli sozlerle
viyolencellodan, gece musikileri kilitleri acilan siyah renkli piyano perdeleriyle.
Gerginlestirmeler yonlendirilen dogruca kalbin ustune
onun direnci dusurulunce, dereceler gibi,
bir gunun gucsuz sonuna: muzik soyleyen size
seylerin nasil ayakta durdugunu dertli bir dunyada
simdi tuttugunuz ellerinizde canak comlek yapmaya kendi kendinize.
Bir cesit muzik onun korkutucu karanligi
bir cocuk olsaydiniz sarsardi sizi,
fakat onun karanligi oturur tam yerine,
burada gecenin bu gec vaktinde; yavas bir hareketin
ciplak neticeleri cinlayan gercekle dogru ne yazik ki.

A sad air's best for night as you mope about
the house, closing windows, checking doors.
Slow, cumulative strokes of the violin bow,
the most ruminative notes that can be coaxed
from the cello, nocturnes unlocked by black piano keys.
Strains that are trained directly on the heart
when its resistance sinks, like temperatures,
to a day's-end low: music that tells of how
things stand in the troubled world you now have
in your hands to potter about in on your own.
Music of the kind whose fearful darkness would
unnerve you as a child, but whose darkness
seems the very point, this late night here; a slow
movement's stark conclusions ringing sadly true.
-
Amerikali roman yazari Douglas Kennedy'nin dogum gunu (1 Ocak 1955)
"Her zaman zengin olmak istedim. Kulaga biraz ahmakca gelebilir ama dogru.
Bu, gercek bir itiraf. Bir yil kadar once, dilegime kavustum. Kotu gecen on yillik bir sureden sonra sonsuz sayidaki ret mektubunun zehirli birikintileri, 'bunu da asacagiz' avuntulari, kil payi kacirilan bircok firsat ('keske gecen ay basvursaydiniz, tam da boyle birini ariyorduk') ve (tabii ki) hicbir zaman geri aranmadigim basvurular arasinda (koca bir on yil boyunca) tesadufun tanrilari sonunda benim de yuzume bakti. Ve bir telefon caldi: hayatta kalmak icin cirpinan herkesin hayalini susleyen turden bir aramaydi..."Hayatimimn Filmi

"I always wanted to be rich. I know that probably sounds crass, but it’s the truth. A true confession.
Around a year ago, I got my wish. After a ten-year bad luck streak – a toxic accumulation of endless rejection slips, and ‘we’re going to pass on this’, and the usual bevy of near-misses (‘you know, we were really looking for this sort of thing last month’), and (of course) never getting my calls returned – the gods of happenstance finally decided I was worth a smile. And I received a phone call. Check that: I received the phone call which anyone who has ever scribbled for a living always dreams of receiving..."
"Sokaga firladim. butun gece araba kullandiktan sonra San Dieogo'nun kuzeyine vardim.Del Mar sahilinde yururken guneye dogru devam ederek Tijuana'ya gitmeyi ve bir felaket olan hayatimdan kurtulacak kadar umursamaz olabilmeyi diliyordum."

"I stormed out. I drove and ended up just north of San Diego, walking the beach at Del Mar, wishing I had the recklessness to continue south across the border into Tijuana and vanish from my disaster of a life."
-
Ingiliz bilgin ve yazar Dame Winifred Mary Beard'in dogum gunu (1 Ocak 1955)
"Sezar duserken Brutus' a Yunanca, 'Sen de mi, cocuk,' diye bagirdi ve bu ya bir tehdit 'Gorursun sen, oglum!' , ya genc bir dostun ihanetinin yarattigi dokunakli uzuntu 'Sen de mi, cocugum?' ya da bazi supheci cagdaslarinin dusundugu gibi, Brutus'un aslinda kurbanin oz oglu oldugunun nihai ifsasiydi ve bu sadece bir suikast degil ayni zamanda bir baba katliydi. Unlu Latince ifade, "Et tu, Brute? (Sen de mi , Brutus?) Shakespeare'in uydurmasiydi." Spqr Antik Roma Tarihi

“As he fell, Caesar cried out in Greek to Brutus, ‘You too, child’, which was either a threat (‘I’ll get you, boy!’) or a poignant regret for the disloyalty of a young friend (‘You too, my child?’), or even, as some suspicious contemporaries imagined, a final revelation that Brutus was, in fact, his victim’s natural son and that this was not merely assassination but patricide. The famous Latin phrase ‘Et tu, Brute?’ (‘You too, Brutus?’) is an invention of Shakespeare’s.”
"Kadinlarin susturulmasi soz konusu oldugunda Bati kulturunun binlerce yilllk pratigi vardir." Kadin ve Iktidar

"When it comes to silencing women, Western culture has had thousands of years of practice."
-
Fransiz yazar ve filozof Michel Onfray'nin dogum gunu (1 Ocak 1959)
"Yolculuk icin tum gezegeni secmek, en azindan en gozle gorulur ve en kolayca tespit edilebilir kosteklerinden dolayi kapatan ve kolelestiren calismanin, ailenin, vatanin mahkum edilmesini gerektirir." Yolculuga Ovgu

"L’élection de la planète tout entière pour son périple vaut condamnation de ce qui ferme et asservit : le Travail, la Famille et la Patrie, du moins pour les entraves les plus visibles."
"...olumlu olduklarini bilirler bilmesine ama sonlu bir gezegen uzerinde hareket etmeye yazgili ebediyet parcalari gibi deneyimlerler kendilerini..."

"...se savent mortels, certes, mais s’expérimentent comme des fragments d’éternité destinés à se mouvoir sur une planète finie..."
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri