-
The Beatles, 10. Albumu Yellow Submarine'i 13 Ocak 1969'da Apple Records araciligiyla Amerika'da piyasaya surdu. (Ingiltere: 17 Ocak 1969)
-
Turk yazar, akademisyen ve cevirmen Sabahattin Eyuboglu'nun olum yildonumu (13 Ocak 1973)
"Anadolu sularinda dolasan tanrilar hic de yadirgamiyorlar Anadolu Turkcesini. Dede Korkut Akdeniz'in solugunda Homeros'la el ele veriyor." Mavi ve Kara
"The gods traveling through the waters of Anatolia are at home with Anatolian Turkish. Dede Korkut and Homer are hand-in-hand in the breath of the Mediterranean Sea."
-
Avusturyali ve Alman yazar Daniel Kehlmann'in dogum gunu (13 Ocak 1975)
"Icinde bir elektriklenme, urperme hissetti. Baska bir evrende bir temsilcisi, bir yedegi varmis da pahali bir restorana gitmis ve uzun boylu, guzel bir kadinla bulusmustu, kadin dikkatlice onun sozlerini takip ediyor, esprili bir seyler soylediginde guluyor, eli ara sira yanlislikla onun eline degiyordu." Sesler
"Er spürte ein elektrisches Prickeln, ihm war, als ob ein Doppelgänger von ihm, ein Vertreter seiner selbst in einem anderen Universum, gerade ein teures Restaurant aufsuchte und eine große, schöne Frau traf, die aufmerksam seinen Worten folgte, die lachte, wenn er etwas Geistreiches sagte, und deren hand hin und wieder, wie aus Versehen, die seine berührte."
"Leo otelden PEN Kulubu aradi ve Orta Asya’ya olan seyahatini iptal etti. Lutfen baska birine sorsalardi, mesela su polisiye yazari olan Maria Rubenstein’a, Maria ona yenilerde daha fazla aktivitede bulunmasinin iyi olacagini soylemisti. Maria’ya telefonundan bir mesaj atti: Konu seyahat, cok ilginc, maalesef ben gidemiyorum, LUTFEN kabul et, borcum olsun, Lutfen, tesekkurler, tesekkurler, tesekkurler."
"Vom Hotel aus rief Leo beim PEN-Club an und sagte die Reise nach Zentralasien ab. Sie sollten bitte jemand anderen fragen, zum Beispiel Maria Rubinstein, die Krimiautorin, sie habe ihm neulich erst gesagt, daß sie gern mehr unternehmen würde. Er schickte mit dem Telefon eine Textnachricht an Maria: Anfrage reise, sehr interessant, kann leider nicht, sag BITTE zu, ich schulde dir was, BITTE, danke!, danke! danke."
-
Ingiliz aktor Orlando (Jonathan Blanchard) Bloom’un dogum gunu (13 Ocak 1977)
-
Amerikali Profesor, folklorist, sair ve edebiyat elestirmeni Sterling Allen Brown'in olum yildonumu (13 Ocak 1989)
Yasli Lem’le konustum
Yasli Lem dedi ki:
“Pamugu tartarlar
Misiri ambara koyarlar
Biz ancak tarlalarda calisiriz
Hesaplari onlar tutarlar
Disiplini onlar saglarlar
Hakkimiz yendigi icin
Minnettar olmaliyiz
Kirbacli katipler
Bizleri lakaplarimizla cagirirlar
Biz incecik oglanlara
“Beyim,” demeliyiz;
Maaslarimizi tutarlar
Yarisini verirler
Yalakalik yapip
“Sagol, bayim,” demeliyiz.
Ikiser ikiser degil
Onar onar gelirler
Onlarin yargiclari var
Onlarin avukatlari var
Juride adamlari var
Onlarin kanunlari var
Onlar birer birer gelmezler
Serifleriyle gelirler
Ipleriyle gelirler
Adalet isteriz
Sonunda
Onar onar gelirler.
Yumruklari hep sikilidir
Gozleri dim dik bakar
Ellerimiz hep aciktir
Gozlerimiz hep yerde olmali
Birer birer gelmezler
Onlarin insanliklari var
Cesaretleri var
Ikiser ikiser gelmezler
Saga sola sivismaliyiz.
Uzun kuyruklu kopekler
Hirladigimizda yakarlar
Insanca davrandigimizda yakarlar
Onar onar gelirler.
Bir arkadasim vardi
Iki metrelik bir adam
Kaslari filan dolgun
Allahina kadar da cesur
Teke tek gelmezler ki
Her zaman cok calisiriz
Cok vurusuruz
Iki kisi veya daha cok
Iki kisi gelmezler ki
Disiplin de karsilik vermeye kalkti
Onlar,memleketten kacip gitmesi icin
Bir gun verdiler.
O, aldirmadi.
Gelin de, beni goturun, dedi.
Geldiler ve goturduler
Onlarca adam
Kirsal bir yere attilar
Olumu ona tattirdilar,
Birer birer gelmezler
Ikiser ikiser gelmezler
Onar onar gelirler.
I talked to old Lem
and old Lem said:
"They weigh the cotton
They store the corn
We only good enough
To work the rows;
They run the commissary
They keep the books
We gotta be grateful
For being cheated;
Whippersnapper clerks
Call us out of our name
We got to say mister
To spindling boys
They make our figgers
Turn somersets
We buck in the middle
Say, "Thankyuh, sah."
They don't come by ones
They don't come by twos
But they come by tens.
"They got the judges
They go the lawyers
They got the jury-rolls
They got the law
They don't come by ones
They got the sheriffs
They got the deputies
They don't come by twos
They got the shotguns
They got the rope
We git the justice
In the end
And they come by tens.
"Their fists stay closed
Their eyes look straight
Our hands stay open
Our eyes must fall
They don't come by ones
They got the manhood
They got the courage
They don't come by twos
We got to slink around
Hangtailed hounds.
They burn us when we dogs
They burn us when we men
They come by tens . . .
"I had a buddy
Six foot of man
Muscled up perfect
Game to the heart
They don't come by ones
Outworked and outfought
Any man or two men
They don't come by twos
He spoke out of turn
At the commissary
They gave him a day
To git out the county
He didn't take it.
He said 'Come and get me.'
They came and got him
And they came by tens.
He stayed in the county--
He lays there dead.
They don't come by ones
They don't come by twos
But they come by tens.
-
Fatih Terim yonetimindeki Fiorentina, 13 Ocak 2001 Cumartesi gunu Milan'i 4 - 0 yendi.
https://www.youtube.com/watch?v=JYHG75FW9Vs
-
Ortak Ozel Operasyonlar Komutanligi'nda (JSOC) gorevli Korgeneral Don Paulsen, 13 Ocak 2007'de Treadstone’un kendi ajanlarini oldurme operasyonun sonlandirilmasi icin Uluslararasi Arastirma Analiz Grubu direktoru Hava Kuvvetlerinden emekli Albay Eric Byer ile gorustu ama tum cabalarina karsin basarili olmadi. Byer, Alaska'ya surgun edilen 3 numarali ajan ve CIA ajani Aaron Cross'i oldurmesi icin bir dron gonderdi ancak Cross kacti. (The Bourne Legacy - Bourne’un Mirasi filmi)
-
Amerikali sair William DeWitt (W.D.) Snodgrass'in olum yildonumu (13 Ocak 2009)
Elbet senin de kusurlarin var; ermislik
Tasladigin yok, ama kanli gibi gorunmuyor ellerin.
Ac olsaydin, kim vazgecerdi ekmeginden
Kavga etmeden?
Of course you have your faults; you make no claim
To sainthood, but your hands do not look red
If you were hungry, who’d give up his bread
Without a fight?
Gönderi Kuralları
- Yeni konu açamazsınız
- Konulara cevap yazamazsınız
- Yazılara ek gönderemezsiniz
- Yazılarınızı değiştiremezsiniz
-
Forum Rules
Yer İmleri