Sayfa 644/7020 İlkİlk ... 14454459463464264364464564665469474411441644 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 5,145 - 5,152 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. "Denizdeki adalar gibiyiz, yuzeyde ayri ama derinlerde birbirine bagli. / We are like islands in the sea, separate on the surface but connected in the deep. / Siamo come isole nel mare: separati in superficie ma collegati nel profondo." William James



    Barton Fink, 1991. Coen Biraderler

  2. Retro Poster


  3. 18.yuzyilin onemli Ingiliz sairlerinden Thomas Gray'in dogum yildonumu (26 Aralik 1716)



    Olecek olur da birakirsam seni
    Baskalarina benzeme, koyverme kendini
    Sessizce uzun nobetler tutup basimda
    toz ve gozyasiyla.

    Benim hatirima don ve gul hayata
    Guc ver kalbine ve titrek ellerine
    rahatlatmak icin senden gucsuzleri
    Bitiremedigim butun islerimi tamamla
    O zaman belki ben de gelir rahatlatirim seni.

  4. Gaetano Donizetti’nin Anna Bolena operasi promiyerini 26 Aralik 1830’da Milano, Teatro Carcano’da yapti.




  5. Sicilya dogumlu Italyan Vincenzo Bellini'nin Norma operasi Norma, promiyerini 26 Aralik 1931’de Milano, Teatro alla Scala’da yapti.




  6. Amerikali yazar Henry (Valentine) Miller'in dogum yildonumu (26 Aralik 1891)



    "Ben ozgur bir adamim ve ozgurlugume ihtiyacim var. Yalniz kalmaya ihtiyacim var. Yalniz kalip ofkem ve umutsuzlugum ile bir savas baslatmam gerek cunku buna ihtiyacim var. Gunes isigina ve kaldirim taslarina yanimda kimse olmaksizin ihtiyacim var; konusmaksizin, kendimle yuz yuzeyken sol yanimin muzigi bana eslik etsin yeter. Ne istiyorsunuz benden? Soyleyecek bir seyim oldugu zaman zaten buralarda karaliyorum. Verecek bir seyim oldugunda veriyorum. Gozetleme ve ilgiliymis gibi davranma merakinizdan biktim! Ovguleriniz beni asagiliyor. Cayiniz beni zehirliyor! Kimseye borclu degilim. Belki yukaridakine karsi biraz sorumluyum ben."

  7. Latin Amerika edebiyatinin 20. yuzyilin onde gelen roman yazarlarindan Kubali roman ve deneme yazari ve muzikolog Alejo Carpentier’in dogum yildonumu (26 Aralik 1904)

    “Insaat bir karinca yuvasi gibiydi. Bu tuglalar, her mevsim ve her yil hic ara vermeden kaleye tasiniyordu. Bir sure sonra ”Ti Noel", bu calismanin on iki yildan fazla bir zamandir surdugunu, tum Kuzey Ovasi halkinin bu iste calismasi icin zor kullanilarak seferber edildigini ogrendi. Buna karsi girisilen her turlu gosteri kanli bicimde bastirilmisti. Hic duraklamadan bir asagi bir yukari yuruyen zenci, Sans-Souci’nin oda orkestralarinin, uniformalardaki gorkemin ve bahcelerde budanmis simsirler arasinda suslu puslu kaideleri uzerinde guneste isinan ciplak beyaz heykellerinin, Bay Lenormand de Mézy’nin konutunda surdurdugu kolelikten daha igrenc bir kolelik sonucu ortaya ciktigini dusunmeye basladi. Hatta buradaki durum daha da beterdi. Cunku kendisi gibi siyah, kivircik ve yassi burunlu, kendisi gibi damgali bir zenciden dayak yemenin derin ezikligi icindeydi. Bu durum, bir evdeki cocuklarin anne ve babalarini, torunlarin buyukanne ve buyukbabalarini, gelinlerin kayinvalidelerini dovmelerine benziyordu. Eskiden, buyuk ciftlik sahipleri kolelerini bir sakarlik yapmadikca oldurmemeye ozen gosterirlerdi. Cunku olenin yerine baskasini almak pahaliya mal olurdu. Oysa burada, bir zencinin olumu devlet hazinesi icin bir deger tasimiyordu: Cocuk doguracak zenci kadinlar oldukca - ki vardi ve her zaman da olacaktir- Bonnet de l’Évéque Daginin tepesine tugla tasiyacak isciler hic eksik olmayacakti.” Bu Dunyanin Kralligi



    “Each with a brick to be left at the foot of the fortress, which rising like an ant-hill, thanks to those grains of fired clay borne to it unceasingly, from season to season, from year's end to year's end. Ti Noel soon learned that this had been going on for more than twelve years, and that the entire population of the North had been drafted for this incredible task. Every protest had been silenced in blood.Walking, walking, up and down, down and up, the Negro began to think that the chamber music orchestras of San Souci, the splendor of the uniforms, and the statues of naked white women soaking up the sun on their scrolled pedestals among the sculptured boxwood hedging the flowerbeds were all the product of a slavery as abominable as that he had known on the plantation of M. Lenormand de Mézy. Even worse, for there was a limitless affront in being beaten by a Negro as black as oneself, as thick-lipped and wooly-headed, as flat-nosed; as low-born; perhaps branded, too. It was as though, in the same family, the children were to beat the parents, the grandson the grandmother, the daughters-in-law the mothers who cooked for them. Besides, in other days, the colonists--except when they had lost their heads--had been careful not to kill their slaves, for dead slaves were money out of their pockets. Whereas here the death of a slave was no drain on the public funds. As long as there were black women to bear their children--and there always had been and there always would be--there would never be a dearth of workers to carry bricks to the summit of Le Bonnet de l'Évêque.”

  8. Italyan ressam Renato Guttuso’nun dogum yildonumu (26 Aralik 1911)

    Contadini al lavoro (Peasants at work, 1950)




    Uomo che mangia gli spaghetti (Man eating spaghetti, 1956)


Sayfa 644/7020 İlkİlk ... 14454459463464264364464564665469474411441644 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •