Sayfa 660/1002 İlkİlk ... 160560610650658659660661662670710760 ... SonSon
Arama sonucu : 8016 madde; 5,273 - 5,280 arası.

Konu: Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz IX

  1.  Alıntı Originally Posted by Tinaz Yazıyı Oku
    Ben de kasap diye dusundum..
    Masata dikkat o zaten


    iPhone cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

  2.  Alıntı Originally Posted by JAS Yazıyı Oku
    Memleket yanarken, .............


    Lenovo P1a42 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
    Çürüyüp gidecek, maksat birileri paraları ust üste koysun.

  3.  Alıntı Originally Posted by apocalyptica Yazıyı Oku
    Çürüyüp gidecek, maksat birileri paraları ust üste koysun.
    Itibardan tasarruf olmaz , çok yanlış düşünüyorsunuz .Bence belediyeler milli eğitim ve diyanet halka itibardan tasarruf olmaması gerektiğini açıklayan forum , sempozyum , konferans ve kurslar düzenlemeli bu konu idrak edilemedi bir kısım vatandaş tarafından .

  4. Arkadaşlar tam olarak mesleğini soruyorum şu an tek bildiğimiz eğitimci oldugu

    BİR BOKSÖR YERE DÜŞTÜĞÜ ZAMAN DEĞİL AYAĞA KALKAMADİGİ ZAMAN YENİK SAYILIR.


  5. #5278
    İnsanlık destanı

    Yılmaz Özdil

    Asrın liderimiz, tee 1939 yılındaki Erzincan depremi üzerinden Chp'yi hedef aldı, “o depremde 33 bin kişi öldü, Chp sözcüsünün dedesi o zamanlar içişleri bakanıydı, bunu sorgulamayan zihniyet kalkıyor bizim hakkımızda yalan yanlış ifadeler kullanıyor” dedi.



    Asrın liderimiz yanlış biliyor.



    Birincisi…

    Erzincan depremi olduğunda Celal Bayar başbakandı, 10'uncu hükümet işbaşındaydı, içişleri bakanı Refik Saydam'dı, bugünkü Faik Öztrak'ın dedesi Faik Öztrak bakan değildi, kabinede yoktu.



    İkincisi…

    Başbakan Celal Bayar, Erzincan depreminden bir ay sonra görevi bıraktı, 11'inci hükümet kuruldu, Faik Öztrak anca o zaman, yani depremden bir ay sonra içişleri bakanı oldu.



    Üçüncüsü…

    Asrın liderimiz, Faik Öztrak'ı dönemin içişleri bakanı olarak gösterip “başarısız olduğunu” söylüyor. Halbuki, deprem sırasında içişleri bakanı olan Refik Saydam, başarısız olmadığı için, aksine çok başarılı olduğu için 11'inci hükümete başbakan yapıldı!



    Şimdi gelin, makarayı az geri saralım, o dehşet gününe gidelim.



    1939 yılıydı.

    27 Aralık.

    Ağır kış vardı.

    Eksi 30 dereceydi.

    Saat, sabaha karşı 01.57…

    Erzincan'da deprem başladı.

    52 saniye sürdü.

    7.8 büyüklüğündeydi.

    İstanbul'dan Diyarbakır'a Samsun'dan Antalya'ya bütün Türkiye sallandı.

    Telefon ve telgraf kesilmişti, ne direk kalmıştı, ne hat.

    22 saat sonra, Anadolu Ajansı haber geçebildi.

    “Geçici bilgilere göre Erzincan'da yıkım büyüktür, insan kaybında kesin sayı bilinmemektedir” deniyordu.

    Erzincan adeta haritadan silinmişti ama, Türkiye henüz bunu bilmiyordu.

    Tbmm acilen toplandı.

    Şehirden ulaşan kırık dökük bilgiler milletvekillerine okundu.

    “Erzincan'da çok şiddetli deprem oldu, hükümet konağı, postane dahil, şehrin bütün binaları, dükkanları yıkıldı, şehir baştan başa enkaz haline geldi, çok ölü var, çok nüfus enkaz altında, kendilerini kurtarabilenler sokaklara döküldü, yangınlar çıktı, haberleşme imkanı yok, ekmek ihtiyacı var, ilaç, doktor, çadır ihtiyacı var, köylerde de ağır tahribat ve kayıp olduğu anlaşılıyor” denildi.

    Bütün coğrafya karla kaplıydı, yollar kapalıydı.

    Doğu'ya sadece tren çalışıyordu.

    Ve Erzincan'da sadece, tren garı ayakta kalmıştı.

    Ama, raylar mahvolmuştu, tüneller, köprüler ağır hasarlıydı.

    Demiryolu işçileri bıçak gibi soğuk havada, donarak ölme pahasına çalışmaya başladı, inanılması gerçekten güçtür, insanüstü gayretle sadece iki gün içinde demiryolu onarıldı, tren çalışır hale getirildi.

    İçişleri bakanı Refik Saydam'ın ilk verdiği talimat, “trenlere alabildiğine çadır, giyim eşyası ve gıda malzemesi yükleyin, derhal Erzincan'a doğru yola çıkarın” oldu.

    Milli Yardım Komitesi kuruldu.

    Her şehrimize genelge gönderildi, akın akın yardım yağmaya başladı.

    Acil yardım fonu olarak 7 milyon lira hazırlandı.

    Bir dolar 1.2 liraydı.

    (Parantez açalım… İzmir depreminden sonra bir dolar 8 lirayken, İzmir'e acil yardım olarak sadece 8 milyon lira gönderildiğini düşünürsek, tee 1939 şartlarında bile bugünkü Akp'den katbekat fazla acil yardım gönderildiği görülür.)

    Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, yardım için Ankara'dan yola çıkan ilk trene binmişti.

    Erzincan'a ulaştığında gözlerine inanamıştı.

    Şehir yok olmuştu, moloz yığınına dönmüştü.

    116 binden fazla bina yıkılmıştı.

    O gün net olarak bilinmiyordu ama, 32 bin 962 insanımız ölmüştü.

    Enkazlara bile girilemiyordu.

    Çünkü, sobalar devrilmişti, yıkıntılar alev alev yanıyordu.

    Kurtulan binlerce insan o soğukta sokaktaydı, korkunç perişanlıktı.

    Binlerce çocuk anasız babasız, ortada kalmıştı.

    Yardım getiren trenler, dönüşe geçerken, kimsesiz çocuklar, dul kadınlar ve yaşlılarla dolduruluyordu, İstanbul'a kadar yol üzerindeki şehirlere, hayırsever insanların evlerine bırakılıyordu.



    O gece…

    Erzincan hapishanesi de yıkılmıştı.

    Ne duvar kalmıştı, ne demir parmaklık, ne de kilitli kapı.

    Yüzlerce mahkum açıktaydı.

    Kimi cinayetten, kimi hırsızlıktan, kimi kaçakçılıktan, kimi eşkıyalıktan yatıyordu.

    Ama, hiçbiri kaçmamıştı!

    Battaniyelere sarılmış, bekliyorlardı.

    Erzincan Savcısı İzzet Akçal, hapishaneye geldi.

    Tarihi bir konuşma yaptı…

    “Sizleri kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bırakacağım, aranızda civar köylerden olanlar varsa, iki günlüğüne köylerine gidip, ailelerini görebilirler, bir tek koşulum var, firar etmeyeceksiniz, memleketin herkese ihtiyacı var, canla başla çalışacaksınız, her akşam buraya döneceksiniz, her akşam teslim olacaksınız, kuracağımız barakalarda kalacaksınız” dedi!

    Hollywood bu memlekette olsaydı, 500 defa filmi çekilirdi.

    Böylesine muhteşem bir sahneydi.

    Mahkumlar, bu insanlık sınavından firesiz çıktılar.

    Her sabah gün doğarken enkazlara koştular, can kurtardılar, hava kararınca hapishane barakalarına gelip, teslim oldular.

    Her akşam sayım yapılıyordu, bir mahkum bile eksik çıkmıyordu.

    Erzincan hapishanesi örnek oldu…

    Çevre şehir ve ilçelerdeki hapishaneler de aynı koşulla boşaltıldı.

    Askerlerle mahkumlar, omuz omuza hayat kurtardılar.

    Her akşam askerler kışlaya, mahkumlar hapishane barakalarına döndü.

    Diyorum ya, Hollywood burada olsa, 500 defa filmi çekilirdi.



    Cumhurbaşkanı İnönü, depremden bir hafta sonra Ankara'dan yine trene bindi, çalışmaları denetlemek için Erzincan'a doğru yola çıktı.

    Şehre yakın istasyonlardan birinde durdular, o sırada kargaşa çıktı, treni koruyan askerlerle kalabalık bir grup arasında itiş kakış yaşanıyordu.

    Cumhurbaşkanı pencereden olayları gördü, merak etti.

    Meğer, çevre ilçelerden gelen mahkumlardı.

    “Aralarından biri gelsin, ne istediklerini anlatsın” dedi.

    Bir mahkum, diğerlerinin sözcüsü olarak, cumhurbaşkanının yanına getirildi.

    “Savcı beye söz verdik, Erzincan'a gidip insan kurtaracağız, bizi trene almıyorlar” dedi.

    Cumhurbaşkanı'nın gözleri doldu.

    O gözler, Yemen'de, Çanakkale'de, Filistin'de, Kurtuluş Savaşı'nda neler görmüştü ama, böylesini görmemişti, çok duygulandı.

    Yaverine döndü, “hepsini alın” dedi.

    Mahkumlar, Cumhurbaşkanı'yla aynı vagonda, Erzincan'a gittiler.



    Erzincan Savcısı'nın ve mahkumların bu insanlık dersi, TBMM'de özel gündem oldu, hükümet ödüllendirmeye karar verdi.

    En başta söylediğim gibi, Celal Bayar görevi bırakmış, içişleri bakanı Refik Saydam başbakan olmuştu.

    Özel af yasası hazırlattı.

    Meclis'te aynen kabul edildi.

    26 Nisan 1940'ta Resmi Gazete'de yayımlandı.

    “27 Aralık 1939 tarihinde vuku bulan zelzelede felakete uğrayanların kurtarılmasında fevkalede hizmetleri görülen mahkumları cezalarının affı hakkında kanun”du.

    “Listede isimleri yazılı 241 mahkumun, mahkumiyet müddetlerinin beşte dördü ve hukuku amme ve tazminat kabilinden olan para cezaları affedilmiştir” denildi.

    Bırakıldılar.



    (Erzincan Savcısı İzzet Akçal, Rize Çayeli doğumluydu, çocukken ailece taşınmışlar, İstanbul'da büyümüştü. Milli mücadeleye katıldı, Mim Mim Grubu'nda görev aldı, Anadolu'ya silah ve cephane kaçırılmasında çalıştı. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Ankara Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Erzincan Savcılığı'ndan sonra Üsküdar Savcılığı'na tayin edildi. Bursa Savcılığı, Diyarbakır Sulh Hukuk Hakimliği yaptı. 1950'de siyasete atıldı, Demokrat Parti'den Rize milletvekili seçildi, devlet bakanı oldu. 1960 ihtilali'nde tutuklandı, Yassıada'da yargılandı, müebbet hapse mahkum edildi, Kayseri Cezaevi'nde beş yıla yakın hapis yattı, bırakıldı, siyasi haklarının iadesi üzerine bu defa Adalet Partisi'nden milletvekili seçildi, milletvekiliyken 12 Eylül 1980 darbesi oldu, parlamento kapatılınca siyasi hayatına nokta koydu, 1987'de rahmetli oldu. İzzet Akçal, geçen hafta vefat eden başbakan Mesut Yılmaz'ın amcasıydı. Aile fertleri soyadı alırken, kardeşlerden biri Akçal, biri Yılmaz soyadını tercih etmişti, bu yüzden amca-yeğen'in soyadları farklıydı.)



    Nazım Hikmet, 1939'da Erzincan depremi olduğunda mahkumdu.

    Bursa Cezaevi'nde yatıyordu.

    “Kesemden verecek şeyim yok, yüreğimden verdim” diyerek “Kara Haber” isimli şiirini yazdı.

    Erzincan'da bir kuş var, kanadında gümüş yok, gitti yarim gelmedi, gayrı bunda bir iş yok / oy dağlar dağlar dağlar dağlar, aldı ellerine kanlı başını, karın ortasında Erzincan ağlar / o ağlamasın da kimler ağlasın, kar yağar lapa lapa, tipidir gelir geçer, yan yana sırt üstü yatan ölüler, akşam uyur tandıramaz, ateşini yandıramaz / gün ağarır şafak söker, kimsecikler gitmez suya, ezilmiş başlarıyla ölüler, vardılar uyanılmaz uykuya / ses edip geceye beyaz taşından, kışlanın saati çaldı ikiyi, ne çabuk lahzada bitti yaşamak, kimisi altı aylık, kimisi sakalı ak, kimi on üç, on dört yaşında, kimi yola gidecek, kimisi mektup bekler, yan yana sırt üstü yatan ölüler… / yayıkta yağ vardı, dövülemedi, akpeynir torbaya koyulamadı, hasret gitti ölüler, dünyaya doyulamadı / uyanıp kaçamadılar, kuş olup uçamadılar, açıldı kuyular kimse inemez, Erzincan beygiri rahvandır amma ölüler ata binemez, yan yana sırt üstü yatan ölüler… / Kesemden verecek şeyim yok, yüreğimden verdim.



    Erzincan depremi işte buydu.



    Cumhurbaşkanı'yla içişleri bakanıyla, savcısıyla mahkumlarıyla, eksi 30 derecede hayatını ortaya koyan demiryolu işçileriyle, kimsesiz bebelere yuvasını açan Anadolu hayırseverliğiyle, sırtındakini çıkarıp veren, lokmasını bölüşen, İstanbuluyla Diyarbakırıyla, Kuvayı Milliyecileriyle Nazım Hikmet'iyle… İnsanlık destanı'ydı.



    Tarihimizin en derin trajedilerinden birini, saygıyla andığımız kurbanlarımızı, onurla hatırladığımız milletçe kenetlenmemizi… Tee 81 yıl sonra işporta siyasete malzeme yapmak, hakikaten “yanlış” oluyor.



    Lenovo P1a42 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


    Not: Kim bakandı, kim değildi olayından öte böyle büyük bir felaketin iletişim-ulaşım imkanlarının kısıtlı olduğu bir zamanda gelmesi sonucunda yapılanlar açısından okunması gereken bir yazı.

  6. #5279
    Geçmişte yaşananları bir kez daha hatırlamak-hatırlatmak gerek ülkeye verilen zararı görebilmek için.



    Trump mı, Biden mı?

    Yılmaz Özdil

    Dört yıl önce, ABD'de seçim yapıldı, dolar 3.17 liraydı.



    ■*Asrın liderimiz “ben çobanım, çobanlığın felsefesini anlamayan, insan yönetemez” dedi.

    ■*Tarikat yuvasında 10 kız çocuğumuz yanarak can verdi.

    ■*Beşiktaş'ta canlı bomba patladı, 45 insanımızı kaybettik.

    ■*Kayseri'de canlı bomba patladı, 14 insanımızı daha kaybettik.

    ■*Karikatürist Musa Kart hapse atıldı.

    ■*Hüsnü Mahalli tutuklandı.

    ■*Elçiye zeval oldu… Tarihte ilk kez, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin polisi, Ankara'nın göbeğinde, tekbir getirerek, Rusya Büyükelçisi'ni sırtından vurdu.

    ■*Köktendinci terörist Reina'yı bastı, 39 kişiyi öldürdü.

    ■*Akp'yi eleştiren modacı Barbaros Şansal, Atatürk Havalimanı'nın deve kesilen apronunda linç edildi.

    ■*İzmir Adliyesi'ne bombayla saldırıldı, iki şehit verdik.

    ■*Akp'li kadın milletvekili “100 yıllık prangadan kurtuluyoruz” dedi.

    ■*Yalaka şeytan Rıdvan “ben evet diycem” diye video çekti, “Arda sen de evet diycen mi” diye pas attı, topçu Arda, Burak, popçu Murat Boz filan tek adam rejiminin kampanyasını başlattılar.

    ■*“Ben cahillere güveniyorum, okuma oranı arttıkça beni hafakanlar basıyor” diyen profesör, Yök'e yönetici yapıldı.

    ■*Abdülhamid'in torunu internette dükkan açtı, “parlamenter sistem canımıza yetti,*ben evet diycem” diyerek, Galatasaray adası'nı istedi.

    ■*Asrın liderimiz “tulumbada su bitti” dedi, elde avuçta kalan Thy, Ziraat Bankası, Halkbank, Tpao, Botaş satılmak üzere varlık fonu'na devredildi.

    ■*Beş milyon Suriyeli burda kıçını gezdirirken, çocuklarımızı Suriye'ye sürdüler, 71 şehit verdik.

    ■*Akp yöneticisi “evet çıkmazsa iç savaşa hazırlanın” dedi.

    ■*Akp gençlik kolları başkanı “kimse Türk, Atatürk demesin, orijinali Yunan yani, Türk'e benzemiyor, keşke Atatürk olmasaydı” dedi.

    ■*Çember sakallı yobaz, benzin*bidonuyla geldi, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kundakladı.

    ■*Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara'ya tarihte ilk kez Kürdistan*bayrağı dikildi.

    ■*Asrın liderimiz “Türk demiyoruz, tek*millet diyoruz” dedi.

    ■*Hollanda, bakanlarımızı Hollanda'ya sokmadı, kadın bakanımız polis zoruyla kovalandı.

    ■*Akp'li belediye başkanı “içimize kanı bozuklar sızdı, 1923'te koskoca 650 yıllık çınara darbe yaptılar, cumhuriyet kuruldu” dedi.

    ■*Yeliz lakabıyla tanınan Akp milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, “Almanya araba yapıyor, biz daha bir araba bile yapamadık, utanmıyor muyuz, yazıklar olsun şu CHP'ye” dedi.

    ■*Oylar çalındı, mühürsüz oylar geçerli kabul edildi, asrın liderimiz “boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar'ı geçti” dedi.

    ■*Yandaş ekranda, Zübeyde Hanım'ın genelevde çalıştığı söylendi.

    ■*Pentagon Pkk'ya ağır silahlar vermeye başladı.

    ■*Tarih özenle seçildi, tam 19 Mayıs'ta Sözcü gazetesine “terör örgütü” davası açıldı.

    ■*Dünya “terör destekçisi” ilan ederek Katar'la ilişkisini kesti, bizim hükümet Katar'ı korumak için Katar'a askeri üs kurdu.

    ■*CHP milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı.

    ■*İlkokullara mescit zorunluluğu getirildi.

    ■*2 bin 300 yaşındaki Efes antik kenti “düğün salonu” haline getirildi.

    ■*15 Temmuz afişleri astılar, Mehmetçik salya sümük ağlarken, korkak, ezik, dayak yiyen zavallılar olarak resmedildi.

    ■*Milli eğitim müfredatına “cihat” konuldu, Atatürkçülük çıkarıldı.

    ■*Amerikan vatandaşı Merve Kavakçı, büyükelçi yapıldı.

    ■*İnsanlık Anıtı'nın önünde kimseye zarar vermeden oturan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'yı yerlerde sürükleyerek aylarca hapse attılar, Atatürk anıtı'na orakla saldıran yobazı kibarca rica edip, sırtını sıvazlayarak uzaklaştırdılar.

    ■*Varlığıyla onur duyduğumuz Profesör Yılmaz Büyükerşen'e yumrukla saldırdılar, silah çektiler.

    ■*İmamlara resmi nikah kıyma yetkisi verildi.

    ■*Sayın hükümetimizin masaya oturup müzakere yaptığı Pkk, 15 yaşındaki Eren'i şehit etti.

    ■*Organik hoşaf icat edildi.

    ■*Halkbank genel müdür yardımcısı*ABD'de tutuklandı, ekonomi bakanımız Zafer Çağlayan hakkında ABD'de tutuklama kararı çıkarıldı.

    ■*Asrın liderimizin resmi koruma*polisleri ABD'de “wanted” afişiyle*aranmaya başlandı.

    ■*ABD, Türk vatandaşlarına seyahat vizesi vermeyi durdurdu.

    ■*Akp'nin onur konuğu olan, Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışlanan Barzani, bağımsız Kürdistan ilan etti.

    ■*Asrın liderimiz “Türkçülük*bölücülüktür” dedi.

    ■*Koyun ithal edilmişti, inek ithal*edilmişti, saman ithal edilmişti, tarihte ilk*kez “kıyma” ithal edildi.

    ■*“Anayasa'da laiklik olmamalıdır” diyen İsmail Kahraman yeniden Tbmm başkanı seçildi.

    ■*Hayırsever Rıza bey sanık'tı, tanık oldu, bülbül gibi şakıdı, Zafer Çağlayan'a 45-50 milyon euro rüşvet verdiğini, Halkbank genel müdürüne rüşvet vermekten bıktığını anlattı.

    ■*O güne kadar “hayırsever” diyen sayın hükümetimiz, Rıza bey için ABD'ye*nota verdi.

    ■*Askerin yemek duası değiştirildi, “Tanrımıza hamdolsun” yerine “Allahımıza hamdolsun” denilmeye başlandı.

    ■*Malta adası defterleri açıldı, Binali bey çıktı, Man adası defterleri açıldı, asrın liderimiz çıktı, hır çıktı.

    ■*Türkiye'nin hangi yarımkürede olduğunu bilmeyen Rıdvan Dilmen, “ben Tayyip Erdoğan'ı parkasız Deniz Gezmiş olarak görüyorum, sol görüşlü bir insan olarak görüyorum” dedi.

    ■*Asrın liderimiz Araplara toz kondurmazken, Birleşik Arap Emirlikleri, Medine kahramanımız Fahrettin paşayı “hırsız” ilan etti, kutsal emanetleri çaldığımızı öne sürdü, “İşte Tayyip Erdoğan'ın dedelerinin müslüman Araplarla ilişkisi buydu” dedi.

    ■*Çocuklarımızı Afrin'e sürdüler, 55 şehit daha verdik.

    ■*Asrın liderimiz “ÖSO tıpkı Kuvayi Milliye gibidir” dedi.

    ■*Afrin şehidimizin evine haciz gönderildi.

    ■*Ankara'da Amerikan elçiliğinin önündeki caddenin adı Zeytindalı Caddesi olarak değiştirildi, yalaka gazetelerimiz “Osmanlı tokadı vurduk” diye manşet yaptı, ABD mahvoldu yani!

    ■*İstanbul Üniversitesi deniz bilimleri fakültesi öğretim üyesi, “Nuh tufanı sırasında Nuh'un cep telefonu vardı” dedi.

    ■*Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi, “1924 yılında camiler kapatıldı, Çanakkale ve Bursa'da genelev olarak kullanılan camiler var” dedi.

    ■*Akp yandaşı ilahiyatçı “ketçap şehvet yapar” dedi.

    ■*Dubai'den gelen özel uçak İran'da düştü, 11 pırıl pırıl genç kızımız hayatını kaybetti, kindar nesil öylesine iğrenç yorumlar yazdı ki, kızların sosyal medya hesapları aileleri tarafından kapatıldı.

    ■*Çiftlikbank'ın tosun'u sayın ahalimizden 400 milyon dolar tokatladı, Uruguay'a kaçtı.

    ■*Aydın Doğan tasfiye edildi, medyasını yandaş işadamına satmak zorunda kaldı, krediyi devlet bankası verdi.

    ■*Tbmm'de sergilenen Çanakkale konulu tiyatroda kadın sanatçıların sahneye çıkması engellendi, erkek erkeğe oynandı.

    ■*Atatürk Kültür Merkezi yıkıldı, asrın liderimiz “çatlayın patlayın yıktık” dedi.

    ■*Nükleer santral anlaşması imzalandı… Putin, bize satacağı elektriğin nükleer santralını kendi topraklarına kuracağına bizim topraklarımıza kuracak, bütün riski bize yıktı, sayın ahalimiz alkışladı.

    ■*İmam hatip öğrencileri arasında “deizm”in yayıldığı ortaya çıktı.

    ■*Şeker fabrikalarımızı sattılar.

    ■*“Erken seçim talebinde bulunmak ihaneti vataniyedir” diyen asrın liderimiz, erken seçim ilan etti.

    ■*Suriyeli işadamı Akp'den Bursa milletvekili adayı oldu.

    ■*Oxford Üniversitesi dünya çapında “yalan haber” araştırması yaptı, dünyanın en ahlaksız medyasının bizim medyamız olduğu tespit edildi.

    ■*Asrın liderimizin kapalı kapılar arkasında konuşurken “sandık kurulunda hakimiyeti elde edersek, başlamadan işi bitiririz” dediği ortaya çıktı. Cep telefonuyla çekilmiş görüntüleri yayınlandı.

    ■*Rejim değişti; saraydan alınıp kayıtsız şartsız millete verilen egemenlik, sayın ahalimizin oylarıyla saraya iade edildi.

    ■*Başbakanlık lağvedildi.

    ■*Binali Yıldırım'a “şeref madalyası” verildi.

    ■*Çorlu'da tren devrildi, 25 insanımız hayatını kaybetti, raylar çamaşır ipi gibi havada duruyordu, altında toprak yoktu, çünkü kontrol eden yoktu, kontrol etmesi gerekenleri işten çıkarmışlardı.

    ■*Suriye'den patates ithal edildi.

    ■*Asrın liderimiz Ahlat'a saray yaptıracağını, 10 dönüm üzerine kurulacağını, 1071 metrekare oturum alanı olacağını müjdeledi.

    ■*“Kuvayi milliye” ilan edilen Özgür Suriye Ordusu, Türkiye tarafından ödenen maaşlarını Türk Lirası olarak almak istemediklerini, dolar karşısında mağdur olduklarını, Suriye Poundu olarak istediklerini açıkladılar… Yani aslında “cukkayı milliye” oldukları ortaya çıktı.

    ■*Türk Telekom'u verdiğimiz Araplar, kablolarına kadar sattı, 15 milyar dolar hortumladı, 4.7 milyar dolar borç taktı, pırrr…

    ■*Brezilya'dan ithal edilen sığırlarda şarbon çıktı.

    ■*Asrın liderimizin sarayındaki 30 Ağustos resepsiyonunda “chia tohumu eşliğinde ejder meyveli smoothie” ikram edildi.

    ■*Asrın liderimize Boeing 747-8 model, iki katlı, asansörlü, yedi yatak odalı uçak geldi, “Katar'ın hediyesi” denildi.

    ■*Asrın liderimiz “bizde kriz mriz yok, sakın inanmayın” dedi.

    ■*İşsiz baba, okulun istediği pantolonu oğluna alamadı, kendini astı.

    ■*Hapiste zannedilen hayırsever Rıza bey, New York'ta Nobu restoranda suşi yerken fotoğraflandı.

    ■*Dünyanın en yüksek faizini veren üçüncü ülkesi olduk.

    ■*Euro 2008, Euro 2012, Euro 2016, Euro 2020'yi alamamıştık, Euro 2024'ü de alamadık.

    ■*Amerikalı rahibi tutukladık, asrın liderimiz “bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın” dedi, Trump çıktı “vermezseniz oyarım” dedi, rahibi tıpış tıpış bıraktık.

    ■*Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı İstanbul'daki Suudi konsolosluğunda parça parça doğrayıp yok ettiler, kasap timi ve Suudi konsolosu elini kolunu sallaya sallaya gitti.

    ■*29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu tarihte ilk kez başkentimizde yapılmadı, İstanbul'da yapıldı.

    ■*Atatürk'ü hutbelerden çıkaran Akp'nin diyanet işleri başkanı “keşke Yunan galip gelseydi” diyen tımarhanelik fesliyi ziyaret etti.

    ■*Enflasyonu düzgün hesaplayan Tüik yöneticilerini görevden aldılar, dünya ekonomi tarihinde ilk kez fiyatlar artarken enflasyon düştü.

    ■*İstanbul'da balerin heykeline tecavüz etmeye kalkıştılar.

    ■*Suriye'den pamuk ithal ettik.

    ■*Sadece şehit çocuklarına tanınan eğitim ayrıcalığı, Suriyelilere de tanındı.

    ■*Havuzcu müteahhitin yaptığı demiryolu hattını “sinyalizasyon” tamamlanmadan açtılar, iki tren kafa kafaya çarpıştı, dokuz insanımız öldü, ulaştırma bakanı “sinyalizasyon olmazsa olmaz değil” dedi.

    ■*Tank palet fabrikamızı Katar'a verdiler.

    ■*Enflasyon uçtu, marketler “vatan haini” ilan edildi.

    ■*Millete karneyle domates patates sattılar.

    ■*Millet ittifakına hakaret ederken, millet'e “zillet” dediler.

    ■*Asrın liderimiz, Türkiye'nin uzay yarışında yeralmasını Chp'nin engellediğini söyledi, “eyy cehape, sen istesen de istemesen de biz uzaya çıkacağız” dedi.

    ■*Yobaz Akit televizyonunun celladı, idam sehpasının önünden yayın yaptı, Chp genel başkanı'nın asılmasını istediklerini söyledi.

    ■*Atatürk Havalimanı kapatıldı, yıkıldı.

    ■*İstanbul büyükşehir belediye başkanlığını Ekrem İmamoğlu kazandı, Binali Yıldırım “ben kazandım” dedi, seçim iptal edildi.

    ■*Gözü dönmüş para hırsı yüzünden Soma'da 301 madencimizin katledilmesine sebep olan şirketin yönetim kurulu başkanı tahliye edildi, öldürülen işçi başına sadece altı gün yattı.

    ■*Kılıçdaroğlu'nu şehit cenazesinde organize saldırıyla linç etmeye çalıştılar, taşladılar, bir eve sığındı, “evi yakın” diye bağırdılar.

    ■*Karikatürist Musa Kart ve Cumhuriyet yazarlarını yine hapse attılar.

    ■*Ekrem İmamoğlu'na “Pontuslu” dediler.

    ■*Mısır'daki Mursi öldü, bizim diyanet “şehit” ilan etti, Türkiye genelinde gıyabi cenaze namazı kıldırdı.

    ■*Hdp seçmenini kafalamak için Apo'dan mektup getirdiler, devletin haber ajansı Anadolu Ajansı'yla servis ettiler, Apo'ya “yerli ve milli şahsiyet” dediler, Osman Öcalan'ı Trt'ye çıkarıp Akp'ye oy istediler.

    ■*Ekrem İmamoğlu fark attı, tekrar edilen seçimi de kazandı, asrın liderimiz “İstanbul'u Ak Parti kazandı” dedi.

    ■*Kendi hava sahasını korurken Rus uçağı düşüren Türkiye, kendi hava sahasını korumak için Rus füzesi satın aldı!

    ■*ABD parasını ödediğimiz F35'leri vermedi.

    ■*Bağımsız yargının (!) adli yıl açılışı sarayda yapıldı.

    ■*Merkez bankası başkanı zart diye görevden alındı, asrın liderimiz “baktık adam laf dinlemiyor, görevden aldım” dedi.

    ■*15 Temmuz'un yıldönümü töreninde Vahdettin posteri taşıdılar.

    ■*“Reis bizi Afrin'e götür” sloganının mucidi olan Akp gençlik kolları başkanı, 18 günlük bedelli askerlik yaptı.

    ■*Bursa'nın Akp'li büyükşehir başkanı “30 Ağustos halkı ilgilendiren bir bayram değil, orman gününden farkı yok” dedi.

    ■*Asrın liderimiz, harem-selamlık eğitim müjdesi verdi, “kadın üniversitesi” açacağını söyledi.

    ■*ABD'de 28 ay hapis yatan Halkbank genel müdür yardımcısı, VIP salonundan yurda giriş yaptı, asrın damadımız tarafından karşılandı, Borsa İstanbul'un genel müdürü yapıldı.

    ■*Türkiye'nin kefen parası, yani Merkez Bankası'nın olağanüstü durumlar için ayırdığı ihtiyat akçesi, Hazine'ye aktarıldı.

    ■*Kazdağları'nın Kanadalı maden şirketine peşkeş çekildiği ortaya çıktı.

    ■*Salda Gölü, millet bahçesi ayaklarıyla Toki'ye verildi.

    ■*İstanbul'da tarikat yuvasında 30'dan fazla erkek çocuğuna tecavüz edildiği ortaya çıktı.

    ■*Chp İstanbul il başkanı Canan Kaftancıoğlu'na 9 yıl 8 ay hapis cezası verildi.

    ■*Bakara makara'cıyı Prag büyükelçisi yaptılar.

    ■*Dilovası'nda insanların nasıl kanser edildiğini bilimsel verileriyle ortaya koyan akademisyen Bülent Şık, bunları açıkladığı için 15 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    ■*Fetih suresi okuyarak, mehter marşıyla Suriye'ye girdik, asrın liderimiz “asla ateşkes ilan etmeyiz” dedi, ertesi gün ateşkes ilan etti.

    ■*Trump dümdüz söyledi, “Pkk bizimle birlikte çalıştı, onlar kendi toprakları için savaşıyor, silah ve büyük miktarda para verdik” dedi.

    ■*Sonra da asrın liderimize mektup yazdı, “terör örgütüyle otur anlaş, senin bazı sorunlarını çözdüm, uysal ol, aptallık etme” dedi, kendi mektubuna “general” dediği Pkk'lının mektubunu iliştirdi.

    ■*Trump'ın her dediğini yaptık, buna rağmen Türkiye'ye “yaptırım yasası”nı imzaladı, üstüne sözde soykırımı tanıdılar.

    ■*Asrın liderimiz, emeklilikte yaşa takılanlara rest çekti, “İskandinav ülkeleri bu yüzden battı” dedi.

    ■*Tesettür sosyetesi, kırk günlük bebeğe tek taş yüzük taktı.

    ■*Şahsım devleti ilan edildi… İngiltere, Almanya, Fransa ve “şahsım” dörtlü zirve yaptık dedi.

    ■*Yüce meclisimiz kanun çıkararak Türkiye'nin en önemli sorununu çözdü, sayın milletvekillerimize kırmızı ışıkta geçme hakkı tanındı.

    ■*Faizsiz finans ayaklarıyla, Resmi Gazete'de şeriat hükümleri yayınlandı.

    ■*Sudan'dan eşek eti ithal etmek için anlaşma imzaladık.

    ■*Kanal İstanbul sekiz sene aradan sonra gene gündeme geldi, asrın liderimiz “isteseniz de istemeseniz de yapacağız” dedi. Meğer, Katar emirinin annesiyle, Suudilerin, Kanal İstanbul'daki arazileri çoktan kapattığı ortaya çıktı.

    ■*Tee Fizan'a tezkere çıkardık, Libya'ya asker gönderdik.

    ■*Elazığ'da deprem oldu, 41 insanımızı kaybettik.

    ■*Şehit annesi Pakize Akbaba'ya, asrın liderimize hakaret ettiği gerekçesiyle dört yıl hapis cezası istendi.

    ■*Asrın liderimiz, Sivas'ta Madımak'ta aydınlarımızı sanatçılarımızı diri diri yakan dinci katillerden Ahmet Turan Kılıç'ı “yaşlı” diye affetti, güya müebbet verilmişti, hapisten sırıta sırıta çıktı gitti.

    ■*Van Bahçesaray'da çığ düştü, yedi kişi öldü, kurtarma çalışmaları sırasında yine çığ düştü, 35 kişi daha öldü.

    ■*İzmir'den İstanbul'a gelen Pegasus uçağı, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda pistten çıktı, üç kişi öldü.

    ■*Osman Kavala beraat etti, asrın liderimiz bu kararı beğenmedi, “bir manevrayla beraat ettirmeye kalktılar” dedi, Osman Kavala yine tutuklandı.

    ■*Rus uçakları İdlib'de taburumuzu vurdu, 34 şehit verdik.

    ■*Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel tutuklandı.

    ■*Koronavirüs salgını başladı, vatandaşa tek kuruş yardım yapmadıkları gibi, iban numarası verip üste para istediler.

    ■*“Chp camileri kapattı” diyorlardı, Allah'ın tokadı yok… Salgın yüzünden camileri kapattılar, cuma namazını yasakladılar, kabir ziyaretini yasakladılar, iftar çadırlarını yasakladılar, umreyi yasakladılar, Kadir Gecesi'nde sokağa çıkma yasağı ilan ettiler, bayram namazı kılınmasın diye, bayramlaşma yapılmasın diye, Ramazan Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı ilan ettiler.

    ■*“Katil” dedikleri Sisi'den ramazan ayında patates ithal ettiler.

    ■*Akp şakşakçısı kadın, liste hazırladıklarını, komşularını topluca katledeceklerini, 50 kişiyi götüreceklerini söyledi, bu sözler hakkında dava açmaya bile gerek görülmedi, takipsizlik verildi.

    ■*Akp Trt'si 19 Mayıs'ta Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı!

    ■*16 ay hapis yatıp çıkan Enis Berberoğlu'nun milletvekilliğini düşürdüler, yine tutukladılar, 24 saat geçmeden bıraktılar.

    ■*Müyesser Yıldız'ı tutukladılar.

    ■*Akp'nin tanıtım ve medya başkan yardımcısı “kumpasları” açık açık itiraf etti, “Akp'yle Fetö'nün bilerek kolkola girdiğini” söyledi, “Kemalistlere karşı Fetö'cülerle işbirliği yaptıklarını” anlattı.

    ■*Güreşçi Hamza Yerlikaya'yı Vakıfbank yönetim kuruluna atadılar.

    ■*Her fırsatta “paranın dini olmaz” diyen asrın liderimiz, bu defa “ekonomik krizden çıkışın anahtarı İslam iktisadıdır” dedi.

    ■*Baroları bölme yasası çıkardılar, baro başkanlarına bibergazı sıktılar.

    ■*Akp grup başkanvekili Özlem Zengin “Ak parti gelene kadar bu ülkede kadın kelimesinin adı bile yoktu” dedi.

    ■*Ahmet Davutoğlu kurdu diye Şehir Üniversitesi kapatıldı.

    ■*Sakarya'da havayi fişek fabrikasında patlama oldu, yedi kişi hayatını kaybetti, garibanlar henüz morgtayken, Müsiad yöneticileri apar topar koştu, fabrika sahibine moral yemeği verdi.

    ■*Duayen sanatçılarımız Müjdat Gezen ve Metin Akpınar'a ayrı ayrı 4 yıl 8 ay hapis istemiyle dava açıldı.

    ■*Asrın liderimiz “Ayasofya'yı camiye çevirmenin faturası çok ağırdır, Ayasofya ibadete açılsın diyenler dünyayı tanımıyor, ben bir siyasi lider olarak, bu oyuna gelecek kadar istikametimi kaybetmedim” diyordu… Ayasofya'yı camiye çevirdi, ibadete açtı.

    ■*Akp'nin diyanet işleri başkanı Ayasofya'da minbere çıktı, bu topraklarda yeniden ezan okumasını sağlayan Atatürk'e lanet okudu.

    ■*Kendini tarikat şeyhi ilan eden sarıklı yobaz, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan tutuklandı.

    ■*Moody's, Türkiye'nin kredi notunu tarihin en düşük seviyesine indirdi, Kamboçya, Ruanda ve Uganda'yla aynı sınıfa koydu.

    ■*Asrın liderimiz “buzdolabı satışları arttı, Türkiye şahlanıyor” dedi.

    ■*ABD'nin Ankara büyükelçisi, Türkiye'deki devlet hastanelerinin Amerikan ilaç firmalarına 2.3 milyar dolar borcu olduğunu, bizzat Tayyip Erdoğan tarafından “ödeme sözü” verilmesine rağmen bir yıldır ödenmediğini, bu biriken borç artık derhal ödenmezse Türkiye'ye ilaç satışının durdurulacağını açıkladı.

    ■*Hazineden sorumlu asrın damadımız “maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz, döviz kuru benim için hiç önemli değil” dedi.

    ■*Şeffaf yönetim sergiliyor denilen sağlık bakanımız “her vaka hasta değildir” dedi. “Ulusal çıkarları korumak için” testleri pozitif çıkan vatandaşları hasta saymadıklarını açıkladı!

    ■*Pantolon yerine entariyle dolaşmak isteyen, imam nikahlı çok eşliliği savunan, hekimden çok meczup görüntüsü veren tarikatçıyı, GATA'da başhekim yardımcısı yaptıkları ortaya çıktı.

    ■*Can Dündar'ın malına mülküne el koydular.

    ■*Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz, Yücel Arı, Mustafa Çetin, Gökmen Ulu ve Yonca Yücekaleli'ye verilen toplam 20 yıl hapis cezası, istinaf mahkemesi tarafından onandı.

    ■*Asrın liderimiz “Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyordu… Yerel mahkeme de tıpkı öyle yaptı, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı tanımadı.

    ■*Ermenistan, Azerbaycan topraklarına saldırdı, bizimkiler şiddetle kınadı, Ermenistan üç ay sonra Azerbaycan topraklarına yine saldırdı, bizimkiler yine şiddetle kınadı.

    ■*İzmir'de deprem oldu, şimdilik 114 insanımız hayatını kaybetti, bütün dünya 7 büyüklüğünde derken, Akp 6.6 dedi.



    Dört yıl sonra, ABD'de seçim yapıldı, dolar 8.5 lira.



    Hâlâ, Biden kazanırsa Türkiye için kötü olur diyorlar.

    Sanki Trump varken Türkiye çok iyiydi!

    Lenovo P1a42 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


Sayfa 660/1002 İlkİlk ... 160560610650658659660661662670710760 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •