Sayfa 71/106 İlkİlk ... 2161697071727381 ... SonSon
Arama sonucu : 847 madde; 561 - 568 arası.

Konu: Temettu Etkisizligi

  1. 23.02.2014 - 02:30 | Son Güncelleme: 23.02.2014-2:30

    Temettü verimine yatıran kazanıyor
    Genel kurul toplantı zamanının gelmesiyle birlikte yatırımcılar temettü verimliliği yüksek şirketlere yönelmeye başladı. Fiyatların düşük olması temettü verimi yüksek şirketleri cazip hale getiriyor


    Zeynep Aktaş

    Yatırımcıların gözü temettü verecek şirketlere çevrildi. 10 yıllık verilere göre, temettü getirisini gözönünde bulundurarak yatırım yapanların, endeksten daha yüksek getiri sağladığı görülüyor.
    Profesyonel hisse avcıları ise sırf temettüsü için alınan hisse senetlerinin kriz zamanlarında da kâr payı dağıtıp dağıtmadığına bakıyor. Onlara göre, eğer bir firma kriz döneminde de kâr payı dağıtabiliyorsa o şirket oldukça sağlam bir yapıya sahip demek.
    SPK, ocak ayında, borsadaki şirketleri, temettü verip vermeme ve oran konusunda serbest bırakan bir tebliğ yayımladı.
    Temettü dağıtımı zorunluluğunun olmaması bireysel yatırımcı cephesinde tartışma konusu oldu. Kurumsal yatırımcıların yaklaşımı ise temettü verenlerin daha fazla ilgi göreceği yönünde.
    Temettü vermeyenlerin öne çıkabilmek için kâr payı dağıtmak zorunda kalacağı düşünülüyor. SPK ise taşların zamanla yerine oturacağı beklentisinde.

    Kâr payı güven verir
    Uzun vadeli hisse senedi alan yatırımcı açısından kâr payı bir soluklanma ifadesi taşırken, şirketin paylaşımcı yaklaşımda bulunması onlara güven aşılıyor.
    Şirketlerin kaynak ihtiyacı nedeniyle kârı bünyelerinde tutmaları ve yeni fikirlere yatırmaları da tartışılıyor.
    Büyüme potansiyeline sahip şirketler, kaynağı dağıtmak yerine bünyelerinde tutmayı tercih ediyor. Ancak kurumsal yatırımcılar kar payını dağıtan şirketlere daha çok güveniyor.

    Kurumsalların tercihi
    Uzun vadeli yatırımcıların, özellikle de fonların ağırlıklı olarak temettü verimliliği yüksek şirketlere yatırım yaptığını görüyoruz.
    Hatta yabancılara yönelik araştırma raporlarında mevduat faizine yakın temettüler şeklinde tanımlamalar bulunuyor.
    Yabancılar, emeklilik şirketleri, fonlar uzun dönem hisse senetlerini ellerlinde tuttukları için şirketin ödediği kâr payları daha önemli hale geliyor

    http://www.milliyet.com.tr/temettu-v...10/default.htm

    *************************************

    Nasıl da klasik ifadeler kullanılmış değil mi? Temettü güven verir, dosta güven düşmana korku salar, 10 kaplan gücündedir falan filan.

  2. ''' Fiyatların düşük olması temettü verimi yüksek şirketleri cazip hale getiriyor ''' !!!!!!!
    Türkiye, kazığın her türlüsünü ayrı ayrı deneyimleyebilmek için mükemmel bir yer. Burada yetişen biri dünyanın başka bir yanında sıkıntı yaşamaz.
    Re-twittlediklerim katıldığım anlamına gelmez!

  3. "Profesyonel hisse avcıları ise sırf temettüsü için alınan hisse senetlerinin kriz zamanlarında da kâr payı dağıtıp dağıtmadığına bakıyor. Onlara göre, eğer bir firma kriz döneminde de kâr payı dağıtabiliyorsa o şirket oldukça sağlam bir yapıya sahip demek."

    Hey yavrum heyy. Kriz 2 yıl sürsün de kar payı dağıtabilen şirketi göreyim ben. Kazanamadığı karı nasıl dağıtacak şirket? Bu yazı resmen ısmarlama bir yazı. Çok örnekleri var. Öyle bir algı yapılıyor ki kurumsal büyük fonlar, profosyonel yatırımcılar temettü şirketlerini tercih ediyor, önümüz de temettü mevsimi, salak mısınız siz başka hisse alın? Alın işte bunları fiyatları yükselsin ki biz de yolumuzu bulalımmm.

  4. Yeni bir web sayfasi actim yakinda bu konulari tepeden tirnaga aciklayan yazilari koyacagim.

    Bu yazilarla yatirim yapan suruler var sorgulama arastirma yok

    Guven veriyor hangi gerekceyle guven veriyor
    Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar..
    Sokrates twit @erhanacikgoz1

  5.  Alıntı Originally Posted by Oralet_Osman Yazıyı Oku
    "Profesyonel hisse avcıları ise sırf temettüsü için alınan hisse senetlerinin kriz zamanlarında da kâr payı dağıtıp dağıtmadığına bakıyor. Onlara göre, eğer bir firma kriz döneminde de kâr payı dağıtabiliyorsa o şirket oldukça sağlam bir yapıya sahip demek."

    Hey yavrum heyy. Kriz 2 yıl sürsün de kar payı dağıtabilen şirketi göreyim ben. Kazanamadığı karı nasıl dağıtacak şirket? Bu yazı resmen ısmarlama bir yazı. Çok örnekleri var. Öyle bir algı yapılıyor ki kurumsal büyük fonlar, profosyonel yatırımcılar temettü şirketlerini tercih ediyor, önümüz de temettü mevsimi, salak mısınız siz başka hisse alın? Alın işte bunları fiyatları yükselsin ki biz de yolumuzu bulalımmm.
    Aslında sizlerin pek çok kereler söylediğiniz bir şeyide vurgulamış yazı;
    Şirketlerin kaynak ihtiyacı nedeniyle kârı bünyelerinde tutmaları ve yeni fikirlere yatırmaları da tartışılıyor.
    Büyüme potansiyeline sahip şirketler, kaynağı dağıtmak yerine bünyelerinde tutmayı tercih ediyor.


    Çokda boş bir yazı olmasa gerek sizler açısından.
    Birde aslında üzerinde durulması gereken bir nokta daha var bence. Biz, temettünün psikolojik etkisinden bahsettiğimizde karşımıza, elle tutulur, gözle görülür, bilime dayalı hatta somut veriler olmazsa inanmam savıyla çıkılıyordu. Ama sizin yazınızda bile açıkça görülüyor ki "Temettü, üzerinden algı yaratılabilecek bir argüman" dolayısı ile algı etki yaratır.

    Herhalde kar etmeyen şirketin temettü dağıtamayacağını(kar etmeyip dağıtan garip şirketlerde var ama biz temel mantıktan şaşmayalım) artık herkes biliyordur.

    Ayrıca kriz ortamlarında, şirketler kar edemeyince temettü dağıtamaz savı doğru olmakla beraber eksik, zira kriz ortamında tüm hisseler dolayısı ile borsa o kriz ortamına uyum sağlar ve toplam portföy değercisi arkadaşlarda krizin bir parçası olurlar. Yani yatırım yaptığı şirket kriz ortamından dolayı kar edemediği için temettü alamayan yatırımcı karalar bağlarken, toplam portföy değerciler zil takıp oynamıyor. Çoğu zaman onların durum çok daha vahim oluyor kriz ortamlarında. Çünkü büyük oynayanlar KY'yi kriz ortamında ham yapıp krizle ve çökmüş fiyatlarla başbaşa bırakıyorlar.

  6. Neyi savunuyoruz anlamadim algi yaratmasinin bilimsel anlami ne ?

    Algi yaratiyor ve buda etki olarak geliyor varsayalim. Peki bu durum bunun dogru bir arguman oldugu anlamina mi gelir

    Eger bir etki varsa bile bu insanlarin kandirilarak elde edilen bir etkidir.

    Bizde bu algi ve eger varsa etkinin dogru olmadigini cunku algilarin dayanaksiz somut olmayan kavramlar uzerine yaratildigini insanlara anlatiyoruz.

    Once bi su kavramlari konusulmasi lazim

    Hanfendinin yazdigi makaledeki somut kavram varmi

    Yani olcumlene bilirmi guven verir guven verir hangi gerekceyle guven verir bi aciklasinlar bizde rahatlayalim ?

    Bir allahin kuluda sormazmi yav temettu verilince guven nasil artiyor bi aciklayin ne.oluyor yani ? Guvende ne degisiyor.

    Once bunu kavramali temettucu adam ondan sonra donuo bu kadin bunu hangi dayanakla demis die bakip sorgulamali.

    Tum bunlari.anladiktan sonra temettu superdir turbo etkisi yaratir yaratmaz gelsin konusalim.

    Ama daha isin basini anlama dusunme sorgulama yapmak lazim
    Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar..
    Sokrates twit @erhanacikgoz1

  7. Erhan bey,
    İşkence metodlarından birisidir, gözü kapalı bir insana buz değdirdiğinizde yandığını hisseder, burnunu kapadığınız insana elma yedirdiğinizde başka bir meyve yediğini düşünür. Yani algı o kişi için gerçek olur. Doğru veya yanlış olması farklı bir şeydir, gerçek olması var olması farklı bir şey.

    Siz çevrenizde gördüğünüz her şeyin doğru olduğunumu düşünüyorsunuz. Bir sürü yanlış şey var ama hepsi gerçek yani var. Siz konuya farklı yerden bakıyorsunuz. Bir şeyin yanlış olması var olduğu gerçeğini değiştirmez. Veya bir etkisi olduğu gerçeğini.

    Sizin anlatımlarınız, idealin ne olduğu ile ilgili. Gerçek hayatta hep idealinizimi yaşıyorsunuz yada hep doğru şeyler mi oluyor.
    Sizin ideali, doğruyu anlatmanız, var olan yanlışın gerçekliğinimi değiştirecek.

    Üstelik her şeyin somut kavramlar üzerine var olduğunu iddia etmek çok ilginç. Bu söyleminizi, normal şartlar altında farklı alanlarda söylediğinizde yanlış anlayabilecek o kadar çok insan var ki.

    Hanfendinin yazdigi makaledeki somut kavram varmi sorunuzun cevabı aslında olması mı gerekiyor şeklindedir. Siz algı yönetimi diye bir şey duymadınız mı? Bunun tamamen soyut kavramlar üzerine kurulu bir dal olduğunu herhalde yeni neslin temsilcisi olarak hepimizden iyi bilirsiniz.

    Her şeyin ölçümlenebileceğinide nereden çıkarıyorsunuız anlamıyorum ki. Soyut bir kavram olan sevgiyi, nefreti aşkı nasıl ölçümlüyorsunuz mesela. Sevgisayar mı var evlerde, yada nefretölçer. Sevgi yokmu, nefret yok mu, güven hissi yok mu? Bunlar soyut şeyler. Ne yapacağız şimdi.

    Kalıplaşmış, her şeyi sorgulamak lazım söyleminizi takdirle karşılıyorum. Evet bencede sorgulayın. Ama önce kendi söyleminizi sorgulayın bir. Sadece somut şeylere dayalı bir yaşamlamı çeverelenmişiz hepimiz. Bir sorgulayın bakalım.

  8.  Alıntı Originally Posted by ctugrul Yazıyı Oku
    Erhan bey,
    İşkence metodlarından birisidir, gözü kapalı bir insana buz değdirdiğinizde yandığını hisseder, burnunu kapadığınız insana elma yedirdiğinizde başka bir meyve yediğini düşünür. Yani algı o kişi için gerçek olur. Doğru veya yanlış olması farklı bir şeydir, gerçek olması var olması farklı bir şey.

    Siz çevrenizde gördüğünüz her şeyin doğru olduğunumu düşünüyorsunuz. Bir sürü yanlış şey var ama hepsi gerçek yani var. Siz konuya farklı yerden bakıyorsunuz. Bir şeyin yanlış olması var olduğu gerçeğini değiştirmez. Veya bir etkisi olduğu gerçeğini.

    Sizin anlatımlarınız, idealin ne olduğu ile ilgili. Gerçek hayatta hep idealinizimi yaşıyorsunuz yada hep doğru şeyler mi oluyor.
    Sizin ideali, doğruyu anlatmanız, var olan yanlışın gerçekliğinimi değiştirecek.

    Üstelik her şeyin somut kavramlar üzerine var olduğunu iddia etmek çok ilginç. Bu söyleminizi, normal şartlar altında farklı alanlarda söylediğinizde yanlış anlayabilecek o kadar çok insan var ki.

    Hanfendinin yazdigi makaledeki somut kavram varmi sorunuzun cevabı aslında olması mı gerekiyor şeklindedir. Siz algı yönetimi diye bir şey duymadınız mı? Bunun tamamen soyut kavramlar üzerine kurulu bir dal olduğunu herhalde yeni neslin temsilcisi olarak hepimizden iyi bilirsiniz.

    Her şeyin ölçümlenebileceğinide nereden çıkarıyorsunuız anlamıyorum ki. Soyut bir kavram olan sevgiyi, nefreti aşkı nasıl ölçümlüyorsunuz mesela. Sevgisayar mı var evlerde, yada nefretölçer. Sevgi yokmu, nefret yok mu, güven hissi yok mu? Bunlar soyut şeyler. Ne yapacağız şimdi.

    Kalıplaşmış, her şeyi sorgulamak lazım söyleminizi takdirle karşılıyorum. Evet bencede sorgulayın. Ama önce kendi söyleminizi sorgulayın bir. Sadece somut şeylere dayalı bir yaşamlamı çeverelenmişiz hepimiz. Bir sorgulayın bakalım.


    Sizin anlatımlarınız, idealin ne olduğu ile ilgili. Gerçek hayatta hep idealinizimi yaşıyorsunuz yada hep doğru şeyler mi oluyor.
    Sizin ideali, doğruyu anlatmanız, var olan yanlışın gerçekliğinimi değiştirecek.

    sizce değiştirmeyecek mi ? idealde denilebilir olması gerekende denilebilir. hayatımızda hep ideali yaşamıyoruz tabiki. ama yanlış olan şeyi yani ideal olmayan şeyi yaşamak ve/veya yaşatmak! sizce doğrumu hayatımız belki en ideal seviyede değil ama ilk insanlardan bugune kadar her geçen dönem daha da idealleşiyoruz gelişiyoruz yanlışları doğrularla düzeltiyoruz.

    mumkun olan en iyi seviyede değiliz ancak oraya doğru ilerliyoruz. Bizde burada bahse konu olan temettü ilişkileri için. Yaratılan ALGILARI inanılan veya inandırılmaya çalışılan meselenin. Doğru olmadığını doğru olanın bu olmaması gerektiğini aktarıyoruz.

    Temettünün bir etkisi var veya yok demiyorum dikkat edin. Bir etki varsa neden var bu etkinin olması normal mi değil mi ? Bunu sorguluyoruz sorguladıgımız da cıkan sonuç ne ?

    Önce bunu konuşalım... Bunu konuşmak neyi değiştirecek bence çok şeyi değiştirecek.

    -----------------------------

    geçelim ikinci meseleyi bahsettiğim(n)iz gibi hanımefendi Algıları yönetmeye calısıyor. Bizde bunu açıklıyoruz zaten burada yapılan olay algı yönetimidir. Gerçek ve/veya olması gereken bu değildir diyoruz. Bunda yanlış olan ne sizce ne dememiz lazımdı haa öylemiymiş iyi tamammı dememiz lazım ? Siz sormuyormusunuz kendinize böyle bir yazı yazılmış acaba altında yatan sebepler ne diye ? her yazı yazan ekonomistin yazısını harfiyen doğrumu kabul ediyorsunuz. bizde bunu sorguladık nasıl oluyorda temettü veren hisse senedi güven sağlık sıhhat vb veriyor bunu nasıl yapıyor diye soruyoruz. Sende bize bunlar soyut kavramlar hissetmek aşk sevgi gibi birşey diyorsunuz ? ve buna bizim inanmamızı bekliyorsunuz ?

    Tanımlayamadığımız birşeye nasıl inanalım güven hissi nasıl bir his ? böyle bir his var mı ? aşk nasıl birşey insan aşkı nasıl tanımlıyor gerçekten aşk diye bir olgu var mı ? yoksa aşk insan uydurması bir terim mi ? nerden biliyorsun belki aşk bir algı yönetimi kapitalizmin piramidinin en tepesın de yer alan insanların bir pazarlama stratejisi bile olabilir ?

    ne kadar derinden baktıgımı anlayabiliyor musunuz ?

    mesela ben size desemki bedelsiz alınca içimde harika bir his doğuyor dedim. Ve bu gerçek dedim. Siz bana inanmalımısınız ? Soyut bir kavram üzerinden gidiyorum bakın bunu benle beraber bir kaç ekonomist bir kaç 1000 yatırımcı daha aynı sekılde anlattı diyelim. Ozman buna koşulsuz inanmalımısınız. Ona sormayacakmısınız içindeki harika hissi bana tanımla bedelsiz nasıl oluyor neyi değiştiriyorda içinde harika bir hissiyat yaratıyor diye sormayacakmıyız.
    Harika bir hissiyat bana açıkla ne oluyor içinde demyecekmiyiz ? Yaw bu aşk gibi sevgi gibi birşey diye yine soyut kavramları alıp soyut bir kavramı soyut bir kavrama benzeterek mi açıklayacağız ?

    Ozman bana ne diyeceksin sen algı yönetimi yapıyorsun bunların hiçbirisi gerçekçi ve bilimsel değil tamamen soyut algısal şeyler üzerine propaganda yapıyor ve insanların algılarına yön veriyorsun dersin.

    ----------------------------------------------

    gelelim sorgulama meselesine sizce aşk, sevgi, nefret gibi söylemler gerçekten var mı ? Kendinize tekrar tekrar sorun bu soruları burada felsefe dersi vermeyeceğiz ama gerçekçi olmanızı istiyorum. Sice bunları ölçemiyor oluşumuz bunların var olduğuna mı işaret yoksa var olmadığına mi ? DÜŞÜNSENİZE torolote diye bir kavram var şimdi ben uydurdum bunu var nasıl birşey böyle içinde bir hissiyat oluşuyor ve beynin diğer insanlarla iletişime geçebiliyor onun nasıl hissetiğini anlayabiliyorum ve bunun adına torolote diyorum böyle birşey gerçekten var mı sizce ? buna sizin inanmanızı beklemem saçma değil mi ?

    benim birine aşık oldum diyebilmem için içimde ne yaşamam gerekiyor. Veya nefret nasıl bir his ? nefreti tanımlayabiliyormusunuz ki sen nefret ediyorsun ondan diyebilelim dışardan birisi benim kimden nefret ettiğimi anlayabilir mi ? soyut kavramlar olduğu için buna birisi isteğe bağlı inanada bilir inanamayadabilir yaw sen niye inanmıyorsun diyemezsinnnnnnnnnnn. İNANMIYOR CUNKU SENIN İÇİNDEKİ HİSSETİKLERİNİ GÖREMİYOR.

    Başka bir örnek şu an elimde bir bardak var ve bu bardağın içinde yaratıcı var bunu göremiyorsun evet ama ben hissediyorum bunu hadi inkar et ?

    -Görmüyorum, bu söylediğin soyut
    -soyut mu? aşk sevgi nefret dediğimiz şeyler yok mu
    -var oladabilir olmayadabilir onlarıda görmüyoruz ?
    -İşte buda onun gibi göremezsin ama hissedersin dolayısıyla bu bardağın içinde yaratan vardır ve buna inanmak zorundasın çünkü ben hissediyorum. Sende görmesen hissetmesende inanmalısın ???????????

    Bu nasıl bir yaklaşım

    paylaşımlar sadece örnek amaçlıdır.

    TOPARLYALIM Demek istediğimi ve derin düşüncemi anlayabildiniz mi ? Dikkat edin temettünün yatırımcıya verdiği güveni huzuru vb soyut kavramlar sayesınde temettü hisselerini daha iyi yapıyormuş ya.

    Bende nasıl olduğunu açıklanmasını istiyorum somut kavramlarla açıklamalısınkı bunu gerçek kabul edelim.

    Eğer soyut kavrama girersen bardağın içindekininde var olduğuna inanamak zorunda kalabilirsin.

    İşte burada sıkışıyor temettücüler çünkü somut hiçbir kavramla temettünün yatırımcıya daha faydalı dolayısıyla şirketin hisse senedine daha faydalı somut bir delili yok. ? var mı ?
    Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar..
    Sokrates twit @erhanacikgoz1

Sayfa 71/106 İlkİlk ... 2161697071727381 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •