Sayfa 810/7020 İlkİlk ... 31071076080080880981081181282086091013101810 ... SonSon
Arama sonucu : 56156 madde; 6,473 - 6,480 arası.

Konu: Sanat Mozaik

  1. Kimberly Elise, Steve Harris ve Tyler Perry’nin rol aldigi komedi Deli Bir Siyah Kadinin Gunlugu (Diary of a Mad Black Woman), 25 Subat 2005’de Amerika’da vizyona girdi.








  2. 25 Subat 2007’de duzenlenen 79. Akademi Odul Toreninde, Martin Scorsese’nin yonettigi Kostebek (The Departed, 2006) En Iyi Film; Helen Mirren, Kralice (The Queen, 2006) filmi ile En Iyi Aktris; Forest Whitaker, Iskocya'nin Son Krali (The Last King of Scotland, 2006) filmi ile En Iyi Aktor odulunu kazandilar






  3. “Biliyorum benimle dalga gectin. Biliyorum beni yerlerde surundurmekten keyif aldin. Nereye kadar sabredecegimi gormek istiyorsun.Cevirdigin dolaplarda oturu gogsune bir hancer saplasam,yuregini paramparca etsem ve erkeklere cilve yapan,onlarla dalga gecen kadinlarin onune atsam yeridir. Ama bu beni daha da perisan eder. Kacip gidecegim senden.Cilvelerine,gozyaslarina,oyunlarina lanet olsun.Bana kadinlarin erkekler uzerindeki o igrenc iktidarinin tadini tattirdin.Bunun bedelini odedim.Sorun sadece onun hakkindan gelmek degil,onu kucumsemek. Ama en iyisi kacip gitmek.” Carlo Goldoni, Lokantaci Kadin



    “So che tu m'ingannasti, so che trionfi dentro di te medesima d'avermi avvilito, e vedo sin dove vuoi cimentare la mia tolleranza. Meriteresti che io pagassi gli inganni tuoi con un pugnale nel seno; meriteresti ch'io ti strappassi il cuore, e lo recassi in mostra alle femmine lusinghiere, alle femmine ingannatrici. Ma ciò sarebbe un doppiamente avvilirmi. Fuggo dagli occhi tuoi: maledico le tue lusinghe, le tue lagrime, le tue finzioni; tu mi hai fatto conoscere qual infausto potere abbia sopra di noi il tuo sesso, e mi hai fatto a costo mio imparare, che per vincerlo non basta, no, disprezzarlo, ma ci conviene fuggirlo.”


  4. “Ey citirlarin en guzeli dilber, kalbimi ayaklarinin dibine filan atiyorum cigne diye. Elimde bir gul olsa sana verirdim. Simdi yagmur yagsa ve yerler bok gibi camur icinde olsa, narin ayaklarina bok pusur bulasmasin diye giysilerimi yere sererdim. ‘Bütün bunlari soylerken hastaligin geri cekildiğini filan hissedebiliyordum, ey kardeslerim.İzin ver de,’ diye ciyakladim, ‘sana tapayim ve bu pis dunyada yardimcin ve koruyucun filan olayim.’ Sonra aklima uygun bir laf gelince dedim ki: ‘Izin ver gercek sovalyen olayim,’ sonra da egilerek selam vermeye filan basladim. Sonra kendimi cidden salak gibi hissettim, cunku bu citir da Sanju tiyatrodaymisiz gibi seyircileri egilerek selamlayip dans ede ede gitti, isiklar yaninca millet alkisladi. Seyircilerin arasindaki bazi moruk lavuklar bu citiri gozleriyle yiyorlardi, pis ve seytani bir sehvete filan kapilmislardi, ey kardeslerim.” Anthony Burgess, Otomatik Portakal



    “O most beautiful and beauteous of devotchkas, I throw like my heart at your feet for you to like trample all ovei If I had a rose I would give it to you. If it was all rainy and cally now on the ground you could have my platties to walk on so as not to cover your dainty nogas with filth and cal.' And as I was saying all this, O my brothers, I could feel the sickness like slinking back Xet me,’ I creeched out, Worship you and be like your helper and protector from the wicked like world ’ Then I thought of the right slovo and felt better for it, saying. "Let me be like your true knight,’ and down I went again on the old knees, bowing and like scraping. And then I felt real shooty and dim, it having been like an act again, for this devotchka smiled and bowed to the audience and like danced off, the lights coming up to a bit of applause And the glazzies of some of these starry vecks in the audience were like popping out at this young devotchka with dirty and like unholy desire, O my brothers.”

  5. “Farkli insanlar digerleri gibi degildir fakat farkli olmak utanilacak bir sey degildir. Cunku diger insanlar boyle harikulade insanlar degillerdir. Onlar binin yuz katidir. Sen bir’likteki ‘bir’sin. Onlar dünyanin her karisindalar — Sen yalnizca buradasin — Onlar cali cirpi kadar alisildiklar — Ama sen — Sen mavi gullersin!” Tennessee Williams, Sirca Kumes



    “The different people are not like other people, but being different is nothing to be ashamed of. Because other people are not such wonderful people. They're one hundred times one thousand. You're one times one! They walk all over the earth. You just stay here. They're common as — weeds, but — you — well, you're — Blue Roses!”


  6. Fransiz sair, roman ve oyun yazari Victor Hugo'nun dogum yildonumu (26 Subat 1802)



    "Denizden daha buyuk bir goruntu vardir, bu da gokyuzudur; gokyuzunden daha buyuk bir goruntu vardir o da insan ruhunun icidir." Sefiller / I miserabili

    “Bu Fantine'in hikayesi nedir? Bu, toplumun bir esir satin almasindan ibarettir! Acaba bu esir kimin icin satin aliniyor? Sefalet icin. Bu sefalet ki aclik, sogukluk, terk edilmislik ve yoksulluktan ibarettir.Bu ne yuva yikan, bu ne gonul yakan bir alisveristir.Bir lokma ekmek parcasi icin bir ruh, bir vucut heder olup gider.” Sefiller



    “Cos’è la storia di Fantine? È la storia di una società che compra una schiava. Da cosa la compra? Dalla miseria. Dalla fame, dal freddo dall’isolamento, dallo squallore, dall’abbandono. Doloroso mercato! Un’anima per un pezzo di pane: la miseria offre, la società accetta.”




    “Muzik, soylenemeyen ve hakkinda sessiz kalmanin imkansiz oldugu seyleri ifade eder."

  7. Fransiz ressam, baski ustasi, karikaturist ve heykeltiras Honoré Daumier’in dogum yildonumu (26 Subat 1808)

    Il vagone di terza classe (The Third-Class Carriage, 1862)






Sayfa 810/7020 İlkİlk ... 31071076080080880981081181282086091013101810 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •