Son düzenleme : JonDowes; 26-03-2017 saat: 01:05.
Forum kuralları 'nı okudunuz mu?
1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...
Kurallara AYKIRIDIR.
Sn jonedowes 'un yazdıklarını yorumlayacak bilgiye sahip değilim. Hatta tam tersine temel kavramları forumda kendisinden öğrendiğimde ortadadır.
Likidite kavramı biraz üzerinde kafa yorulması gereken bir konu. Zira sn jondowes un daha evvel belirttiği gibi kümülatif/iteratif iç içe döngülerle para çevrilerek havuzun içinde türbulans halinde dönüyor. Likiditeyi analiz ederken bu türbülansa iyi bakıp iyi analiz yapabilmek gerekli. Hakikaten likidite akışının kümülatif yapısı gerçekten ilk algıyla çelişen farklı matematiksel sonuçlara varabilir.
Ben yukarıdaki yazımda sadece GLP'yi değil yüksek miktarlara ulaşmış günlük ve haftalık repo uygulamalarının da aslında likidite denklemine çözüm bulmakla birlikte çok daha büyük bir sistemsel sorun oluşturabileceğini söylemeye çalışmıştım. Şöyleki:
Yoğun olarak kamu bankaları teşvik amacıyla yüksek miktarlarda ve adetlerde faizsiz kredi oluşturmaya başladılar. Yukarıdaki mantığa göre bu krediler sonuçta başka yatırımcıların mevduatına dönüşeceği için aslında likidite açısından o türbülansı yorumlayabilmek kolay değil.
Ancak ülkemiz ciddi bir cari açık veriyor. Ve bu kronik bir açık. Enerji ithalatı ve can damarımızdan bağlı olduğumuz yüksek teknoloji ve nitelikli hammadde/yarımamül ithalatını kısa ve orta vadede kapatabilmemiz mümkün görünmüyor. (detylara girmiyorum daha evvelki gönerilerimde bunun nedenlerini tartışmıştık, bkz: pisa test sonuçları, eğitim.. etc.)
Cari açığı şu anki haliyle sürdürmek tabiiki teknik olarak bir çözüm ve bankalar dış borç yenilemeleriyle bunu başarabilirler. Sonuçta türkiye'nin çevirmek zorunda olduğu 400 milyar dolar dünya için çok büyük bir para değil. Azıcık faizini arttırırsınız 30 sene daha borç yapılanır. Ancak bu uzun vadede ülkenin gücünü ve itibarini zedeleyeceği için stratejik olarak doğru değil.
Bütün bunlar ışığında özellikle kamu bankalarının son 1 yıldır yarattıkları zorladıkları bir likidite ihtiyacı var. TCMB'de bunu fonluyor. Ama GLP ama repo önemli değil. Önemli olan miktarı çok fazla.
Bu miktarın fazla olması neyi tetikliyor, likidite sarmalının o iç içe geçmiş kümülatif türbülansın içinde akan para toplumun farklı kesimlerinin elinden geçiyor. Bu temas sırasında bu oyuncular hak etmedikleri bir alım gücüne kavuşuyorlar. Cari açığı olmayan sağlıklı ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim altyapısına sahip bir ülkede bu hak edilmeyen sanal alım gücü sadece enflasyona neden olurken, bizim gibi yapısal sorunlar barındıran ülkelerde ithalatı ve bununla birlikte cari açığı sistematik olarak besliyor.
Devletin verdiği teşviklerin , faizsiz kredilerin tabii ki tcmb nin oyun alanının dışında politik kararlar ile alındığı açık, ama tcmb bütün bunları bir parametre olarak algılayıp er yada geç bir karar vermeli. Aşağıda 2012 - 2017 arasındaki M3 para arzını inceleyelim. M3 para arzındaki artış 2012-2017 arası tam olarak %116. 2012 - 2017 yılları arası hedeflenen enflasyon yıllık %5 ten 5 yıl için %26-27 gerçekleşen ise %45-50 civarı. Yani burada bir yanlış yok mu?. tcmb olarak %26-27 enflasyon hedefi koy ama kendi ellerinle M3 para arzını %116 arttır. Piyasayı TL ye boğ, resmen sanal bir alım gücü yarat.Piyasaya alım gücü pompala. Bu alım gücünü karşılayacak nitelikte üretim altyapının olmadığını bildiğin halde buna izin ver ve bu alım gücü ithalatı azdırsın. Sonrada yıllık %5 ten 5 yıllık %26-%27 enflasyon hedefim tutmadı diye her sene mektuplar yaz. M3 teki bu .%116 lık artış sizce normal bir likidite kontrolünün sonucu mu? yoksa onun ötesine geçen birşeyler mi var?
M3 para arzı 17.3.2012 : 699 milyar TL
M3 para arzı 17.3.2013 : 805 milyar TL
M3 para arzı 17.3.2014 : 981 milyar TL
M3 para arzı 17.3.2015 : 1.107 milyar TL
M3 para arzı 17.3.2016 : 1.269 milyar TL
M3 para arzı 17.3.2017 : 1.479 milyar TL
veriler (evds.tcmb.gov.tr)
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
vediğiniz bilgiler için teşekkürler...GLP nin aslında bankaların gün sonu açıkta kalan işlemlerini tamamlamalarını sağladığı düşünülürse bankalar arası piyasada zaten bir sıkıntı olduğu ortaya çıkyor.. Kim ne derse desin, hangi argümanlarla ortaya sallarsa sallasın, Cari açık sorunumuz var..Ve dış borcumuz paralelinde artıyor...Gelir dağılımı eşitsizliği ve son 15 yılda taşa toprağa yatırım yapan bir ülke olarak katma değeri yüksek ürün üretmekte çok geri kalıyoruz..Son 2-3 sendede de yabancı yatırımcının algısında belirgin bir bozulma var..Dahası hükümet yüksek kur düşük faiz uıygulamasını denedi ve sınıfta kaldı...Şimdi MB uygun bir zamanda tekrar faizleri indirmek için fırsat kollar oldu bence..Çünkü piyasada canlanmanın yüksek faizle olmayacağı düşünülüyor.Ki bir yandan da böyle. Tabi bundan tam olarak emin olamayız.. Ama eninde sonunda olacak olan GLP yi sonlandırıp özellikle politika faizini sert yükseltecek...Ozaman da yabancı enflasyon üzerinde faize koşup gelecek..olacak olan bu...Bu arada arkadaşın biri riskleriden bahsederken galiba CDS lerden bahsetmiş..CDS ler sonuçtur.Neden değil.syg.
Eğer son kertede kırk katır mı kırk satır mı diye sorulacaksa, ben yüksek faiz ile zorda olsa yaralı olarak sağ kurtuluş şansı olduğunu düşünüyorum. Zira yüksek faiz yurt içindeki zayıf firmaları eler, kuvvetlileri yaralar ama öldürmez.Filtre gibi çalışır. Yüksek ve volatil kurdaki sıkıntı ise ne yazık ki şu an dünyada uygulanması muhtemel korumacı politikalar yüzünden zayıfı da kuvvetliyi de batırabilir olması. Bence şu dönemde bu riski almaya değmez. Bu risk (yüksek kur riski) alınacaksa büyük merkez bankalarının bir sonraki parasal genişleme konjonktüründe ve daha liberal/demokrat hükümetlerin işbaşında olduğu zamanlarda alınmalıdır.
En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
https://twitter.com/r_x_p_u
kesinlikle katılıyorum...zaten yüksek kurun etkiside piyasada yüksek faizle sonuçlanıyor...Özellikle MB nizde yerli döviz rezerviniz yoksa....Ama yüksek faizdede resesyon riski var...Malesef bir açmaz..biz sözde farklı bir yöntem deniyoruz GLP yi deneyerek..Ama GLP nin dış piyasalarda bıraktığı izlenim çok kötü oluyor...Zaten MB ların çokda denemediği birşey...Yüksek kurun bizde bir zararı daha var...İhracat için gerekli olan ara malın ithalatınında dövizdeki yükselişe bağlı olarak daha maliyetli hale gelmesi..Ozaman birim başına üretilen maliyetteki artış ihracatınızdaki yüksek kurdan dolayı sağladığınız fiyat avantajının bir kısmınıda törpülüyor..Tam bir açmaz...Yüksek kur demek aynız amanda enflasyon demek...Hayat pahalılığı demek..varda var zararı...![]()
İsteyen istediği kadar sıkılaşsın. Çözüm değil.
Bu çok basit bir eşitlik. Eşitliğin bir tarafı (girdiler= turizm gelirleri, ihracat gelirleri vs) azaldığı için eşitliğin diğer tarafı da (çıktılar= alım gücü) doğal olarak azalıyor.
Sıkılaştırma politikası devam edecekmiş. Ya buna kargalar güler. Olmayan neyi sıkılaştırıyorsun derler adama.
FÖŞ bugün çok güzel anlatmış işte. Aynen 14-15% yapacaklar ki dolar durulsun, bu direk ölüm.
Faiz artmazsa dolar fişek, bu da görece yavaş ölüm ama çıktığımız yer aynı.
http://www.paraanaliz.com/2017/ekono...lecek-mi-8860/
Yer İmleri