Mevcut yönetim anlayışı değişirse, %5 seviyelerine ulaşmak hayal olmaz...zaten gidişat o yöne olunca, piyasalar erkenden fiyatlamaya başlarlar.
ama ne pahasına olursa olsun, hormonlu bile olsa büyüyelim mantığının bizi getirdiği nokta ortada...seçim, sonrasında tekrar seçim vs yönetim değişebilir...olmadı, 1-2 yıl sonra yeniden erken seçim olabilir...o zaman değişir yönetim...artık, bu anlayışın ülkeyi ileriye götürme şansı pek yok.
enflasyonla büyüme arasında bir ilişki var...ama bu ilişki ters çalışır...enflasyon ne kadar yüksekse, ülke potansiyel büyümesinin o kadar altında büyür (enflasyon=verimsizlik)...bahsettiğiniz enflasyonun canlandırıcı etkisi, ölüm döşeğindeki büyük ekonomiler için geçerli...japonya, abd vs....bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için enflasyon en büyük düşman olmalıdır, ve top yekğn savaş ilan edilmelidir.
Bir ilave de ben yapayım müsaadelerinizle. Dünya finans ve mal piyasasına entegre olmuş bir ekonomide, dünyada olası enflasyon artışları otomatik olarak bizim enflasyon rakamımızı da yukarı çeker. Yukarıda da bahsedildiği gibi, 90’lar global anlamda enflasyonun yüksek olduğu yıllardı. Haliyle Türkiye’nin de enflasyon oranı yüksekti. Dünyada enflasyon artışının beklendiği bu dönemde enflasyonu %5’e çekebilmek bu cari açık ve borçlanma ile bana göre pek mümkün görünmüyor.
Yukarıda yazdıklarımdan da önemli olan bir şey daha var ki o da vergilerimizin devlet tarafından nasıl harcandığı. Şu an toplanan 100 liralık vergilerimizin sadece ama sadece 10 lirası bizlere devlet yatırımı olarak geri dönüyor. Belediyelerin harcamaları vs hepsi dahil. Obez bir devletimiz var. Şevket’imizin geliri gsyh büyümesinden bile daha fazla büyüdü son 18 yılda. Ama ne yazık ki 20 yıl önce devlet toplanan vergilerden oransal olarak daha fazla yatırım yapıyordu. Devletin borç ödemelerinin çok fazla olduğu yıllardan bahsediyorum.
Öncelikle obezite tedavisi olmamız lazım acil şekilde. Hangisi gelirse gelsin, bu düzeltilmeden her şey hayal.
Umutlumuyum diye sorarsanız maalesef değilim. Canı gönülden yanılmayı çok isterim.
Sent from my iPhone using Tapatalk
Ham maddeyi dışardan almadan nitelikli(yüksek teknoloji)üretim yapmamız gerekiyor. Aksi durumda iş gücümüz de ucuz olduğu için ne enflasyon ne de diğerleri olumluya gider. Tek seçenek var; yüksek krediler ile bir 10 yıl daha mevcut durumu ancak koruyabiliriz.
Şahsi görüşlerimdir.
11.22'den sattığım hektaş'ları 10.01'den geri koydum artık al-sat yapmayacağım Hektaş'ta.
Yıllardır elimin almaya gitmediği Aselsan'da da mini bir blok alım yaptım.
Böylece portföye 2 yeni şirket daha eklenmiş oldu.
Bu arada Petkim benim için çok acı bir ders oldu, hiçbir şirket portföyde %10'dan fazlasını haketmiyor aslında. Mümkün olduğunca portföyüme yeni şirketler katmaya devam edeceğim.
Dogru yonde atilmis adim goremiyorum.
Beton yap sat.
Yol yap.
Avm yap.
Kopru yap.
Havalimani yap.
Nereye kadar?
Uretip ihtiyacin olan dovizi kazanmadan bu is YURUMEZ.
Syg,
Sabir ve zaman: iste benim bahadir askerlerim.. TOLSTOY
Geçenlerde bi haber gördüm. Ufak bi araştırma yaptım. SEKA vardı ya, kim sattı-kapattı onu? Kağıt karton filan üretirdi. Bazı arsalarına toki yapılmış diye haberler geldiydi.
2017 de 500milyon usd kağıt ürünleri ithal etmişiz. Zararına bile çalıştırsaydık bu tesisleri yine kardaydık."ayı: baskın basanındır. boğa: ava giden avlanır." saygı ve sevgilerimle
Yer İmleri