Sayfa 299/1024 İlkİlk ... 199249289297298299300301309349399799 ... SonSon
Arama sonucu : 8190 madde; 2,385 - 2,392 arası.

Konu: Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz

  1. Borsa İstanbul: Grubun Yabancı Para Pozisyon Fazlası Bulunmamaktadır

    BORSA İstanbul'dan yapılan açıklamada,*"Borsa*İstanbul* Grubu finansal tablolarına*göre
    Grubun ve*Grup*şirketlerinin yabancı para*pozisyon*fazlası bulunmamaktadır"
    denildi.
    Borsa İstanbul'dan yapılan basın açıklaması şöyle:
    "22 Ağustos 2018 tarihinde ulusal bir gazetede yayımlanan 'Borsa İstanbul Kur Farkıyla
    Zengin Oldu' başlıklı haber üzerine*açıklama yapma gereği doğmuştur. Borsa
    İstanbul Grubu, Borsa İstanbul A.Ş. ile bağlı ortaklıkları İstanbul Takas ve
    Saklama Bankası A.Ş. ve*Merkezi*Kayıt* Kuruluşu*A.Ş.*olarak*sermaye*piyasası*mevzuatı*çer çevesinde*ülkemiz*sermaye
    piyasalarına* hizmet*etmektedir.*Söz*konusu*kurumlar,*faaliyetle rini*Sermaye*Piyasası*
    Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
    Kurumu*ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın düzenleme ve denetimine
    tabi olarak sürdürmektedir. Borsa* İstanbul* A.Ş. ve* bağlı*ortaklıklarının*kurumsal*
    internet*sitelerinde* kamuoyu ile de paylaşılan bağımsız*denetimden* geçmiş*konsolide*
    finansal*tablolarına*göre 2017, 2016 ve 2015 yıl sonu itibarıyla
    ilişkili taraflara diğer finansal yükümlülükler dahil edilmediğinde sırasıyla,*ABD
    doları cinsinden yükümlülüğü 653, 664 ve 617 milyon, varlığı 656, 666 ve
    608 milyon, Avro cinsinden yükümlülüğü 436, 264 ve 248 milyon, varlığı ise 436,
    265 ve 248 milyondur. Borsa* İstanbul* Grubu*konsolide*finansal tablolarında*
    açıkça*görüldüğü*üzere*Grubun*yabancı*para pozisyonu fazlası bulunmamakta olup,
    bahsi geçen yayın organında belirtildiği şekilde ilgili yıllarda kur farkı geliri
    oluşması söz konusu değildir.
    Öte* yandan,* Borsa* İstanbul*Grubu'nun*konsolide*bilançosunda*yer*alan *döviz*varlık
    ve yükümlülüklerin*büyük* kısmı*Borsa*İstanbul* A.Ş.'nin bağlı ortaklığı Takasbank'ın
    faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Faaliyetlerini bankacılık ve*sermaye*piyasası mevzuatı
    kapsamında Bankacılık Düzenleme*ve*Denetleme*Kurumu,*Sermaye*Piyasası Kurulu ve
    Türkiye Cumhuriyeti* Merkez Bankası'nın*düzenleme*ve*denetimine tabi olarak
    sürdüren Takasbank'ın bilançosunun* pasifinde görülen yabancı
    para yükümlülüklerin önemli bir bölümü Takasbank'a* borsa aracı kurumları
    ve* diğer üyeler*tarafından yatırılan yabancı para teminatlardan oluşmaktadır.
    Alınan teminatlar Takasbank'ın bilançosunda yer almakla birlikte hesap sahiplerinin
    varlıkları ile Takasbank varlıkları ayrı olarak izlenmektedir. Takasbank'a
    ilgili mevzuat ve piyasa yönergeleri ile tevdi edilen teminatların tevdi
    amaçları dışında kullanılamayacağı 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile garanti
    altına alınmıştır. Teminatların*üyelere aynen*iadesi esas olduğundan, yabancı para cinsinden
    Takasbank'a* yatırılan teminatların döviz alım satımına konu
    edilmesi mümkün olmamaktadır. İlave olarak,* Takasbank'ın net yabancı para pozisyonu*gerek
    Bankacılık mevzuatı gerekse de sermaye piyasalarına yönelik gerçekleştirmiş
    olduğu takas, merkezi karşı taraf ve teminat yönetim hizmetlerinin
    niteliği itibarıyla da belirli sınırlamalara tabidir. Sonuç olarak,*Borsa*İstanbul
    Grubu finansal tablolarına göre Grubun ve Grup şirketlerinin yabancı para pozisyon fazlası
    bulunmamaktadır. Bahsi geçen yayın organında yer alan haberde yalnızca
    yabancıpara cinsinden varlıklar dikkate*alınarak*yabancı para*cinsinden yükümlülükler dikkate
    alınmaksızın kur farkı geliri hesaplanmaya çalışılmış
    olup, böyle bir hesaplamanın finansal raporlama açısından yanlış olduğu izahtan
    varestedir. En temel düzeyde muhasebe bilgisiyle dahi yapılmaması gereken
    böyle bir analizi haber olarak yayınlamak kötü niyet değilse, en iyimser yorumla
    bilgisizliktir.
    Gerekli ve yeterli araştırmalar*yapılmaksızın Borsamızı yıpratmaya yönelik olarak
    yapılan bu tür asılsız haberler*her şeyden*önce*basın ahlakına aykırıdır. Bu ve benzer yayınlarla ilgili
    tekzip başta olmak üzere gerekli hukuki işlemler
    yapılacaktır. Kamuoyunun bilgisine saygıyla duyurulur."



    -DHA-

  2. Ekonomi mesaisi
    Bayram tatili sonrasında ekonomide önemli adımlar atılacak. İlk sırada piyasanın da merakla beklediği Orta Vadeli Program (OVP) geliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayarak, OVP’ye dair ipuçları vermiş ve tasarrufun devam edeceğini, bütçe açığının yüzde 1.5 ile sınırlandırılacağını vurgulamışt
    UZUN bayram tatilinin ardından ekonomiyi yoğun bir gündem bekliyor. İlk gündem Orta Vadeli Program (OVP) olacak. OVP’den sonra 2019 yılı bütçesi ve 5 yıllık Kalkınma Planı mesaisi başlayacak. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak bir süre önce, 2019 yılına ilişkin bazı büyüklükleri paylaşmıştı. Albayrak, gelecek yıl için büyümenin yüzde 3-4 aralığında olmasını beklediklerini açıklamıştı.

    EYLÜLÜN İLK HAFTASI
    Piyasalar merakla OVP’yi bekliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, 9 Ağustos tarihinde yaptığı yazılı açıklamada, cari açığın yüzde 4 civarında dengeleneceğini, kamuda bu yıl başlatılan tasarruf programının devam edeceğini ve bütçe açığının yüzde 1.5’larda sınırlandırılacağını bildirmişti. 2018 yılının geri kalan bölümünde üzerinde çalışılan 35 milyar liralık tasarruf ve gelir arttırıcı önlem ile faiz dışı fazlanın 5 milyar lira olması hedeflerini de sıralamıştı. Ancak bu tarihten sonra dolar kurunda ciddi dalgalanmalar oldu. Gelecek hafta OVP’ye ilişkin çalışmaların yoğunlaşması bekleniyor. OVP’nin, 5018 sayılı yasaya göre eylül ayının ilk haftası yayınlanması gerekiyor. Programın yayımlanmasıyla birlikte hem 2018 yılına ilişkin revize rakamlar hem de 2019 yılı hedefleri ortaya çıkacak. Geçen yıl yayımlanan 2018-2020 yıllarını kapsayan OVP’de büyüme hedefi bu yıl ve 2019, 2020 yılları için yüzde 5.5 olarak belirlenmişti. Enflasyon tahmini ise 2018 yılı için yüzde 7, 2019 için 6 ve 2020 yılı için de yüzde 5’di. Bu yıl yayımlanacak olan OVP 2019-2021 dönemini kapsayacak.

    BÜTÇE İÇİN HAZIRLIK
    2019 yılı bütçe tasarısına yönelik hazırlıklar da başladı. Bütçe hazırlıkları için duyuru yapıldı. Kamu kurum ve kuruluşlarından bütçe teklifleri istendi. Hazine ve Maliye Bakanlığı, kamu idarelerinin ödenek tekliflerini gönderirken somut ihtiyaçlarını gözeterek hizmetlerin maliyetinin mümkün olan en düşük düzeyde tutulması, mevcut harcama alanlarını gözden geçirerek verimsiz harcamaları tasfiye edecek şekilde hazırlamalarını talep etti. Kamu kurumları 17 Ağustos tarihine kadar bütçe tekliflerini e-bütçe sistemi üzerinden Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ilettiler. Şimdi idarelerle tek tek görüşme süreci başlayacak. Görüşme takvimi de 27 Ağustos tarihi akşamına kadar kurumlara iletilecek. Bu aşamadan sonra hangi bakanlığa ne kadar bütçe verildiği orta vadeli mali planda yer alacak. Bu plan da eylül ayının 15’ine kadar yayımlanacak.

    KALKINMA PLANI SIRADA
    2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nın da, yıl bitmeden açıklanması gerekiyor. 2023 yılı hedeflerini içerecek olan Kalkınma Planı’nda eğitimden, sağlığa, ekonomiden, yargıya önümüzdeki 5 yılda izlenecek politikalara yer verilecek. Planın daha önce Haziran ayında TBMM’ye sunulması öngörülüyordu. Ancak araya giren seçimler nedeniyle plan çalışmaları da yılın ikinci yarısına bırakıldı. Plan için 43 özel ihtisas komisyonu kurulmuş durumda. Bu komisyonlar arasında enerji arz güvenliği ve verimliliği, büyüme dinamikleri, enflasyonla mücadele, yaşlanma, gelir dağılımı ve yoksulluk ve dış göç politikaları da bulunuyor.

  3. Mahfi Eğilmez anlattı: Geleceğin dünyası ve Türkiye

    Mahfi Eğilmez

    Price Waterhouse Coopers Şirketi (PwC) iktisatçılarının hazırladığı bir rapora göre (PwC, The Long View: How Will the Global Economic Order Change by 2050, February 2017) 2050 yılında küresel sistemde sıralamalar, büyüklükler ciddi biçimde değişecek. Bu değişiklik kıtalararası ağırlığı değiştireceği gibi ülkelerin ekonomik güç sıralamasını da değiştirecek.

    Aşağıdaki tablo, 1500 yılından 2009 yılına dünya ekonomik güç dengesindeki değişimleri ve 2050 yılında beklenen durumu gösteriyor (Kaynak: 1500 – 2009 yılları için Maddison (2008), 2050 yılı için PwC (2017.)

    Tabloya göre 20’nci yüzyılın son çeyreğine kadar küresel GSYH’de payını artırabilmiş olan Kuzey Amerika ile aynı yüzyılın ilk yarısına kadar payını artırabilmiş olan Avrupa kıtaları 21’inci yüzyılda ciddi güç kaybına girecek ve 2050’de ağırlığı Asya kıtasına kaptıracaklar. Çin, küresel GSYH’den en büyük payı alan ekonomi konumuna gelirken ABD ve Avrupa hızla ivme kaybedecek.

    Raporda öne sürülen iddiaya göre E7 ülkelerinin GSYH toplamı 2020 yılında, G7 ülkelerinin GSYH toplamından daha büyük olacak.

    Rapordaki görüşler çerçevesinde bu değişim ekonomilerin büyüklük sıralamasını da şöyle değiştirecek.



    PwC’nin tahminlerine göre tablo, 2000 yılından 2050 yılına geçildiğinde Çin’in ilk sıraya yerleştiğini, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın ilk sıralardan düştüğünü gösteriyor. Hindistan, Brezilya, Rusya ve Meksika üst sıralara geçiyorlar. 2000’de 17’nci sırada olan Türkiye de 2050’de 12’nci sıraya çıkıyor.

    Kuşkusuz bunların hepsi bir takım varsayımlara dayanan tahminler. Tahminlerin tutması varsayılanların gerçekleşmesine bağlı.

    Astrofizikçi Michio Kaku, Geleceğin Fiziği adlı kitabında (Michio Kaku, Geleceğin Fiziği, ODTÜ yayını, 2011) 21’nci yüzyılın son çeyreğine doğru “kusursuz kapitalizmin” ortaya çıkacağını öne sürüyor. Kaku’ya göre kusursuz kapitalizm; üreticinin de tüketicinin de piyasa ve piyasadaki işlemler hakkında sonsuz bilgiye sahip olduğu ve dolayısıyla fiyatların kusursuz biçimde belirlendiği sistemin adıdır.

    Michio Kaku’nun betimlediği kusursuz kapitalizmde gelir dağılımının nasıl olacağı hakkında bir bilgi yok. Buna karşılık PwC’nin raporunda yer alan ve aşağıda gösterdiğimiz bir grafik gelir dağılımının giderek bozulduğunu gösteriyor (Açık renk sütunlar 1980, koyu renk sütunlar 2015 yılına ait Gini katsayılarını gösteriyor. Kaynak: PwC, 2017, s. 46.)

    Giderek büyüyen ama gelir dağılımının bozulduğu bir sistem kusursuzluğa nasıl erişecek orası oldukça tartışmalı.


    PwC’nin tahminleri Türkiye için cesaret verici. Ne var ki son yıllarda gelişim tersine dönmüş ve Türkiye’nin 2001 krizi sonrasında başlayan atağı yanlış yollara girmiş görünüyor. Bunu ekonomide yaşanan ivme kaybından görmek mümkün. Öte yandan bu ivme kaybının yarattığı bir sonuç olarak ekonomide yaşanan yapısal değişimin de yanlış bir yönde geliştiğini söylemek yanlış olmaz.
    Aşağıdaki tablo Türkiye ekonomisindeki yapısal değişimin son yıllardaki yönünü gösteriyor (Üretim Kesimlerinin GSYH İçindeki Payları, %, Kaynak: TÜİK.)


    Tablo bize, üzerinde asıl yoğunlaşma gerektiren sanayide ve özellikle de imalât sanayiinde yaşanan ciddi ivme kaybını gösteriyor. Tarım kesiminin üretimdeki payı düşerken bu pay sanayide değil inşaat ve hizmetler kesiminde artışa yol açmış görünüyor. Dünya bir yandan Sanayi 4.0’a doğru yol alırken Türkiye’de sanayi üretiminin payının düşmesi ve yerini inşaat ve hizmet kesiminin alması sağlıklı bir duruma işaret etmiyor.
    Türkiye bugün Sanayi 2.0 ile 3.0’ın arasında, tarım ve hayvancılık politikasını modernleştirmesi ve ileri götürmesi gereken bir aşamada, dijital devrime katılmakta yolun belirli bir bölümünü ilerlemiş, daha çok katma değeri düşük mallar üreten, markalaşmada beklenen atılımı gösterememiş, hizmet sektörü aşırı şişmiş bir ekonomi görümünde bulunuyor.
    Geleceğin dünyası üretimde sanayi 4.0’ın tüketimde de dijital ayrıntılı bilginin egemen olacağı bir dünya, kısaca Kaku’nun tanımladığı gibi kusursuz kapitalizmin dünyası olacaksa, bu dünyada yer alabilmenin koşulu ekonomide, tarımdan hizmet kesimine geçişe yol açan sağlıksız yapıyı değiştirip, sanayiye ağırlık verecek bir yapıyı oluşturmaktan geçiyor. Böyle bir gelecekte bilgisiz tüketicinin yerini bilgili tüketici alacak. Bunun yolu ise ileri kültürler düzeyine geçecek siyasal ve sosyal altyapı değişikliğinin başarılmasına bağlı.


    Açıklayıcı Notlar:

    Gini Katsayısı: Gelir dağılımı eşitliğini ölçmek için kullanılan araçlardan en çok kullanılanı Gini katsayısıdır. Eğer gelir dağılımı tam anlamıyla adaletliyse Gini katsayısı sıfır ile 1 arasında değişen bir katsayıdır. Gelir dağılımı tam olarak adilse katsayı sıfır çıkacak demektir. Katsayı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliğinin, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığı anlaşılır.

    E 7 Ülkeleri: Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye.

    G7 Ülkeleri: ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada.

  4. Doların 3e çıkıp 2ye düşmesi, 4e çıkıp 3e düşmesi, 7ye çıkıp 6ya düşmesi vb.. vb.. başarı olduğuna göre ileride bizi daha çok başarılar bekliyor demek ki.!
    9a çıkıp 8e düşeceğiz 10 çıkıp 9a düşeceğiz başarısız bir günümüz olmayacak vesselam...

  5. #2389
    Ahmetg Guest
     Alıntı Originally Posted by themaskofzoro Yazıyı Oku
    Sayın Ahmetg lütfen TL ye çevirme fiyatı dolar olarak kalsın.O fiyat ve hesap Abd için ve dolar ile kazancı olan insanlar için geçerli Türkiye'yi kapsamıyor.

    Redmi Note 4 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
    Iyide bu kadar pahaliysa abd de neden tr den ithal edilmiyor?

    Ithali yasak degilki

  6. #2390
    Ahmetg Guest
     Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
    Çiğ fındık sık tüketiyorum. 200gr pakette (kabuksuz, kahverengi zarı ile) 3-4 gün önce aldım 5.40TL . Kilosu 27TL'ye geliyor sanırım. Tadı da güzel.
    Onlar kavrulmus

    Kalitesiz findigi kavuruyorlar yoksa tadi aci oldugu icin cig yenemez

    Yediginiz findigi kirin icinin kuf gibi kahverengi renkte oldugunu goreceksiniz

  7. https://www.bloomberg.com/news/artic...rust-dies-hard

    piyasa dostu konuşmalar gelmezse parti devam eder demişler
    ?

  8.  Alıntı Originally Posted by Ahmetg Yazıyı Oku
    Onlar kavrulmus

    Kalitesiz findigi kavuruyorlar yoksa tadi aci oldugu icin cig yenemez

    Yediginiz findigi kirin icinin kuf gibi kahverengi renkte oldugunu goreceksiniz
    Kavrulmuş değil. İçi hafif sulu. Üstündeki kahverengi doğal zarı dışında içi beyaz. Kavrulmuş olanlarında dışında kahverengi zar yok dışı da beyaz ve içi daha kuru. Kavrulmuş fındık o yüzden sevmiyorum.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

Sayfa 299/1024 İlkİlk ... 199249289297298299300301309349399799 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •