
Originally Posted by
rxpu
Sorun bence şu, zorunlu karşılık çok derinlikli bir enstruman. Çok farklı sinir uçlarına katlamalı etkileri var. Denklem basit değil.
Bence likidite açığı sıfıra doğru keskin bıçak gibi düşerken ZK'yı düşürmek riskli olabilir.
Birinci neden: Sistem olur da likidite fazlasına geçerse veya bu adım geçişi hızlandırırsa ( ki bu bankaların yeterli teminata sahip kredi talep eden müşteri bulamaması durumunda gayet mümkün.) , Merkez bankasının politika faizi tamamen havada kalabilir. Yani es kaza bir likidite fazlası durumunda politika faizi %24 , piyasa faizi %12'de dengelenebilir. Bu da çok ciddi bir anomali demek. Merkez bankası bundan kaçınmak istemelidir, kaçınmalıdır da.
İkinci neden: Tarihte incelediğim kadarıyla %10.000 %20.000'li rakamlara fırlayan hiper enflasyonlar (örneğin weimar enflasyonu, 1921-1924 Almanya) kesinlikle zorunlu karşılıklar gibi sistemin derinlerine etki eden enstrumanlar ile yapılan hatalı uygulamalardan kaynaklanmışa benziyor.
Yani faiz politikası enstrumanı ile ulaşılabilecek en büyük hata noktası örneğin %100 enflasyon iken, zorunlu karşılık enstrumanında yapılacak bir hatanın yaratacağı hata noktası çok daha tahrip edici ve yıkıcı noktalara gidebilir.
Bir başka deyiş ile faiz politikasında ciddi hatalar yaparak kısa sürede %20.000 enflasyona ulaşmak epey zor iken , zorunlu karşılıklar ve para çarpanına direk etki eden daha derinlikli enstrumanların kullanımında yapılabilecek olası yanlışlar ile bu daha kısa sürede ve daha kolay gerçekleşiyor olabilir.
Yer İmleri