Sayfa 149/393 İlkİlk ... 4999139147148149150151159199249 ... SonSon
Arama sonucu : 3139 madde; 1,185 - 1,192 arası.

Konu: Dolarda Düşüş Kaçınılmaz

  1.  Alıntı Originally Posted by discretus Yazıyı Oku
    muhalefetin en ufak bir demecini büyüterek gündem yapan çevreler.. bu ülke suriye bataklığına nasıl girdi ? sorun bunu kendinize..nasıl ? amerika mı soktu sizi oraya.. zorladı mı girin diye ? yooo.. peki nasıl oldu.. ?
    Hayaaaal meyâl hatırlıyorum ama kaç yıl oldu onu hatırlayamıyorum; TR’nin Suriye’ye girmesi gerektiği konuşulmaya başlanmıştı ABD ile yapılan toplantılarda. Tüm millet ayağa kalkmıştı, İŞİD henüz ses duyurmaya başlamıştı, kafalar henüz kesilmeye başlamıştı, kaçtı yıl yaa... Neyse, o günlerde hadi len nereden gireceğiz Suriye’ye hem neden biz giriyormuşuz ki, neden askerimiz orada ölecekmiş, bizim kendi derdimiz yok mu, diyorduk. Amaaaa gün geldi, girildi, şehit olundu, canlarımız gitti, elimizde ne kaldı bilinmez, ABD çekildi, biz harekât üstüne harekât yaptık, Suriyeliler doldu ülkemize, çocukları çok akıllı ve çok sevimliler cana da çok yakınlar, her gün gelip bana sarılıyorlar tatlı minnaklarım ama olmaz, bünyemiz onlara uygun değil. Onlar Arap! Biz Türk’üz... Bir an önce bu işlerin default olması lâzım. Her şey dinginleşmeli, aksi taktirde eski mutlu günlerimiz hayal.

  2. Müsade ederseniz anlatayım, SN.Discraetus....

  3. #1187
    iyi yönetilen bir ülke de (resmi) işşizlik %15 olmazdı.. gerçek rakam daha da vahim, belki %20 ve üzerinde..

    iyi yönetilen bir ülke dunyanın göçmen deposu haline gelmezdi..

    iyi yönetilen bir ülkede 150 tl verip köprüden geçmek zorunda kalmazdın..

    iyi yönetilen bir ülkede dolaylı vergiler %70 seviyesinde olmazdı..

    iyi yönetilen bir ülkede eğitim sistemi her yıl değişmezdi..

    iyi yönetilen bir ülkede liyakatsizlik baştacı olmazdı..

    iyi yönetilen bir ülkede her gun yeni vergiler icat edilmezdi (en son mesela icat ettileri "konaklama vergisi" )
    ..

    liste sonsuza kadar uzatılabilir..
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  4. #1188
     Alıntı Originally Posted by selka Yazıyı Oku
    Müsade ederseniz anlatayım, SN.Discraetus....
    bence "buzdolabı" mevzusuyla (*) başla.. yukarıdaki mesajımda var.. çok dramatik..



    (*) Erdoğan: 15 sene önce evlerde fırın, buzdolabı bulabiliyor muyduk?

    https://www.youtube.com/watch?v=4ZOH2z24xDc

    video da 2.08
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  5. #1189
    bu buzdolabı ile ilgili demeç 2018 yılında söylenmiş.. 15 yıl once diyerek kendi geldikleri ilk günlere atıf yapıyor yani 2002-2003 yıllarına.. yani "eski Turkiye" ye.. neyse ki ilahi bir şans neticesinde onlar işbaşına geldi ve herkesin evinde buzdolabı oldu ..haleluyaahhhh...
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  6. Ankara Çankaya'da Dikmen' de büyüdüm ben... Çocukluğum oralarda geçti.. 12 Eylül de Türkiye'de DEV-SOL 'un merkezi DİKMEN dir..

    Mahir Çayanlar, Ertuğrul Kürkçüler, Deniz Gezmiş ler, Ankara Dikmen İlker Mahallesinde yakalandılar...

    Genelde alevi, dar gelirli ve sol görüşlü devrimci bir semt idi, Dikmen.. En az 100,000 banko SOL oy SHP ye çıkardı.. Dikmen'de DEV-SOL un amblemini dahi çocukluğumdan hatırlarım...

    Anayollara gece yarısı çizerlerdi, Yıldız içine çizilmiş, yumruk yapılmış sol bir el idi...

    Çankaya'da SHP yada sol bir parti olurdu. Aksini düşünmek akıl dışı idi.. Dikmen çocukluğumda 100,000 kişi idi bırakın muhafazakar partilere merkez sağa dahi 5,000 oyu geçmezdi...

    TULUM bir şekilde DEVRİMCİ SOL oy çıkan bir SEMT idi...

    1980 lerde Çankaya Belediyesi DİKMEN semtinden ve halkından UTANIR olmuştu... Çok açık yazıyorum..

    DİKMEN ve halkından UTANIYORDU:.....

    Babam KARS tan ANKARA ya göçmüş en büyük solculardan idi.. Cumhuriyet gazetesi hayranı idi. Evimizde 1990 a kadar hergün 2 adet Cumhuriyet gazetesi gelirdi..

    Benim İSİM BABAM İLHAN SELÇUK 'dur.. O derece SOLCU idik...

    1980 ler sonunda DİKMEN çamur içinde idi.. Aradan 5 yıl geçmişti. 1985 e geldiğimizde asfalt olan tek bir ana caddemiz dahi yoktu, yoktu, yoktu...

    1990 larda sadece Dikmen ANA Caddesi nihayet kalitesizce asflatlanmış, ama Çankaya Oran Ayrancı PARİS olmuştu.. Ayrancı SAĞCI bir semt olmasına rağmen Çankaya Belediyesinden aslan payını her zaman onlar almıştır..

    1990 lara gelince Türkiye'de bir deyim geliştirildi.. Halk bunu kendi kendine yaratmıştı...

    "ANKARA'NIN DİKMEN'İ BİR DAHA GELİRSEM S.K BENİ!"

    Bu deyimin mucidi DİKMEN e 40 yıldır hizmet vermeyen SOL partiler olmuştur.

    Hiç unutmam babam bankacı idi. Annem ev hanımı. Babam bankacı olması nedeni ile şık olması gerekir di....

    Babam Kızılay'dan dolmuşa biner, Ayrancı da iner di... Ayrancıda yolun kenarında bir ağacın arkasına botlarını saklarmış. Orada botlarını giyer, dolmuşa tekrar biner ve bankada giydiği ayakkabıyı orada saklarmış..

    Çünkü Dikmen 'de yollar boğazına kadar çamur idi. Bankaya çamurlu ayakkabılar ile gitmeye utanırdım oğlum derdi....

    Bu arada Çankaya Belediyesinden Doğan Taşdelen bey MHP li Yenimahalle belediyesine Koşu ve yürüyüş yolu, park ve çocuk oyun alanı yapmakla meşgul idi.

    Hiç unutmam babam Çankaya Belediyesi önünde Taşdelen bağırmış Dİkmen çamur pislik içinde diye bağırınca babamı yumruklamışlardı...

    Çankaya Sosyetik Halkı TULUM OY aldığı DİKMEN halkından utanır olmuştu..

    Dİkmen Çankaya'ya o denli yakın idi ki; kuş uçuşu 150 m filan idik.. Arada Dİkmen Vadisi vardı... Biz dikmenli gençler olarak Dikmen Vadisinden Çankaya ya gezmeye Seğmenler parkına giderdik...

    Fakirdik, Çankaya halkı kadar zengin değildik.. Evlerimiz sosyetik değildi. Yollarımız aslaflta değildi... Bazen dolmuş ve otobüs dikmene çıkmak istemez, yolda bizi AYrancıda bırakırdı...

    ANKARA nın zencileri idik bizler....

    Çankaya ve Ayrancı Halkı Dikmen halkını Çankayada istememişler ve belediyeye şikayet etmişler...

    Sıkı durun... Sağcı Ayrancı mahallesi, şikayet edince ; Çankaya Belediyesi de ;Dikmenliler Çankaya'ya yani SAĞCI Ayrancıya gitmesin diye, DİKMEN DERESİNE YILLARCA KANALİZASYONU bıraktılar...

    Çankaya ya yürüyerek geçme artık hayal idi... Çankaya yada Ayrancıya gidebilmek için artık Kızılaya yada Ulus a gidip oradan Çankaya araçlarına binmek gerekiyordu...

    150 m lik mesafe için 2 saatlik 2 vesait değiştirmek gerekiyordu...

    Dikmen Çankaya resmi olarak bağlı idi... Ama ulaşamıyorduk....

    Çankaya Belediyesi bu arada her tür hizmeti MHP li Keçiören'e, Ayrancıya, Yenimahalleye yapmaktan çekinmiyordu...

    1994 e kadar ben ODTÜ de öğrenci idim.. Dikmen liyiz demeye utanıyorduk... Asfaltımız yoktu. Ankaralılar bize DAĞLI diyordu...

    1994 de Melih Gökçek belediyeyi aldı. İlk iş her yeri asflatladı.. Dikmen DEVSOL un merkezi şokta idi...

    Dikmen e otobüs ve dolmuşların sayısı 5 katıa yükseltildi.. Dİkmen Çankaya ve Kızılaya yakınlığı ile bir anda değer üzerine değer kazandı...

    Evler yenilendi. Dikmen hizmeti refah partisi ve AKP den almıştı... Ne derseniz deyin, Dikmenli asfaltı GÖKÇEK ile görmüştü...

    Şimdi Dİkmen sanırım, 500,000 kişi...

    CHP ye ne kadar oy atarlar bilemem... Herhalde artık Çankaya Belediyesi de akıllanmıştır...

    Bilmiyorum çünkü artık 22 senedir Antalya'da yaşıyorum...

    O sebeple Sn.Discreatus bu SOL un içinde, cemevlerinde, halk evlerinde büyüdüm ben.. Sol un da CHP nin de ne olduğunu bilirim...

    Artık Ankaranın Sosyetik Semti DİKMEN diyorlar....

    Yazacak çok şey var da;

    Kafanız şişmesin....

    Saygılarımla...

  7. #1191
    21. yy da sağ sol konuları kalmadı artık.. daha baştan yanlış bakıyorsun..ayrıca anlatayım deyip alakasız bir kişisel anektod yazmışsınız.. oysa buzdolabı konusunda yazsaydın daha faydalı olurdu bu kadar uzun yazarak yorulmazdın..zira bu buzdolabı konusu ve benzerleri gözleri boyanan bir halkın "17 yılda ne kadar geliştiğimizin" göstergesi olarak otomatik verdiği cevaplar oldu..

    mesela sizde 2002 yılında evinizde buzdolabı var mıydı ?

    ayrıca bir ek not: chp içinde solcu sayısı %2-3 ü geçmez.. bu devirde sol sağ gibi kavramlar yok artık..rasyonel misin? mesela bu önemli.. dogmalardan sıyrılabildin mi? bu önemli.. Atatürk solcu değildi mesela.. rasyonel ve pragmatist bir liderdi.. meseleleri sağ-sol ekseninden ele almak yanlış şablonlarla alakasız tesbitlere neden oluyor..
    It is not because things are difficult that we do not dare, it is because we do not dare that they are difficult. (Seneca)

  8. KaraKemal ve discretus iki uç. Normal bir insanın her ikisi gibi de olmaması gerekiyor, bunlar artık kutuplaşmış, eski Türkiye de partici diye nitelenen kimseler. Tahminim ( inşallah öyledir ) ikisi de siyasetten ekmek yiyen kimseler, sempatizan olarak bu kadar parti icin emek veriyorlarsa da ekmek yemelerini tavsiye ederim kendilerine nacizane.

    Malesef dth lar olsun, başka pek çok konular olsun altında böyle iki tip fanatik seviyede parti tutan insanların toplumda büyük yer tutmaya başlamaları. Oysa ne diyor Kemal Atatürk? Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır. Herkes işine baksın siyasetten ekmek yemeyen siyaset yapmasın derim.

    Ayrıca Sn. Selka'nın çok değerli yazılarının bu kakafoni içinde kaybolmasına da gönlüm razı gelmiyor, lütfen siyaseti bu başlığa karıştırmayalım.

Sayfa 149/393 İlkİlk ... 4999139147148149150151159199249 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •