Sayfa 66/178 İlkİlk ... 1656646566676876116166 ... SonSon
Arama sonucu : 1419 madde; 521 - 528 arası.

Konu: Tarihte Bugün

  1. sokak entarisi yasağı

    1826-1827 yıllarında şalvarın üstüne sokak entarisi giyinmek yasaklandı.
    Yasağın sonraki yıllarda basit bahanelerle ihlal edilmesi üzerine 1909'da Üsküdar'da böyle giyinenlere sokağa çıkma yasağı uygulandı

  2. Coca Cola şişesinin evrimi

    1899 – 2007 yılları arası Coca Cola şişesinin evrimi

  3. Evliya Çelebi'nin gözünden Halep

    Evliya Çelebi'nin gözünden Halep...
    Haleb'in her tarafında çarşılar vardır. Ama Sultani çarşısında 5700 dükkân, iki bedestan ve can otundan başka canlar canı burada vardır. Birçok han ve dükkânların üzeri kurşun örtülüdür.
    Sokaklar daima sulanıp çarşı serin olur. Bütün sokaklar frengi kaldırımdır.
    Çöpçüler durmadan sokakları temizler, süpürür..
    105 kahve vardır. Bilhassa Arslan dede kahvesi 2000 adam alır. Bu kahvede hanende, sazende, rakkas ve hikâyeciler vardır. Bir kere rakkas elinden bu kahve içen, ebedî hayat bulur.

    Ah Halep ah... Sana ne yapmışlar böyle..


  4. Kral yolu

    Pers Devleti’nin uzun yıllar egemenlik kurmalarının önemli etkenlerinden biri de kurdukları yol ağı ve posta teşkilatıdır. Bu yollardan en uzunu ve en önemlisi Batı Anadolu kıyılarından başlayıp İran içlerine kadar uzanan Kral Yolu idi.

    Herodot’un verdiği bilgilere göre I. Darius (Dara veya Dareios, Persçe Darayavahuş) tarafından kurulan yaklaşık 25.000km. uzunluğundaki bu yol 90 günde kat edilmekteydi.
    Güvenliği satraplıklar tarafından sağlanan bu yol da konaklama merkezleri de bulunurdu.

  5. İbn-i Haldun teorisinden Türk devletleri


    Aşağıda okuyacağınız teori bana özellikle Osmanlı devletinin hayatını anımsattı.

    İbn-i Haldun Ne Diyor?
    *İbni Haldun’a göre yerleşik tarımcı yaşam biçimi nedeniyle barışçı, çoban ise savaşçıdır.

    *Devletlerin tıpkı canlı bir organizma gibi olduğunu düşünen İbni Haldun
    bir devlet; “Doğar, büyür, ihtiyarlar ve ölür”diyor. Göçebe devletlerin ömürlerini de buna göre dönemlendirir.

    *Göçebelerde, aynı soydan gelen akraba olduklarından “asabiyyet” denilen “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için“ şeklinde özetlenebilecek kabile dayanışması çok güçlüdür.

    1-İlk dönemde göçebeler devleti kurmak için gereken güç ve üstünlüğü ancak “asabiyyet”ten bulur ve devlet doğar. “İlk dönemde devletin başında bulunan kimse ululuk göstermek vergiler ve paralar toplamak, devletin sınırlarını korumak konusunda kavmi için iyi bir örnek oluşturur. Onların görüş ve oylarını almadan tek başına bir şey yapmaz”.

    2-Bu dönemde devlet başkanı köleler edinmeye başlar ve bunların sayısını çoğaltır ama asabiyyet hala devam etmektedir.

    3-Hükümdar, asabiyyetin kudretini kırar, onları boyunduruğu altına alır. Mal ve serveti kendisi için ayırıp onları yoksul bırakır. Bundan sonra gelen topluluklar, savaşmakta tembelleşir, göçebelik alışkanlıklarını unuturlar. Oysa devleti o sayede kurmuşlardır.

    4-Böylece ihtiyarlık dönemine giren devlet artık asabiyyeti güçlü yeni bir kabile tarafından yıkılmaya hazır hale gelmiştir ve ölür. Onun yerinde kazanan kabilenin önderliğinde yeni bir devlet ortaya çıkar.

    BENİM NOTUM: Daha önce paylaştığım kitabındaki bu sayfayı, yukarıdaki maddeler ışığında tekrar okumakta fayda var.

  6. Almanya'nın en eski camisi

    Cami, Almanya’nın Wünsdorf kentinde yaklaşık 100 yıl önce Birinci Dünya Savaşı sırasında esir alınan yaklaşık 4 bin Afrikalı ve Asyalı Müslümanın kaldığı Hilal Esir Kampı (Halbmondlager) olarak bilinen kampta inşa edilmiş ve bu Müslümanların ibadet edebilmesi için yapılmış.

    Bölgede yeni düzenleme yapılmadan önce kayda değer varsa eserlerin kaybolmaması için Prof. Dr. Reinhard Bernbeck ve Prof. Dr. Susan Pollok yönetimindeki ekip tarafından yapılan kazı çalışmaları başlatılmış.

    Fakat Bernbeck caminin esirlere iyi davranmak amacıyla inşa edilmediğini de ekliyor. “Burada esirlere, savaşa dönüp sömürgeci efendilerine karşı savaşmaları için cihad fikri aşılanıyordu” diyor Bernbeck. Öyle ki Birinci Dünya Savaşı’nda müttefik olan Osmanlı İmparatorluğu’ndan imamlar da, esirleri yönlendirme göreviyle bu camiye gönderilmiş.


    1914 yılında Mehmet Akif Ersoy'unda ziyaret ettiği bu kampta Kurban bayramları bile ihmal edilmemiş..

    İbadet etmelerine izin verilmesine rağmen, savaş esirleri için hayat çok iyi geçmemiş. Bernbeck Müslüman savaş esirlerinin üstünde linguistikten müziksele, ve kafatası şekillerinin incelenmesine kadar birçok araştırmanın yapıldığını anlatıyor. Fakat kötü muameleler işkenceye kadar gitmemiş çünkü “Almanya için savaşmaları beklendiği için nispeten daha iyi muamele görüyorlardı” diye açıklıyor Bernbeck.

    Fakat bu proje işe yaramamış gözüküyor. Bernbeck’in söylediğine göre “birçok esir Osmanlı’yla birlikte savaşmaya gönderildiği halde, kötü davranıldıkları için daha sonra firar ettiler.”

    Cami 1925 ya da 1926 yılında yıkılmış. Daha sonra burada birden fazla yapı inşa edildiği için alan oldukça değişime uğramış. Caminin kalıntıları üzerine ilk olarak Nasyonal Sosyalist Rejim daha sonra da Sovyetler Birliği döneminde askeri tesisler yapılmış

    Esirlerden vefat edenler yakın bir bölgede oluşturulan bir mezarlığa defnedilmiş. Oluşturulan mezarlık halen oldukça bakımlı durumda

    Ayrıca o döneme ait tüm fotoğraf ve objelerin yanısıra camininde maketinin yer aldığı bir küçük müze yapılmış.


  7. Ecevit'in seçim otobüsü

    Ecevit ve seçim otobüsü

    Seçim otobüsünü Türkiye'de ilk defa Ecevit kullanmaya başlamıştı.
    O dönemlerde köy köy kasaba kasaba dolaşan Ecevit otobüsün üstünden değil açılan arka cam bölümünden hitap ederdi..

  8. Bir fotoğraf bin kelimeye bedeldir...!

Sayfa 66/178 İlkİlk ... 1656646566676876116166 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •