Sayfa 69/213 İlkİlk ... 1959676869707179119169 ... SonSon
Arama sonucu : 1700 madde; 545 - 552 arası.

Konu: Dowes

  1.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Negatif faize ihtiyacı olan ülkeler için yorumlamış, TR'yi bağlamaz.
    Avrupada'da bildiğim kadarıyla halkın banka hesaplarından hesap işletim ücreti dışında , bulunan paradan negatif faiz dolayısıyla kesinti olmuyor. Almanya'da birkaç eyalet biz artık halkın vadeli vadesiz hesaplarına bunu uygulayacağız demişlerdi ama gelen tepkiler sonucu uygulayamadılar. Yani hesaplardan yüzdesel bir eksi faiz kesintisi fiiliyatta yok. Ama kabak gibi 0 faiz var o başka.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  2.  Alıntı Originally Posted by rxpu Yazıyı Oku
    Avrupada'da bildiğim kadarıyla halkın banka hesaplarından hesap işletim ücreti dışında , bulunan paradan negatif faiz dolayısıyla kesinti olmuyor. Almanya'da birkaç eyalet biz artık halkın vadeli vadesiz hesaplarına bunu uygulayacağız demişlerdi ama gelen tepkiler sonucu uygulayamadılar. Yani hesaplardan yüzdesel bir eksi faiz kesintisi fiiliyatta yok. Ama kabak gibi 0 faiz var o başka.
    İsviçre'de vardı, diğerlerinde duymadım.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  3.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    İsviçre'de vardı, diğerlerinde duymadım.
    İsviçre AMB otoritesinin dışında olduğu için para da bol ne gerekirse yapıyor para getirenleri bezdirmek için. SCB de 450 milyar euro'nun üzerinde para birikmiş kara kara düşünüyorlarmış ne yapacağız bu euroları diye. Hakikaten büyük dert.
    Ancak AMB otoritesinin geçerli olduğu ülkelerde halkın parasını hesaplardan hiç kesmediler diye duydum. Dediğim gibi bir ara Almanya'da birkaç eyalet artık kesmek zorundayız demiş, millet hesapları kapatıp diğer eyaletlerde açmaya başlayınca vazgeçmişler diye duydum.
    En güçlü veya en zeki olan değil, DEĞİŞİME en açık olan türler hayatta kalır...Charles Darwin
    https://twitter.com/r_x_p_u

  4. Doğrudur. Zaten kesecekleri 10-20 bps bir şey, çok abartılacak bir şey değil.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  5. Sn. JonDowes, yüksek faiz tartışmaları tekrar alevlenince sormak istedim. Bankalar yeni kaynak girişine ihtiyacı olduğu için daha fazla mevduat toplamaya çalışıyorlar. Peki yüksek faizle mevduat toplamaya çalışmaktansa neden daha düşük faizle hemde uzun vadeli daha fazla tahvil ihraç etmeye çalışmıyorlar?

    Dağıtacakları kredi kadar sürekli tahvil ihraç edecek potansiyel mi yok? Eğer varsa neden mevduata ihtiyaç duyarlar?

  6. Cevap: Düşük faizle uzun vadeli bonoları kimse almadığı için... Öyle bir talep veya potansiyel yok. BES ve yatırım fonları ne alıyorsa, talep o kadar. Şimdiye kadar hiç bireysel bir yatırımcının "2 yıllık İş bonosu aldım" dediğini duymadım.

    Bir de hep yanlış yorumlanan bir konu: Mevduat faizini arttırarak daha çok mevduatçı çekmek diye bir kavram yok. Mevduat TR dışından bir yerlerden gelmiyor. Mevduat bir havuz ve bankalar birbirlerinden aynı paraları kapıp duruyorlar, ek giriş olmuyor. Faizle birikim artıyor, genel toplam da o yüzden artıyor. Faizi arttırmak ek bir kaynak yaratma aracı değil özetle. Havuzun içindeki olaylar nedeniyle faiz artıyor veya azalıyor. Faizi arttırmak "kaynak yaratma"ya yarayan bir şey değil. Kaynak ancak yurtdışından "dış borç" olarak geliyor.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


  7.  Alıntı Originally Posted by JonDowes Yazıyı Oku
    Cevap: Düşük faizle uzun vadeli bonoları kimse almadığı için... Öyle bir talep veya potansiyel yok. BES ve yatırım fonları ne alıyorsa, talep o kadar. Şimdiye kadar hiç bireysel bir yatırımcının "2 yıllık İş bonosu aldım" dediğini duymadım.
    Bireysel yatırımcılar yüksek faizde olsa yöneleceğini sanmıyorum, bizim insanımıza yabancı tahvil işi. Demek ki yabancı yada yerli kurumlarda pek ilgi göstermiyor tahvillere. Peki daha fazla eurobond ihraç edip, kur artışına karşı hedge yaparak kredi olarak dağıtamaz mı?

    Ayrıca daha fazla kaynak bulmak için yenilikçi ürünler çıkartamazlar mı? Mesela uzun yıllardır faizin olmadığı Japonya için Yen cinsi görece düşük faizli eurobond ihraç etmek gibi. (Bunu salladım tabi kafadan, demek istediğim buna benzer dünyanın çeşitli yerlerinden yeni kaynaklar bulmak)

    Yani yüksek faize karşı daha düşük faizli uzun vadeli borçlanmanın yolunu bulmak bu kadar zor mudur bizim için?

  8.  Alıntı Originally Posted by syılmaz Yazıyı Oku
    Bireysel yatırımcılar yüksek faizde olsa yöneleceğini sanmıyorum, bizim insanımıza yabancı tahvil işi. Demek ki yabancı yada yerli kurumlarda pek ilgi göstermiyor tahvillere. Peki daha fazla eurobond ihraç edip, kur artışına karşı hedge yaparak kredi olarak dağıtamaz mı?

    Ayrıca daha fazla kaynak bulmak için yenilikçi ürünler çıkartamazlar mı? Mesela uzun yıllardır faizin olmadığı Japonya için Yen cinsi görece düşük faizli eurobond ihraç etmek gibi. (Bunu salladım tabi kafadan, demek istediğim buna benzer dünyanın çeşitli yerlerinden yeni kaynaklar bulmak)

    Yani yüksek faize karşı daha düşük faizli uzun vadeli borçlanmanın yolunu bulmak bu kadar zor mudur bizim için?
    Daha fazla Eurobond ihracı fikren güzel ama pratiği o kadar kolay değil. Eurobond talebinin belli bir hacmi var, o da zaten yapılıyor. Siz talepten fazla Eurobond satmaya kalkarsanız ne olur? Faizler zıplar. Maliyetler artar. Aşırı satış denemesindeki başarısızlık, prestij kaybına neden olur ve gelecek yılların ihraçlarını da tehlikeye atarsınız.

    Hadi bunu bir kenara koyup Eurobond satışlarınızı biraz arttırdınız diyelim. Bu artış rastgele, beklenmedik bir yerden mi gelir? Yoksa zaten TR mallarına girmeyi düşünen birilerinden mi? İlk beklenen şey 2.sidir. Yani, sizin sattığınız ek Eurobondlar, diğer piyasalardan "yer". Yabancı mevduatı düşebilir? Borsadaki yabancı payı azalabilir? Fon ve devlet Eurobondlarının talebinden çalabilir? Yani sizin musluğun birinden su almış olmanız, diğer musluğun akısını azaltabilir. Sonuç: beklenenden farklı seviyeye çıkamayan bir döviz arzı ve ekonomideki tüm aktörlerin kümülatif döviz kaynağı (ve pozisyonunda) ek bir getiri vermeyen sağ cepten sol cebe aktarım...

    Yen cinsi tahvili Devlet çıkarttı, 3-5 yılda bir de çıkartmaya devam ediyor. Onun tek talibi Japonlar oluyor, oranın da talep hacmi belli. TR mallarını alırken olabilecek en düşük faizli para biriminden Eurobond almak için Batılılara sağlam bir sebep gerekir (bence yok). Kaldı ki JPY cinsi borçlanmanın tek amacı "faiz maliyetini düşürmek" ise, bu zaten en baştan yanlış bir hedef olur. Bunca yıldır döviz kredisi kullanan şirketlerin amacı da buydu: döviz faizi düşük onu kullanalım... peki kur riski? onu hedge eden yok. Yen cinsi faizler çok düşük; buna karşılık yen cinsi kur riski en yüksek. THY bilançosu boşa milyarlık zararlar yazmadı. Yen cinsi borçlanmayı siz bireylere ve kurumlara da JPY cinsi kredi satarak kullanacaksanız zaten kur riskiyle boğuşan ekonominin üstüne bir de benzin dökmüş olursunuz. Yok kur riski almadan yapalım ve diğer paralara swaplayarak kullanalım derseniz, JPY faizi orada kalmaz; swapın maliyeti diğer para birimlerinin faizine getirir toplam oranı.

    Tek derdimiz yüksek faiz ise, önce faizi parçalara ayıralım:

    Toplam faiz = "risksiz faiz" + "ülke risk primi" + "vade primi" + "likidite primi"

    Bunlar içerisinde;

    TL cinsi borçlanmalar için en büyük dert risksiz faiz dediğimiz devlet tahvillerinin bile yüksek faizli olması. Bunun sebebi de enflasyon. Az faiz ödemek istiyorsak, ekonomiyi yönetenler enflasyonu düşürecek. ikinci sorun: ülke risk priminin yüksekliği. Bunu da politik ve sosyoekonomik politikalar sağlar.

    Yabancı para cinsi borçlanmalarda en büyük dert: ülke risk primi. Bu düşünce likidite ve vade primleri de takip ederek düşer.

    Yani, finansal mühendislikle, sağ cepten alıp sol cebe para koyarak... faiz düşürülmez. Sermaye sahipleri, yani kapitalistler, enayi değil. Yüksek faizle borç bulabilmemizin birçok sebebi var ve o kök sorunlara hiç el sürmeden kağıt üstü oyunlarla daha ucuza borçlanamayız. Bunun mükemmel bir örneğiyiz hem de. 90'lı yıllardaki faizlere bakın. Bir de 2002-2007 arası faizlerin (ve faizi oluşturan primlerin) gidişatına bakın. Sonraki dönemdeki "süper" performansın ana nedeni enflasyonu düşürebilmek ve AB üyeliği kapsamında reformlar yapmaya başlamaktı. Hatta daha AB üyesi olmadan, faizlerimiz (daha doğrusu risk primlerimiz) kimi AB ülkelerinin standartlarını yakalamıştı.

    Sonra faizler neden tekrar yükseldi? Bunun için ülkenin hedeflerine, politikalarına, dış ilişkilerine ve ekonomiyi canlandırmak için alınan tedbirlerin "yapısallığına" (veya gündelikliğine) bakmanız yeterli.
    Forum kuralları 'nı okudunuz mu?

    1. Siyaset, din ve futbol konularında fanatizm,
    2. İdeolojik tartışma ve kavgalar,
    3. Sonuna YTD yapıştırıp fiyat tahmini veya hedefi göstermek,
    4. Hisse başlıklarında hisse harici konular yazmak
    5. Silinecek bu tarz yazıları alıntılamak / cevaplamak...

    Kurallara AYKIRIDIR.


Sayfa 69/213 İlkİlk ... 1959676869707179119169 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •