IMF, Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun "Küresel Döviz Piyasasında Risk ve Dayanıklılık" başlıklı analitik bölümünü ve buna ilişkin blog yazısını yayımladı.

Yazıda, döviz piyasasının günde yaklaşık 10 trilyon doların el değiştirdiği, dünyanın en büyük ve en likit finansal piyasası olduğu, küresel ticaret ve finansın temelini oluşturduğu vurgulandı.

Reklam
Reklam

Uluslararası parasal ve finansal sistemdeki merkezi rolünün, piyasayı makroekonomik gelişmelere ve politika değişimlerine karşı oldukça hassas hale getirdiğine dikkatin çekildiği yazıda, "Artan küresel finansal veya ekonomik belirsizlik, genellikle yatırımcı risk iştahını azaltır, güvenli liman varlıklara olan talebi artırır ve bu da döviz piyasalarında oynaklık ve likidite baskılarına yol açar." ifadesine yer verildi.

"ETKİLER GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE PARA BİRİMLERİNDE DAHA BELİRGİN"

Yazıda, finansal belirsizlikte keskin bir artışın ardından ABD dışı yerleşiklerin dolar alımlarının arttığına değinilerek, bu talep artışının özellikle banka dışı finansal kuruluşlar arasında güçlü olduğu belirtildi.

Normal dönemlerde bu kuruluşların faaliyetlerinin likiditeyi desteklediğine işaret edilen yazıda, stres dönemlerinde ise piyasa kırılganlığını artırabileceği vurgulandı.

Reklam
Reklam

Yazıda, bu durumda döviz kurlarının keskin biçimde dalgalandığını, alış-satış farklarının genişlediğini, yabancı finansman ve hedging maliyetlerinin arttığı belirtilerek, bu etkinin özellikle gelişmekte olan ülke para birimlerinde daha belirgin olduğu ifade edildi.

Bu dönemin, ticaret politikalarındaki dönüşümler, tedarik zincirlerinin yeniden yapılanması ve jeopolitik gerilimlerle şekillendiği anımsatılan yazıda, ABD'nin nisan ayında açıkladığı gümrük vergileri sonrasında artan belirsizlikte ABD doları talebinin spot piyasalarda arttığı ancak Kovid-19 salgını dönemindeki kadar keskin olmadığı aktarıldı.

"OPERASYONEL KESİNTİLER LİKİDİTEYİ ZAYIFLATIYOR"

Yazıda, döviz piyasalarındaki stresin diğer finansal varlıklara da taşabileceğine işaret edilerek, döviz riskini yönetmenin maliyetini yükselmesinin hisse senedi ve tahvil gibi varlıkların getirilerini ve risk primlerini etkileyebileceği vurgulandı.

Reklam
Reklam

Artan fonlama maliyetlerinin ayrıca finansal kuruluşların aracılık kapasitesini zayıflatabileceği, finansal koşulları sıkılaştırabileceği ve daha geniş çaplı istikrar riskleri yaratabileceği kaydedilen yazıda, "Bu etkiler, yüksek kamu borcu veya varlık ve borçlarının önemli kısmı farklı para birimlerinde olan ülkelerde çok daha belirgindir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Yazıda, döviz piyasalarının teknik arızalar ve siber saldırılar gibi operasyonel kesintilere de oldukça açık olduğuna değinilerek, döviz işlem platformlarında yaşanan kısa süreli kesintilerin bile likiditeyi ciddi biçimde zayıflattığı belirtildi.

"DÖVİZ PİYASASI OLUMSUZ ŞOKLARA KARŞI KIRILGANLIĞINI KORUYOR"

Derin likiditesine rağmen, döviz piyasasının olumsuz şoklara karşı kırılganlığını koruduğu kaydedilen yazıda, "Bu nedenle politika yapıcıların piyasa stresinden kaynaklanan sistemik riskleri izlemek için gözetimi güçlendirmesi gerekir. Likidite stres testlerinin geliştirilmesi ve senaryo analizlerinin yapılması, finansal kuruluşlar arasındaki fonlama kırılganlıklarını değerlendirmek açısından kritik önemdedir." ifadeleri kullanıldı.

Reklam
Reklam

Yazıda, yetkililerin veri boşluklarını kapatmaya, kurumların yeterli sermaye ve likidite tamponları bulundurduğundan emin olmaya öncelik vermesi, ayrıca şoklara hızlı yanıt verilmesini sağlayacak güçlü kriz yönetimi çerçeveleri oluşturması gerektiği kaydedildi.

(AA)