Verdiğiniz örnekte, veya genel olarak "gecekondu" tartışmalarında, çoğu kişinin bilmediği bazı detaylar var.
Genelde gecekondular elektriğin, suyun, yolun, medeniyetin olmadığı yerlere yapılır.
Bir insan dağın başına dört duvar örüp Robinson Crusoe hayatı yaşıyorsa, bunu keyfinden yapmaz. Mutlaka ki bu şartlarda yaşamaya mecbur kalmıştır.
Meyilli toprak patikaya yağmur yağdığında nasıl kaygan olur bilir misiniz?
Ayaklarınız kaydığı için yokuşu çıkamayıp evinize ulaşamadağınız oldu mu hiç?
Sanmıyorum... Neyse konumuza dönelim.
Hiçbir gecekondu bedava değildir.
Öncelikle arazi mafyası denen kişiler sana o dağın başını satar.
Elektriksiz susuz yıllarca yaşarsın..
Yavaş yavaş elektrik gelir, su gelir, henüz tam olarak senin olmayan yerden belediye emlak vergisi alır. (illegal kabul edilen bir durumdan legalmiş gibi vergi almak neyin kafasıysa)
Orası dağ başı olmaktan çıkıp zamanla "senin sayende" semt haline gelir ve değerlenir.
Bu değerlenmeyi fark eden belediye arsayı sana satmak için seni çağırır. Eğer satarsa çok çok şanslısın.
Çünkü senin "dağdan semte dönüştürdüğün" bu yer aşırı değerlenmişse belediye burayı asla sana satmaz.
Diyelim ki sattı. Bu sefer imar vermez. Ama "işini bilen memurlar" inşaata göz yumar.
Buraya kadar bir muhasebe yapalım. Arsaya iki kez para verdin, evine derme çatma bir kat çıkarken de bir kez.
Sonuçta üç kez "yolundun" ve elinde arsa tapusu + legal sayılmayan dandik bir ev var.
Gün geldi imar verdiler diyelim. Arsanın sağı solu traşlanır, küçültülür. 150 m2 yerin 90 m2 kalır.
50 yıllık çileden sonra arsayı müteahite verip doğalgazlı temiz pak bir dairede oturmaya başlarsın.
Peki sen çamurun ortasına gecekondu yaparken senin bu günkü konforunu yaşayan yok muydu?
Tabi ki vardı. şişlide 50 yıl önce havagazı kullanan kaloriferli daireler mevcuttu.
Tek fark, şişlideki adam parayı peşin verdi, konforu peşin aldı, gecekonducu ise çamurda sürünüp parayı taksit taksit verdi.
Sonuç?
Şişlidekinin bugün 1 dairesine karşılık aldığı rezidansın değeri, gecekonducunun "mahalle arası müteahiti"nden aldığı üç tane dairenin değeriyle eşit.
O zaman biz bu çileyi niye çektik?
Mecburiyetten beyim, mecburiyetten...
Yer İmleri