https://www.ensonhaber.com/gundem/ho...harita-koyuldu
Evet
Rüyalarında görürler.
https://www.ensonhaber.com/gundem/ho...harita-koyuldu
Evet
Rüyalarında görürler.
Devletin dini adalet, dinin devleti hürriyettir
Güncel siyasi tartışma platformlarında kimi zaman Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi sahâbîlere atfen iki çarpıcı söz zikredilir. Bunlardan biri, Devletin dini adalet, dinin devleti hürriyettir, diğeri Adalet mülkün temelidir şeklindedir. Bu sözler sübut (senet, isnat) açısından belirsiz olmakla birlikte mana ve mesaj yönüyle muhkem ayet gibidir. İslamcılıkla hemhal olduğumuz seksenli yıllardan bu yana bilfiil yaşadığımız sosyal ve siyasal tecrübeler şeksiz şüphesiz biçimde gösterdi ki gerçekten de adalet mülkün temelidir ve gerçekten de devletin dini adalettir Binaenaleyh ne laiklik, cumhuriyet, demokrasi ve de monarşi, oligarşi veya meşrutiyet, mülkün (devlet ve düzen) temelini oluşturan adalet ilkesinden bağımız olarak kayda değer bir anlam taşıyan kavramlar değildir. Başka bir deyişle, adalet söz konusu olmadığında devlet düzeni ister laiklik ve demokrasiye ister monarşi veya oligarşiye dayansın, pek fazla bir anlam ifade etmemektedir.
Adalet, efradını cami ağyarını mani şekilde tanımlanması zor bir kavram olmakla birlikte insanlığın maşeri vicdanında fıtrî olarak kendiliğinden tanımlanmış halde bulunduğundan olsa gerek Kur'an dahi adaletin tanımına dair herhangi bir beyan içermez. Buna mukabil birçok ayette adalet ve hakkaniyetten şaşılmaması ve ne pahasına olursa olsun adaletin hâkim kılınması gerektiği vurgulanır. Ferdî ve içtimaî yapıda dirlik ve düzenliğin yanı sıra hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun yaşamayı sağlayan ahlâkî erdem diye tanımlanması mümkün olan adaletin zıddı zulümdür. Arapça sözlüklerde bir şeyi ona ait olmayan yere koymak diye açıklanan zulüm (zulm) dinî, ahlâkî ve hukukî bir terim olarak sınırları aşma, haktan bâtıla sapma, kendi hak alanının dışına çıkıp başkasını zarara sokma, rızasını almadan birinin mülkü üzerinde tasarrufta bulunma, özellikle de güç ve otorite sahiplerinin sergilediği haksız ve adaletsiz uygulama gibi anlamlarda kullanılır.
Devlet ve siyaset üzerine dair birçok eser kaleme alan ve el-Ahkamu Sultâniyye adlı meşhur eserinde toplumsal yapı açısından en temel ilke kamu düzeni, devlet idaresi açısından da yönetimde adalettir. Sosyal sorunlar ve sıkıntıları baskıyla önlemeye kalkışmak aldatıcı bir çözüm formülüdür diyen Mâverdîye göre kendi halkına zulmeden devlet onun güvenini, dolayısıyla kendi meşruiyet zeminini kaybedeceğinden yıkıcı bir güç haline gelir. Bunun içindir ki Mülk (devlet) küfürle ayakta durur ama zulümle durmaz(el-mülkü yebkâ alel-küfri velâ yebkâ zulm), Allah kâfir olsa bile adaletli bir devlet düzenini ayakta tutar ve fakat müslüman olsa dahi zalim devlet düzenini payidar kılmaz. Dünya düzeni adalet ve küfür üzere devam eder; fakat zulüm ve İslam üzere devam edemez denilir.
Bu çarpıcı vecizeler de Hz. Ali ve/veya Hz. Ömere izafe edilen Devletin dini adalet, dinin devleti de hürriyettir sözünün ne kadar isabetli olduğunu teyit eder niteliktedir. Bu söz sanki Mutezilî gelenekten sadır olmuş gibidir. Çünkü Mutezilî gelenekte adalet ilkesi devlet bir yana Allah için bile zaruridir (vücub alellah). Daha açıkçası, Mutezile Allahın insanlarla ilişkisinde adalet ve hakkaniyet ilkelerine uymasını aslah fikri çerçevesinde Onun için zorunlu (vacip) bir vazife olarak telakki etmiştir. Dinin devletinin hürriyet/özgürlük olması meselesine gelince, Kur'an'ın beyanları uyarınca din (İslam ve müslümanlık) Allaha mutlak teslimiyeti gerektirdiğinden, dolayısıyla Allah rab(efendi), insan abdâ(kul, köle) olarak tarif edildiğinden, bu bağlamda dinin devletinin özgürlüğe karşılık geldiğini söylemek pek mümkün değildir. Ancak dinin insanlar tarafından anlaşılması ve uygulanması zemininde durum değişir. Daha açıkçası, gerçek hayat düzleminde belli bir dinî görüş ve yorumun mutlak ve yegâne hakikat gibi algılanıp başka görüş ve yorumların din dışılık veya sapkınlıkla yargılanmaması, bilakis dinî alanda farklı görüş ve yorumlara hayat hakkı tanınması söz konusu olduğunda dinin devleti özgürlüktür denebilir ve din ancak böyle bir özgürlük vasatında insanlara huzur temin edebilir. Aksi takdirde dinin korkunç bir baskı aracına dönüşmesi işten bile değildir. Nitekim sözde din adına insanlığın ne kadar korkunç zulümler ve kıyımlara maruz kaldığına tarih şahittir.
Alıntıdır.
yazarın(prof. ünvanlı öğretim görevlisidir) islami yorumlarını çok beğeniyor doğru buluyorum, yazdığı gazete şaşırttı beni.
ez cümle
islami devlet diye yıllardır dillere dolanan şey pratikde yoktur, sadece üzerine yazılmış bir kaç kitap vardır.
öyle islami devlet nasibi cennet duaları da kuru laftır!
Son düzenleme : koçari; 14-11-2020 saat: 12:33.
Ekonominin başında olsaydım aynısını yapardım. Sonuçları değerlendirmek ayrı bir şey.
" Bir avuç toprak, biraz da suyum ben.. Neyimle övüneyim, işte buyum ben..'' Yunus Emre
" Bir avuç toprak, biraz da suyum ben.. Neyimle övüneyim, işte buyum ben..'' Yunus Emre
Yer İmleri