Sayfa 834/1044 İlkİlk ... 334734784824832833834835836844884934 ... SonSon
Arama sonucu : 8351 madde; 6,665 - 6,672 arası.

Konu: Sistem Takibi - II

  1. #6665
     Alıntı Originally Posted by azaz Yazıyı Oku
    umduğunu bulamasa, 45-46 kişi okumaz....
    İnşaAllah öyledir...

    Öyle olması için çalışıyorum...

    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  2. #6666
     Alıntı Originally Posted by Dream28 Yazıyı Oku
    Pkart eskiden Cuma günlerini severdi belki yeni grup bilmez hatırlatayım nasılsa okuyolar burdan )
    O günler mâzide kalmışa benziyor...

    Önce bir trende girsin, sonra eski günlerine gelecektir...

    Mal alamıyorlar ki, götürsünler. Hayal eden oluyordur ama şu an için alıp götürecek babayiğit yok...!!!

    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  3. #6667
    PKART...

    Gün sonu AKD...





    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  4. #6668
    OYAKC...

    Gün sonu AKD...





    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  5. #6669
    FORMT...

    Gün sonu AKD...






    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


  6. #6670
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    53
    Gönderi
    3,056
     Alıntı Originally Posted by T/A Yazıyı Oku
    OYAKC...

    Gün sonu AKD...

    Bu konulara girmeyelim
    Olay bitmiştir büyütmeyelim.
    Eski günlerin hatrına...
    Aldık yattık.




     Alıntı Originally Posted by T/A Yazıyı Oku
    FORMT...

    Gün sonu AKD...





    Bu günkü işlemler ilerde lazım olacak. Saklamak gerek bence.
    Acı veriyorsa geçmiş; geçmemiş demektir.
    " Artık üç kişi takılıyoruz. Ben...Keyfim...Ve kahyası...Gerisinin......"

  7. #6671
    Duhul
    Feb 2017
    İkamet
    istanbul
    Yaş
    53
    Gönderi
    3,056
    Değerli başlık sakinleri, huzurlu bir haftasonu diler, sakın kafayla okumanızı öneririm.
    Sevgiler, saygılar, hürmetler.



    BORSADA KISA VADELİ AL-SAT İŞLEMLERİ VE KALDIRAÇLI İŞLEMLER YAPMANIN SONUÇLARI

    Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği verilerine göre,
    Borsa İstanbul 2021 yılı Kasım ayında 237 milyar
    dolarlık toplam piyasa değeri ile dünya borsaları
    arasında büyüklük itibarı ile 37. sırada yer almıştır.

    Diğer yandan, 2020 yılı içinde Borsa İstanbul’un
    işlem hacmi borsadaki tüm şirketlerin toplam piyasa
    değerinin tam 3.81 katına çıkmış, diğer bir deyişle,
    borsamızın devir hızı %381 olmuştur. Bu da Borsa
    İstanbul’u bu alanda dünya birincisi yapmıştır.
    Borsamızdaki halka açıklık oranının %40 olduğu
    düşünülürse, dolaşımdaki hisselerin yılda yaklaşık 10
    kere el değiştirdiğini söyleyebiliriz. Son yıllarda
    yabancı yatırımcı payının %70lerden %40 seviyesine
    gerilemiş olması uzun vadeli yatırımcı sayısını
    önemli ölçüde azaltmıştır.

    Büyüklük itibarı ile 37. sırada yer alan borsamızın
    devir hızında birinci olması haberi “Borsa İstanbul
    2020’de dünyanın en likit borsası oldu” manşeti ile
    verilmiştir.

    Olumlu bir haber gibi yansıtılmak istenen bu
    gelişme, gerçekte içinde iki önemli olumsuzluğu
    barındırmaktadır:

    Yerli yatırımcılar geçmişe göre daha kısa vadeci
    olmuşlardır. Geçmiş yıllarda bir ay civarında
    olan hisse senedi elde tutma süresi 18 güne
    gerilemiştir;
    Uzun vadeli yatırım yapan yabancı kurumsal
    yatırımcıların işlem hacimleri azalmış, doğrudan
    piyasa erişimi ile, genellikle yüksek frekanslı veya
    algoritmik işlem yapan yurtdışı kurumların
    işlemleri artmıştır. Özellikle vadeli işlem ve
    opsiyon piyasasındaki (VİOP) işlemlerin yaklaşık
    üçte biri artık bu kurumlar tarafından
    yapılmaktadır. Doğrudan piyasa erişimi ve
    yüksek frekanslı işlemler yabancı yatırımcıların
    hisse senedi elde tutma süresini düşürmüştür.
    2018 yılına kadar ortalama 200 gün olan elde
    tutma süresi 2019'da 140 güne, 2020’de ise 74
    güne gerilemiştir.
    Hisse senedi yatırımcılarının (daha doğrusu hisse
    senetlerinde kısa vadeli alım-satım yapanların)
    sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda sürekli
    olarak zarar etmekten yakındıklarını görüyorum.
    Bazıları bu zararların robotların yaptığı algoritmik
    işlemlerden, bazıları borsanın veya ekonomi
    yönetiminin uygulamalarından, bazıları da piyasa
    dolandırıcılarının ve/veya bazı halka açık şirket
    ortaklarının işlemlerinden kaynaklandığını
    söylüyorlar.

    Bu şikayetlerin bir kısmında doğruluk payı olmakla
    birlikte asıl sorun başka yerdedir:

    Yatırımcıların kısa vadeli alım-satım işlemlerinden
    veya VİOP’ta yaptıkları kaldıraçlı işlemlerden zarar
    etmelerinin asıl nedeni bu tür işlemlerin aşırı riskli
    olmasıdır. İstatistikler kısa vadeli işlem yapanların
    veya sürekli kaldıraç kullananların çoğunlukla zarar
    ettiklerini göstermektedir.

    Örneğin, kaldıraçlı işlem hizmeti veren aracı
    kurumlar web sitelerinde Sermaye Piyasası Kurulu
    mevzuatı gereği “zararda olan müşteri hesaplarının
    oranı” başlıklı bir veriyi sürekli olarak yayınlamak
    zorundadır. Bu alanda büyük işlem hacmi olan aracı
    kurumların sitelerindeki 2021 yılı Ekim-Aralık ayları
    arasındaki kayıp oranları aşağıdadır (kurumların
    isimlerini özellikle belirtmedim):

    Kurum 1 %78.06

    Kurum 2 %69.94

    Kurum 3 %66.67

    Kurum 4 %64.00

    Yukarıdaki rakamlardan görüldüğü gibi, kaldıraçlı
    işlemlerde zarar oranı çok yüksektir. Benzer
    ölçümler anaparanın on misli kaldıraç kullanılan
    VİOP işlemlerinde de yapılsa bu oranlara yakın
    sonuçlar çıkacaktır.

    Yıllardır Borsa İstanbul’da kısa vadeli alım-satım
    işlerinden birçok yatırımcının zarar ettiğini
    gözlemledim. Bu konuda yakın zamanda yapılmış
    bir akademik çalışmaya rastlamadım ama geçmiş
    dönemin Borsa İstanbul Araştırma Bölümü
    yöneticilerinden Dr. Orhan Erdem ve çalışma
    arkadaşlarının Ocak 2011 – Aralık 2012 arasında
    20,000 yatırımcı üzerinde yaptıkları detaylı bir
    inceleme sonucunda ulaştıkları net sonuç şu olmuş:
    “daha çok işlem yapan daha çok kaybediyor”.
    Aynı çalışmada, en çok işlem yaparak en çok zarar
    eden grubun bir gün sonra başka bir hisse
    senedinde şanslarını denedikleri de gözlenmiş.
    Araştırmacılar bu bulgularını da “kaybeden pehlivan
    güreşe doymaz” deyişiyle ilişkilendirmişler.

    Tradeciety.com sitesinde değişik ülkelerde yapılmış
    11 değişik akademik araştırmanın sonuçlarını
    derleyen bir yazıda kısa vadeli alım-satım işlemleri
    ile ilgili aşağıdaki bulgular özetlenmiş:

    Her gün hisse senedi alıp satanların (bu kişilere
    yazım kolaylığı açısından Türkçe bir kelime
    olmamasına rağmen “trader” diyeceğim) %80’i
    zarar ettikleri için iki yıl içinde işlem yapmayı
    tamamen bırakıyorlar.
    Traderların %40’ı bir ay sonra işlem yapmayı
    bırakıyor. Üç yıl sonra %13’ü, beş yıl sonra da
    sadece %7’si işlem yapıyor.
    Traderlar karda oldukları hisseleri zararda
    oldukları hisselere göre %50 daha yüksek bir
    oranda elden çıkarıyorlar. Yani, karlı hisseleri
    satıp, zararda olanları tutmaya devam ediyorlar.
    Uzun vadeli hisse senedi yatırımcılarının
    ortalama getirileri borsa endeksinin yılda %1.5
    gerisinde kalırken, aktif traderların ortalama
    getirileri yıllık %6.5 daha düşük oluyor.
    Uzun vadede, her gün işlem yapanların sadece
    %1’i komisyonlar düşüldükten sonra kar ediyor.
    Erkekler kadınlardan daha sık işlem yapıyor.
    Son işlemlerinde kar etmiş olan yatırımcıların
    kendilerine olan güvenleri artıyor, daha sık ve
    daha yüksek miktarlı işlemler yapıyorlar.
    Kumar oynama eğilimi olan traderlar kumar
    oynamayanlara göre daha çok kaybediyorlar.
    Kaynak: Tradeciety.com

    Özetle, kısa vadeli hisse senedi alım-satım
    işlemleri ve VİOP’ta günlük yapılan kaldıraçlı
    işlemlerden sürekli olarak kazanç sağlamak,
    hatta zarar etmeden çıkmak istatistiki olarak çok
    düşük bir olasılıktır.

    Bu istatistikler ortadayken, insanlar neden bu
    piyasalarda kısa vadeli işlemler yaparlar? Bunun iki
    nedeni var:

    Birinci neden finansal okuryazarlık eksikliği ile ilişkili
    olup, borsaya ilk defa girenlerin bu istatistikler
    hakkında bilgi sahibi olmamalarıdır. Borsalardaki
    riskleri bilmeyenler, hele bir de piyasaya bir yükseliş
    döneminde girip içinde bulunulan trend sayesinde
    karlı işlemler yaparlarsa, yatırım yapmanın çok kolay
    bir şey olduğunu düşünmeye başlarlar. Yarım
    yamalak öğrendikleri teknik analiz yöntemleri ile
    piyasanın geleceğini tahmin edebildiklerini düşünür,
    kendilerine olan güvenleri yükselir ve risklerini
    arttırarak daha sık işlem yaparlar. Davranışsal finans
    literatüründe aşırı güven yanılgısı, kontrol
    yanılsaması, kendine atfetme yanılgısı ve yakın
    zamanda olma yanılgısı olarak adlandırılan
    yanılgılara düşen acemi traderlar ilk piyasa
    düzeltmesinde (ki bu özellikle ülkemizde çok sık
    rastlanan bir durumdur) maalesef piyasadan
    silinirler.

    İkinci neden ise davranışsaldır. Beynimiz bizleri
    zaman zaman istatistiki bilgileri yanlış
    değerlendirmeye yönlendirir. Genelde düşük
    olasılıklı olaylara olduğundan daha yüksek, yüksek
    olasılıklı olaylara ise olduğundan daha düşük
    olasılıklar atfederiz. Birkaç örnek vermek gerekirse:

    Uçak kazası olma ihtimalini abartır, uçağa
    binmekten korkarız. Bir uçak kazasının hemen
    ardından uzun bir süre uçağa binmeme eğilimine
    gireriz. Halbuki o uçak kazasının ardından bir
    daha uçak düşme olasılığı bir gün öncekinden
    farklı değildir.
    Uzun vadede kaz*****n her zaman kumarhane
    olduğunu bilmemize rağmen kumar oynar ve
    kaybederiz. (Bunun hormonal nedenleri de
    vardır.)
    Kazanma ihtimalinin çok düşük olduğunu
    bilmemize rağmen piyango bileti alırız. (Bunun da
    tek nedeni istatistiksel yanılgı değildir.)
    Aşı olmazsak veya kalabalık ortamlarda maske
    takmazsak Covid bulaşma ihtimalinin yüksek
    olduğunu bilmemize rağmen bazılarımız bunları
    yapmayız.
    Her gün yüzlerce değişik faktörden etkilenen
    hisse senedi fiyatları ve kurlar hakkında istikrarlı
    tahminler yapmanın imkansız olduğunu
    bilmemize rağmen, bu tür tahminler yapan
    uzmanlara kulak verir, o tavsiyeler doğrultusunda
    işlem yaparız.
    Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, kısa vadeli
    alım-satım işlemlerinde kazanma ihtimali çok
    düşükken, o istatistikleri ve dolayısı ile piyasayı
    yenebileceğimizi düşünürüz. Ama sonunda bizler
    de o istatistiklerdeki verilerden biri oluruz.
    Yukarıda görüldüğü gibi, kaldıraçlı işlemlerde de
    kazanma olasılığı kaybetme olasılığına göre çok
    düşüktür. Her gün aracı kurumlar tarafından web
    sitelerinde yayınlanan bu istatistikleri göre göre
    işlem yapmaya devam etmek düşünce
    sistemimizin bizi sürüklediği bir yanılgıdır.
    Tüm bunların yanı sıra, kurumsal yatırımcılar
    bireysel yatırımcılara veya traderlara göre çok daha
    fazla bilgiye, çok daha hızlı ulaşabilmektedirler. Bu
    asimetrik bilgi ortamında avantaj her zaman
    kurumsal yatırımcı lehinedir. Hisse senedi yatırımları
    uzun vadede öyle olmasa da kısa vadede “sıfır
    toplamlı oyun (zero-sum game)” niteliğindedir.
    Traderlar her gün hisse senedi fiyatlarını etkileyen
    ekonomik, finansal, siyasal, vb. verilere onlardan çok
    daha hızlı ulaşabilen kurumsal yatırımcılar ve bu
    bilgileri aldıkları an karar veren ve saliseler içinde
    işlem yapan algoritmik işlemciler ve robotlar ile aynı
    arenaya çıkarlar. Bu dövüşün galibinin kim olacağı
    en baştan bellidir. Nitekim, hem istatistikler, hem
    de piyasalardaki gözlemlerimiz bunun doğruluğunu
    her gün gözler önüne sermektedir.

    Piyasalarda yeterli tecrübesi olmayan hisse senedi
    yatırımcılarına tavsiyelerim; kısa vadeli alım-satım
    işlemlerinden kaçınmaları, kesinlikle kaldıraç
    kullanmamaları, sosyal medyada kısa vadeli alım/
    satım tavsiyeleri veren kişilere itibar etmemeleri,
    şirketlerin verilerini inceleyerek uzun vadeli yatırım
    yapmaları, teknik analiz yöntemlerini öğrenmeleri
    ama bu yöntemleri asla günlük işlemler için
    kullanmamalarıdır.

    Aslında, piyasalara uzak olan yatırımcılar için en
    doğrusu, hisse senedi yatırımlarını fonlar üzerinden
    ve zamana yayarak (tercihan her ay düzenli olarak)
    yapmalarıdır. Portföy yönetimi sektörümüz son
    yıllarda ürün gamını çok geliştirmiş, yerel ve global
    yatırım araçlarını içeren birçok yeni fon kurulmuştur.
    Takasbank bünyesindeki Tefas.gov.tr sitesinde tüm
    yatırım fonları hakkında detaylı bilgiler mevcuttur.
    Ayrıca tüm fonlara banka ve aracı kurum web
    siteleri ve uygulamaları üzerinden rahatlıkla
    ulaşılabilmektedir. Benzer bir esneklik ve ulaşım
    kolaylığı, daha sınırlı ölçüde olsa da emeklilik fonları
    için de bu yıl başında başlamıştır.

    Attila Köksal, CFA

  8. #6672
    PKART...

    1 Nisan 2023 'den bugüne Takas değişimi...



    "Yatırım Tavsiyesi Değildir!"... Eğitim ve Bilgi amaçlı paylaşımlar yapıyorum.


Sayfa 834/1044 İlkİlk ... 334734784824832833834835836844884934 ... SonSon

Yer İmleri

Yer İmleri

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •