Herkese merhaba,
Yaklaşık 1 hafta içerisinde başlığı keşfedip tüm sayfaları okumaya çalıştım. Başta Cautionary ve Dudu olmak üzere karşılık beklemeden bilgilerini ve deneyimlerini ayrıntılı şekilde anlatan herkese çok teşekkür ederim.
Kısaca kendimden bahsedecek olursam, yaşım 26, itü lisans mezunu, yüksek lisansının ikinci senesinde bir mühendisim. Borsada işlem gören kurumsal bir firmada proje mühendisi olarak yaklaşık 6 aydır çalışıyorum. Sisteme girmemek, kendi startup şirketimi kurmak için çok direndim ancak startup başarı hikayelerinde ortak olan bir durum dikkatimi çekti. Başarılı arkadaşlar başarısızlıklarından ders almış ve tekrar tekrar denemişler. Günler, aylar, yıllar.. İşçi çocuğu olarak böyle bir imkanımın olmaması ve ilk girişimimde turnayı gözünden vurmanın imkansızlığı borca harca girip böyle bir serüvenle hayata başlamanın mantıksız olduğunu düşündürdü. Birgün şansımı tekrar denemek üzere o defteri kapadım ve kurumsala girdim.
Diğer taraftan, kurumsal hayattaki çok kısa süreli gözlemim sayfalarca konuşulan konularda ne kadar haklı olduğunuzu gösteriyor. Daha önceki sayfalarda bahsedenler olmuş, sabah akşam iş konuşan mesaiye kalıp saatlerce çalışan ve bunu gururla anlatan insanlarla dolu firmalar. Hele ki şirket ile duygusal bağ kuran arkadaşları gördükçe iyice şaşırıyorum.
İşin insani tarafını bırakıp, şirket gözünden baktığımızda, gelecek yılların teknolojik trendleri yakalayabilen şirketler için oldukça kolay yönetilebilir ve karlı olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim gelecek nesillerin ciddi işsizlik problemleri olacağı yönünde. Bu sadece katma değeri olmayan işlerde değil, beyaz yaka içerisinde de kendini gösterecek. Yapay zeka ve arttırılmış gerçeklik, gümbür gümbür geliyor ve bu da işçinin işsiz kalmasına beyaz yakanın statüsünün iyice düşmesine sebep olacak.
Şirketteki görevim, otomasyon yüzdesini arttırmak ve çalışan sayısını azaltmak. Üst yönetimle bütçe görüşmelerinde, ROI si 2 yıl üzerinde olan projelere onay alamadık. Böylesine büyük bir firmanın, harcadığı paranın 2 yıl sonrasında maliyetini çıkarmayan projeyi kabul etmiyor oluşu beni oldukça şaşırttı. Büyüklerimden özür dileyerek söylüyorum, sonrasında düşündüğüm şey tam olarak şu oldu:
Sen kim köpeksinki drizzt, koskoca firma 2 yılda geri dönüşü olmayan nesneye para yatırmazken, elindeki telefonu yenilemeyi düşünüyor, internetten lazım olmayan birsürü sipariş veriyor ve ay sonunu zor görüyorsun!
Bu düşüncenin ardından biraz gaza geldim ve harcamalarımı kısıp birkaç ay içinde ufak ufak birikimler yapmaya başladım. Borsa ile ilgili hiçbir fikrim olmamasına rağmen cep şubeden hesap açıp çalıştığım firmanın hisselerini grafik falan okumadan bodoslama almaya başladım. Temel motivasyonum, bu adamlar parayı iyi yönetiyor, benim hissede zamanla değerlenir işte şeklindeydi.
Daha sonra bu başlıkta çoğunluğun kabul ettiği genel kriterlere uygun hisseler aldığımı farkettim ve çok mutlu oldum. Bu birkaç aylık süre içerisindeki birikimimi %30 döviz, %50 hisse %20 sanal para şeklinde. Sanal paralar o kadar yüksek karlar getiriyor ki gerçekten nefsime zor hakim oluyorum desem yeridir. Yakın bir tarihte, crypto currency piyasasına büyük bir kriz vuracağını düşünüyorum ancak yinede tüm paramı çekip riskten uzaklaşmaya elim gitmiyor belli oranda her ay yatırmaya devam etmek istiyorum.
Amacım buradaki herkes gibi finansal özgürlüğe sahip olmak ve tamam dediğimde çıkıp kendi istediğim işlerle ekonomik strese girmeden uğraşabilmek.
Biraz uzun oldu kusuruma bakmayın buralara kadar okuduysanız benim iki sorum olacak siz değerli yatırımcılara.
Birincisi, yüksek riskli kağıtlar için (benim durumumda sanal paralar) tavsiye edilen bir portföy yüzdesi var mıdır?
İkincisi, şu 45 derecelik açı olayında kaç ay, çevre, yıl yada yıllar bakarak grafik okuyorsunuz

Yer İmleri