Hükümet aslında ne istediğini biliyor, ancak seçimler nedeniyle hep kesintiye uğradı. Düşük faiz, yüksek döviz. Kontrol edilebilir yükseklikte enflasyon. Vatandaşın birikimleri de eriyecek, borçlarda hafifleyecek enflasyonla beraber. En büyük sorun reel sektörün borcunun döviz ağırlığı ve vatandaşın birikimini dövize çevirmesi. Reel sektörün döviz borcunun bir kısmı kamunun sırtına binecektir. Bunu karşılamanın yolu ise vergileri artırmak olacak. Vatandaşın döviz almasını da yine vergilerle engelleme taraftarı oldukları açık.
Döviz yükseldikçe dövizin küçük bir kısmının bozdurulması (kar satışları) da söz konusu. Ara ara dövizin ateşi de böylece az da olsa düşer. Bazen faizler ara ara yukarı da gider döviz kontrolden çıkmasın diye. Ama uzun trendde yüksek faiz ülke için zaten zararlı. Yüksek faiz demek borcu gelecek neslin sırtına yüklemek demek, başka bir şey değil.
Döviz borçlarını olabildiğince düşük faizle yurtdışından çevirebilmek (konjektür buna müsait), cari açığı cari fazlaya çevirecek ekonomik reformlar, haliyle bu süreci destekleyecek yüksek döviz seviyeleri yapılması gerekenler. Dövizde volatilite olmaması önemli, onun dışında potansiyel seçimsiz 2 yıl boyunca TL'nin yüksek enflasyonla değer kaybetmesini bekliyorum.
Arada elbet faiz yükselecektir, ancak büyük tabloda reel faiz almak söz konusu olmayacak. Elimden geldiğince altın ve eurobond tarafında kalmaya çalışacağım. Dövizi görece düşük yerlerden alıp, yükseldiğinde yüksek eurobond faizlerinden yararlanmak en mantıklısı bana göre. Önümüzdeki 2-3 yıl böyle geçecek öngörümü forumdaşlarımla paylaşmak istedim.
Yüksek faizle gitmek de ekonomik krize bir çare elbet. Ama yüksek faiz büyümenin durması ve işsizlik demek. Yüksek döviz ise işsizliğin görece azalması ama hayat pahalığı demek.
Özetle ya yüksek faiz seçip bir kesimi parasızlıktan öldüreceğiz (işsizlik), ya da yüksek döviz seçip büyük bir kesimi fakirleştireceğiz (enflasyon). Hükümet ikincisini seçecek bence. Ona göre gardımızı almak lazım. Ben birikimimi dövize çevirdim, etkilenmem cümlesi ise bir bakıma doğruyu yasnıtmıyor. Maaşlar TL olarak alındığı sürece birikim tarafında olmayan erime bugünkü ve gelecekteki maaşta olmakta.
Benden bilgili forumdaşların eleştirilerine açığım. Cumhurbaşkanı düşük faiz tercihiyle bir anlamda doğru karar veriyor da olabilir. Ancak her iki senaryoda da ülkenin döviz borçlanma ihtiyacı düşürecek bir ekonomik modele geçilmezse uzunca bir süre bu kriz devam eder.
25 Temmuz'dan önce dolarize olmayı düşünen yok mu aranızda?![]()
Benim şu anda 50% TL mevduat, 25% USD, 25% altın ama %50 USD devam ederim gibi geliyor. Kalan %25 TL'yi de burger'e koyar beklerim.
Paylaşımlarım asla yatırım tavsiyesi değildir. Kendi aklınıza ve tecrübelerinize göre yatırımlarınıza yön veriniz.
Doğru ama ons düşerse sıkıntı yaşarız. ABD-İran olumlu bir şey açıklar ons 1400'den 1200'e düşerse zarar yazarız.![]()
Zaten %25 gramdayım.
Eğer faiz indirimi keskin olursa ki olacak gibi, dolar nasıl tutulacak? Buranın gediklisi olan üstadlara sormak istiyorum, vadelide durmayı mı yoksa döviz pozisyonunu arttırmayı mı tercih edeceksiniz?
Paylaşımlarım asla yatırım tavsiyesi değildir. Kendi aklınıza ve tecrübelerinize göre yatırımlarınıza yön veriniz.
Yer İmleri