
Originally Posted by
KaaN-
Ekonominin ve reel sektörün bazı kuralları var ve insan hisse sahibi olduğunda bunları "bile bile" görmezden gelebiliyor. Çünkü o şirkete ortak ve mümkün olduğunca bardağın dolu tarafına baktığımızın farkında olamıyoruz.
Uzun vadeciyim, temettücüyüm, benim şirket ihracatçı....vs ise diğer bahaneler.
Eğer ekonomi daralacaksa, tüketim azalacaksa, kralı gelse bilançosunu, kârlılığını düzeltemez. Şişe, Aksa, Froto, Arçelik...vs dünya klasmanında da olsan bahane arama kardeşim, ekonomi küçülecekse, beklentilerini ve hisse yatırım oranını düşürmelisin.
Eğer yerel para birimin değerlenecekse (enflasyona göre), sıkılaşma varsa (lokal ya da global), faizler yüksekse (kredi faizi şirketini, mevduat faizi seni) bil ki etkileneceksin, dövizle iş yapan şirketteki payını düşüreceksin kardeşim.
Sıkılaşma varsa, faizler yüksekse, hisse fiyatlamasındaki satış periyodunu kaçırma. Faiz artışının bittiğini düşündüğünde sırayla yavaştan boşaltacaksın tekstil, otomotiv, beyaz eşya, inşaat. (aksanın fabrika en büyük elyaf fabrikasıymış, 2025 yatırımları varmış...vs tamamen bahane üretiyoruz. Tekstil sektöründesin kardeşim. 330bin ton elyaf üretiyorsun. Payını azalt).
Eğer enflasyon düşüşü netleştiyse, faiz indirimleri yaklaştıysa yavaştan hisse almaya başlarsın. Alış periyodunu kaçırma.
Mehmet Şimşek yüz defa suratımıza dedi ki "tüketiminizi kıstıracağım". O andan itibaren yatırımlarımızdaki Bist payını azaltmalıydık.
Reel sektör kötüleşecekse, hisse düşecek kardeşim. Ne bahane üretiyorsun. Uzun vadeciyim, temettücüyüm, benim şirket ihracatçı....vs
Yer İmleri