Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yaptığı son dakika açıklamasıyla 2025'te 22.104 TL olan net asgari ücret, 2026 yılı için 28.075 TL'ye çıkarıldı. Bu zam oranı, piyasa analistleri tarafından "tüketimi canlı tutacak ancak maliyet baskısını artıracak" bir seviye olarak değerlendiriliyor.
MARKETLER VE GIDA: "TALEP CANLI KALACAK"
Asgari ücret zammı sonrası ilk hareketin beklendiği yer, senin de dediğin gibi market zincirleri. 28 bin TL bandına çıkan maaşlar, alt ve orta gelir grubunun temel ihtiyaç harcamalarını destekleyecek.
BIMAS, MGROS, SOKM: Bu üç dev, artan personel maliyetini (ki giderlerinin önemli bir kısmıdır) hızlıca fiyatlara yansıtabilme gücüne sahip. Artan alım gücüyle birlikte sepet hacimlerinin büyümesi bekleniyor.
Gıda Üreticileri (ULKER, TATGD): Temel gıda ürünlerine olan talebin kesilmemesi, bu şirketlerin operasyonel kârlılığını korumasını sağlar.
SANAYİ VE TEKSTİL: MALİYET ÇARKLARI ZORLANABİLİR
%27'lik zam, iş gücü yoğun üretim yapan fabrikalar için ek yük demek.
Emek-Yoğun Sektörler: Tekstil ve hazır giyim gibi işçilik maliyetinin toplam maliyet içinde %30-40 pay aldığı sektörlerde kâr marjları daralabilir.
Hizmet Sektörü: Güvenlik ve temizlik hizmeti veren şirketler, eğer müşteri sözleşmelerini bu oranda revize edemezlerse kısa vadeli baskı görebilir.
İHRACATÇILAR İÇİN "DOLAR" DENKLEMİ
Asgari ücretin 28.075 TL olması, işverene maliyetin yaklaşık 38-39 bin TL bandına çıkması demek. Eğer dolar kuru bu artışın gerisinde kalırsa, ihracatçı devlerin (Örn: ARCLK, SISE) global pazardaki rekabetçi fiyat avantajı azalabilir. Analist Notu: "28.075 TL'lik rakam, enflasyon hedefleriyle uyumlu bir 'orta yol' olarak görünüyor. Borsada nakit akışı güçlü, borçsuz ve fiyat belirleme gücü olan market zincirlerinin bu süreçten en kârlı çıkan taraf olması muhtemeldir."
