Resmi verilere göre mahkûm sayısındaki gerileme; daha kısa mahkûmiyet süreleri, alternatif ceza yöntemlerinin yaygınlaşması, suçun yeniden işlenmesini azaltan programların güçlendirilmesi ve toplumsal uyumu önceleyen yeni adalet yaklaşımıyla doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu politika, cezaevlerindeki doluluk oranlarını son yılların en düşük seviyesine çekmiş durumda.
Adalet yönetimi, uygulanmakta olan rehabilitasyon sisteminin yalnızca suç oranlarını düşürmediğini, aynı zamanda cezaevi işletme maliyetlerini de ciddi şekilde azalttığını ifade ediyor. Uzmanlara göre yeniden topluma kazandırma odaklı bu model, birçok Avrupa ülkesinin ilgisini çekiyor.
Kapatılan hapishanelerin bir bölümü sosyal tesis, yerel yönetim alanı veya eğitim merkezi gibi farklı kamu projelerine dönüştürülüyor. Diğer taraftan, cezaevi çalışanlarının yeni görev alanlarına yönlendirilmesi konusunda planlamalar sürüyor.
Uzmanlar, söz konusu ülkenin attığı adımların modern ceza politikalarında cezalandırmanın ötesine geçen, uzun vadeli toplumsal faydayı önceleyen bir dönüşümü temsil ettiğini belirtiyor.
