Vergi bilincinin yaygınlaştırılmaya çalışıldığı bu dönemde, elde edilen kazancın aylık sigorta primlerini karşılamaması, kayıt dışı faaliyet riskini artırıyor.

Vergi müfettişi Uğur Gelincik, Ekonomim’deki köşesinde, içerik üreticilerinin karşı karşıya kaldığı Bağ-Kur şokunu yazdı.

Reklam
Reklam

GELİR VERGİSİ İSTİSNASI NE GETİRİYOR?

Gelincik’in aktardığına göre vergi mevzuatında, internet üzerinden metin, görüntü, ses ve video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin kazançları gelir vergisinden istisna tutuluyor.

Ancak bu istisnadan yararlanmak için tüm kazançların Türkiye'de kurulu bir bankadaki özel bir hesap aracılığıyla tahsil edilmesi gerekiyor.

Banka, bu hesaba yatan tutar üzerinden yüzde 15 oranında stopaj kesintisi yapıyor ve bu kesinti, kazancın yıllık 4.300.000 TL'yi aşmaması durumunda nihai vergi olarak kabul ediliyor.

VERGİ TAMAM, PEKİ YA SİGORTA?

Asıl sorun, gelir vergisi mükellefiyeti ile birlikte başlayan zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı.

Mevzuata göre, ticari veya serbest meslek kazancı nedeniyle gelir vergisi mükellefi olan herkes, mükellefiyetin başladığı gün sigortalı sayılıyor.

Reklam
Reklam

Birçok içerik üreticisi, gelir vergisi yükümlülüğünü yerine getirse de, aynı zamanda başlayan Bağ-Kur primi ödeme zorunluluğundan haberdar değil.

AYLIK KAZANÇ PRİMİ KARŞILAMIYOR

Özellikle başlangıç seviyesindeki içerik üreticilerinin elde ettiği kazançlar, aylık olarak ödenmesi gereken Bağ-Kur primini karşılamakta yetersiz kalabiliyor.

Bu durum, yasalara uygun bir şekilde faaliyet gösteren kişilerin dahi, prim borçları altında ezilmesine ve gelir getirici faaliyetlerini sürdürememesine neden oluyor.

KANUNİ DÜZENLEME TALEBİ

Mevcut yasal boşluk, sosyal medya ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından büyük bir risk taşıyor.

Vergi uzmanları, kayıt dışılığı teşvik eden bu durumun önüne geçmek için yeni düzenlemelerin şart olduğunu belirtiyor.

Masadaki seçenekler arasında "kazanca göre prim" veya bir "eşik tutar" sistemi gibi yöntemler konuşuluyor.

Reklam
Reklam

Bu tür düzenlemelerle, içerik üreticilerinin faaliyetlerinin kayıt altında kalması ve vergi bilincinin pekiştirilmesi amaçlanıyor.

Özetle, sosyal medya içerik üreticilerinin gelir vergisi avantajları, zorunlu Bağ-Kur primleriyle gölgeleniyor.

Bu durum, birçok kişiyi zor durumda bırakırken, yeni ve akılcı düzenlemelerin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.