İspanya hükümeti, artan yaşam maliyetlerine karşı orta ve alt gelir grubunu rahatlatmayı hedefleyen kapsamlı bir ulaşım projesini hayata geçiriyor.
Başbakanlık konutu Moncloa’da 2025 yılına dair siyasi değerlendirmelerde bulunan Başbakan Pedro Sanchez, ocak ayı itibarıyla tek bir ulaşım kartı ile ülke genelindeki devlete ait toplu taşıma ağlarının entegre edileceğini açıkladı.
ULAŞIMDA YÜZDE 60 TASARRUF HEDEFİ
Hükümetin "sürdürülebilir ulaşıma ve işçi sınıfına yönelik güçlü bir taahhüt" olarak nitelendirdiği proje kapsamında detaylar şu şekilde:
• Tek Fiyat: Ülke genelindeki banliyö trenleri, orta mesafeli bölgesel trenler ve devlet otobüs ağlarında geçerli olacak kartın aylık ücreti 60 avro olarak belirlendi.
• Gençlere Özel Tarife: 26 yaş altı gençler için bu ücret 30 avro olacak.
• Ekonomik Etki: Sanchez, bu uygulama sayesinde vatandaşların aylık ulaşım masraflarında yaklaşık %60 oranında tasarruf sağlayacağını belirtti.
Başbakan Sanchez, uygulamanın sosyal boyutuna dikkat çekerek, "Her ay 2 milyon insanın işine, evine ve günlük yaşamına daha kolay erişmesinden bahsediyoruz. Bu, vatandaşımızın cebini doğrudan rahatlatacak somut bir adımdır," ifadelerini kullandı.
"HÜKÜMET GÖREVİNİN BAŞINDA, SEÇİMLER 2027'DE"
Toplantının siyasi gündeminde ise muhalefetin artan baskısı ve koalisyonun geleceği vardı. Katalonya İçin Birlik (Junts) partisinin desteğini çekmesiyle azınlığa düşen koalisyon hükümeti hakkında konuşan Sanchez, erken seçim iddialarına net bir dille yanıt verdi.
Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) içerisindeki yolsuzluk soruşturmaları ve gündeme gelen taciz iddiaları nedeniyle zor günler geçiren Sanchez, bu süreçte "şeffaflık ve kararlılıkla" hareket edeceklerinin altını çizdi.
Muhalefeti "yalan ve karalama kampanyası" yürütmekle suçlayan İspanyol lider, hükümetin enerji ve inancını koruduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Hükümetimiz çalışmalarına tam bir kararlılıkla devam edecek. Muhalefetin taleplerinin aksine, genel seçimler öngörüldüğü tarih olan 2027 yılında yapılacaktır."
Bu yeni düzenleme ile İspanya, Avrupa'da toplu taşımayı merkezi ve uygun maliyetli hale getiren ülkeler arasına katılarak hem karbon ayak izini düşürmeyi hem de vatandaşların alım gücünü korumayı hedefliyor.
