Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, karar öncesindeki tahminine işaret ederek 'Tam isabet' notunu düştü. Prof. Dr. Kara, kur korumalı mevduat (KKM) dahil net rezervlerde 26 ayda sağlanan 250 milyar dolarlık iyileşmeye güvenilerek 150 baz puanlık indirimin yapılacağını öngördüğünü belirtti.

Reklam
Reklam

Ancak Kara, yüksek faiz indirimine rağmen, üreticinin asıl ihtiyacının yapay faiz indirimleri değil, "öncelikle güven ve öngörülebilirliğin artırılması" olduğunu vurguladı.

SON DAKİKA|Beklentilerle paralel! Merkez Bankası yılın son faiz kararını açıkladı

'TEMKİNLİLİK' VE 'KREDİBİLİTE' ELEŞTİRİSİ

İki önemli ekonomist, indirimin boyutu ve enflasyon hedefiyle uyumu konusunda TCMB'ye yönelik eleştirilerde bulundu.

Ekonomist Uğur Gürses, PPK metninin "beklentilerin ve fiyatlama davranışının risk unsuru olmaya devam ettiğini" kaydetmesine dikkat çekerek, Merkez'in daha cimri davranarak ve yüzde 16'lık enflasyon hedefine giderken temkinli olduğunu gösterebileceğini ifade etti.

Reklam
Reklam

Prof. Dr. Yakup Küçükkale ise indirimin enflasyon hedefleri için uygun olmadığını savundu. Prof. Dr. Küçükkale, TCMB'nin bu kararla enflasyon hedeflerini rafa kaldırdığını ve artık politikanın odağının "çıktıyı artırma, piyasaları canlandırma" politikalarına kaydığını öne sürdü.

'ENFLASYON YARATMAZ' SAVUNMASI

Ekonomist İris Cibre ise kararın enflasyon etkileri hakkındaki endişelerin yersiz olduğunu savunan bir görüş bildirdi.

Cibre, 150 baz puanlık indirimin 2026'daki yüzde 16 enflasyon hedefi ile örtüşmediğini ancak "Reel faiz yukarıda tutulurken, kredi kısıtları söz konusu iken, 1.5 puanlık indirim enflasyon yaratmaz" diyerek, indirimin ekstra döviz talebi veya enflasyon yaratma ihtimali olmadığını belirtti.

TCMB'nin gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 42,5'ten yüzde 41'e, borçlanma faiz oranını da yüzde 38'den yüzde 36,5'e indirmesiyle birlikte, piyasalarda para politikalarının seyrine dair tartışmaların önümüzdeki dönemde de sürmesi bekleniyor.

Reklam
Reklam