Atalay'ın vurguladığı en önemli nokta, asgari ücretin toplum içindeki etkisinin büyük ölçüde arttığı oldu.

TÜRK-İŞ Başkanı, "Asgari ücret 10 yıl önce ülkenin yüzde 13'ünü ilgilendirirken şu anda ülkenin yüzde 45'ini ilgilendiriyor" dedi.

Asgari ücretin anlamının değiştiğini belirten Atalay, "Asgari ne demek? En az ücret demek ama öyle bir noktaya geldik ki geçim ücreti oldu. Yani insanlar bununla geçiniyorlar" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

ASGARİ ÜCRETTEN ETKİLENEN YÜZLERCE KALEM

TÜRK-İŞ Başkanı, asgari ücretin sadece işçi maaşını değil, aynı zamanda ekonomideki birçok kalemi doğrudan etkilediğini belirtti. Atalay, bu durumun hem işçiler hem de devlet için karmaşık bir tablo yarattığını savundu.

Atalay, "Asgari ücretle ilgili SSK primi, isteğe bağlı sigorta, yurt dışı hizmetleri borçlandırma, idari para cezası, işsizlik maaşı, kısa çalışma, doğum izni, şehit maaşı etkileniyor. Yaklaşık 100 kalem var" dedi.

"Evvela devletin, ülkeyi yönetenlerin bu kalemlerden bizi ayrı tutması lazım. 22 bin lira asgari ücretin ayrı olması lazım" diyerek, asgari ücretin diğer sosyal ve idari kalemlerden ayrıştırılması gerektiğini dile getirdi.

KOMİSYON DEĞİŞMEZSE GÖRÜŞMELERE KATILMAYIZ

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısına ilişkin eleştirilerini sürdüren Ergün Atalay, TÜRK-İŞ'in komisyona neden katılmadığını da şu sözlerle açıkladı:

Reklam
Reklam

"Asgari ücreti o komisyonda olan yetkililer söyleyecek. Hükümetin bir haftası daha var. Komisyonunu değiştirirse konuyu yönetime, başkanlar kuruluna getirip, tartışıp karar verecek. Komisyonu değiştirmediği zaman o komisyona katılmayız. Katılmamakla en azından meseleyi gündeme getirmeye çalışıyoruz."

Atalay, sendikalarla ilgili doğum izni, analık izni ve babalık izni gibi konularda memur ile işçi arasında farklar olduğunu da sözlerine ekledi. TÜRK-İŞ'in toplamda 200 bini kamu olmak üzere 1 milyon 350 bin üyeye sahip olduğu bilgisini paylaştı.