Ege Cansen hocayı düzenli okuduğumu bilirsiniz. Okuduğum medya içinde aydın olarak gördüğüm tek gazetecidir. Ama işçiyi 3. sınıf mahluk olarak görmesini ağır eleştirdiğimi bilirsiniz. Aslında kendiside maaşlı çalışan ama beyni kendini patronlara eklemlemiş.
Her neyse, bugün yine maaşlı çalışanlara geçirmiş. Dolaylı yoldan iyi kazanıyorlar demiş. Tezinide mantıksız bir matematiksel hesaplamaya dayamış.
Konu şu.
İşgücü ödemelerinin(Çalışanların maaşları) milli gelire oranı 2019 de %39.1, 2022 Eylül %25.4 diye açıklandı.
Yani çalışanların alım gücü veya başka bir anlatımla çalışanların bu ülkede bir yılda üretilen toplam paradan aldığı pay son yıllarda büyük bir hızla düşmüş.
Elma ağacı örneğini anlatmıştım.
Kısaca hatırlatayım:
Bir elma ağacına 2 kişi ortak. Ağaç her yıl 100 elma ürün veriyor. 40 tane elma Ali(çalışanlar) alıyor, 40(patronlar) tane Veli alıyor, kalan 20 taneyi üretimi 2 ortağa eşit paylaştıran Hulusi(Devlet) alıyor.
Üretim bu yılda aynı, 100 elma ama Hulusi bu yıl Ali'ye 40 değil 30 elma vermiş. 10 elma eksik.
Sadece Ali nin aldığı elmayı ve toplam üretimi bilmeniz, Veli ile Hulusi nin cebine giren elma sayısını bilmeniz için yeterli. Üretim 100 elma, Ali 40 yerine bu yıl 30 almış. Demekki almadığı 10 elmayı ya Veli aldı, ya Hulusi aldı veya ikisi anlaşıp aralarında paylaştılar. İki kere iki dört.
Ali bu yıl fakirleşti.
Ali'nin almadığı 10 elma, Veli veya Hulusi'nin cebine girmiş. Hangisinin cebine girdiği Ali nin fakirleşmesini etkilermi.? Hangisi ne kadar fazla almışsa almış, Ali fakirleşmiş.
Ana konumuza dönelim.
Ege hoca diyorki.
Tamam Ali 40 elma alıyorken 30 elma aldı ama, almadığı 10 elma kayıt dışı elma toplayıcısı Şükrü'nün cebine girdi. Veli'nin(patronların) cebine girmedi.
Ege hoca Şükrü parametresini olaya sokarak kafa karıştırıyor. Şark kurnazımı desem, tilki mi desem, bunadı mı bilemiyorum. Neden bu kurnazlığı yaptığından emin değilim. Aptal olduğundan desem kesinlikle değil. Ülkede sürü nün topluca melediği yerlerde "nooluyor" diyen kişilerden ikincisi. Birincisi benim. Benden 5-6 yıl sonra bu dedi.
Bir kere Şükrü bu senenin icadı değil. Önceki yıl hesaplarında adı geçmemiş olabilir ama elmaları her yıl şükrü toplar ve payını alır ancak hesaplarda söylenmemişti. Şükrü bu sene ortaya çıkmadı.
Şükrü yüde hesaplara dahil ediyorsan, geçmiş sene hesaplarında da dahil etmelisin. Kesin olan şu, geçmiş senelerde Şükrü yine vardı ve Ali 40 elma alıyordu. Bu durumda bu sene Alinin alamadığı 10 elma, Veli(patron), Hulusi(devlet) ve Şükrü(kayıtsız ekonomi) arasında paylaşılmış demektir.
Yeni açıkladığı argüman, Alinin yani çalışanların fakirleştiği gerçeğini değiştirmez.
Türkiye gerçeğine bakarsanda, patronlar devletle beraberler güçlüler. Çalışanlar güçsüz ve savunmasız. Çalışanların cebine giren paranın azalması, diğer güçsüz olan kayıtsız çalışanların cebine girdiğini göstermez. Türkiye gerçeğinde o paranın yine devlet-medya, patronlar, mafya aralarında paylaştıkları kesin.
Ben kayıtsız çalışan diyerek kestirmeden gittim. Bu şekilde herkes anlayabilir diye umdum. Normalde kayıtsız çalışan değilde başka teknik ekonomik argümanlardan bahsediyor. Ancak özü benim anlattığımla aynı.
.
Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
@NeAcaipDunya
Ege Hoca ile ilgili görüşlerine katilirim , gençliğini arcelikte muhendis ,genel mudur yardimciligi yaparak geçirmiş sonra Anadolu grubunda icra kurulunda bulunmuş bir kişi işçi dostu olamaz , işçiye sadece bir gider kalemi olarak bakabilir .
Ancak bilhassa Ege , temel ekonomik bilgileri düzeltme konusunda çok basarili ve hatta , her şeyi bildiğinden çok emin olan kahvede pişti oynayandan , pazarda patlıcan satan sayın halkımıza hatta hatta beyaz yakalı pek çok okumuş cahil içinde eşsiz bir öğretmen , tabii kıt olmayanlara.
Bir ara Allah söyletti , "Turkiye de cari açık o kadar da çok değil aslında belki çok az deyiverdi , Asaf Bon bon bakarken , bu kadar işadamının kayıt dışı yurtdisinda bulunan varlıkları,( bayağı milyar dolarlar ) nerede kazanıldı , burada değil mi " dedi.
Bu hayati tespit aslında ülkenin içerden , dışardan birlikte soyulduğunu kanıtlar nitelikte .
Bir arada , hani bir söz vardır ya " siz içerden biz dışardan soyuyoruz bi türlü batıramadık bu ülkeyi derler ya " lafını tekrarladı .Yaşlandı da demans belirtisi ile mi konuşuyor bilemedim.
Cari açık tespiti herşeyin anahtarı bence. Evropalilar abd liler bize boyalı boktan kağıtlarını verecek deye domatisi 20 liradan yiyoruz hatta bu toprakların en iyi meyvalarını , peynirlerini , çaylarını biz görmüyoruz toplayıp üretip satıyoruz hep borcun faizine yetmiyor , ülkeyi maraba yapan 1950 zihniyeti ile bırakınız çalsınlar bırakınız çırpsınlar diyen iksv de girişte sırıtarak çanta saat gözlük ayakkabı elbise tanıtımı yapan sorosçu zenginlere bakalım daha ne kadar hizmet edecez.
No animal will sleep in a bed /with a sheet. Duyda sakın inanma .
Önemli ,pek mühim not :ülkenin soyulması sadece 1950 meselesi değil daha öncede ve her devirde Bursanin fethinden bu yana belki en baştan, sistemi içeriden yiyen bitiren tiplerin işi bunlar , man of all seasons ,yani her devrin adamı olmakta fevkalâde mahir insanlardır .Düzeltiyorum .
No animal will sleep in a bed /with a sheet. Duyda sakın inanma .
[QUOTE=alicemal;6081384]Bugünki haber.
"Otomobilini satın alacağız ama önce tamirciye kontrol ettirelim" deyip kendi tamircilerine götürüyorlarmış. Araç sahibi çayını içerken tamirci otomobilin altında yer alan orjinal katalizörü çaktırmadan söküp başka hurda katalizörü takıyormuş. Sonra "arabayı beğenmedik" deyip satın almıyorlarmış.
Orjinal katalizörüde büyük ihtimalle merkezi tamircilere satıyorlar. Merkezi tamircilerde o katalizörlerin yağını tozunu alıp, boyayıp
SIFIR parça diye Türkiyenin her yerine internetten satıyorlardır. Başımdan geçen klima kompresörü olayını yukarda yazmıştım. Benzeri sistem, otomobilin tüm parçalarında yapılıyor olabilir. Bunu yapanlar azılı sabıkalı hırzılar değiller. Sıradan vatandaşlar. Sorsan çevrelerinde namuslu ortalama vatandaşlar olarak biliniyorlardır.
Yaw nereye gidiyorsun Türkiye.
Geçmiş yıllarda benim arabadada pek çok parça tamircilerden sonra ya yerinde yoktu yada kırığı ile değiştirilmişti. Bu tür bir şeyden kesin emin olamazsınız o sebeple onlar aldı, değiştirdi diyemiyorsunuz. Tamircilerle bu türden pek çok olay başıma geldi ama kesin yaptılar diyemedim. Bugün ki haberi okuyunca onlar aklıma geldi. En az 4 parçayı değiştirdiler ve en az 2 kezde bilinçli olarak arabamın parçasına zarar vererek tekrar tamire gitmemi sağlamaya çalıştılar.
Benim japon arabanın yetkili servisi 3 saat uzaklıkta ve arada 72 tane kırmızı ışık olduğundan, BASİT İŞLER İÇİN yakın çevremdeki sanayide farklı tamircilere götürüyordum. O tamircilerin yediği haltlar hep. Birde İzmir deki yetkili serviste şüpheli olay gerçekleşti. Sonra o yetkili servis kapandı, başka semtte yenisi açıldı. Demekki vardı bişey.[/QUO
maalesef esnaflık artık hırsızlık ve sahtekarlık oldu...çözüm çok basit..sıfır araç veya tüketim malı alıp sadece yetkili servisle garanti ile işlem yaptıracaksınız..aylık aidat ödediğiniz avukat bürosu da olacak..oto sanayi yok tamirci..düşünün büyük şehirlerde dükkan kirası 20000 işçi 3 kişi 30000 faturalar 5000 patron ev gideri 15000...5000-10000 senet söyle veya extra gider söyle..topla ve nasıl çıkaracağını düşün...bir de aracınız marka ise model fark etmiyor yandınız..işin kötüsü böyle soyulanlarda başkalarını soyup telafi etmeye çalışıyor..tabii ki dürüst insanları tenzih ederim..
desidero ya katılıyorum,
maltepe sıfır araç almak normal çalışarak kazanan biri için mantıklı değil. Az yakan, orta konfor, otomatik bir araba alayım desen fiyatı ikinci el ev fiyatı.
Tekrar söyleyeyim, sadece emeğinin karşılığını alan biri, parası olsa bile gidip sıfır araba değil ikinci el ev alır kiraya verir. Gelen kira ile kredi çeker (yada biriktirir) ikinci el araba alır.
Ancak baba parası yiyenle kolay kazananlar sıfır araba alır. Hak ettiğinden fazlasını kazananlar alır. Tabi bu lafa alınan çok olacaktır ama izah edeyim. İyi okul mezunusun iyi bir yerde yüksek maaşla işe başladın. Bi kaç sene sonra gittin sıfır araba aldı kız tavlayacaksın. Bunu geçiyoruz, kız tavlama ve hava atma amaçlı alınan araçlar mantığa girmiyor duygusal alımlar bunlar. Bunu geçtik aynı yerde 10 sene çalıştın maaşın katlandı sıfır ev aldın sıfır araba aldın. İşte ben böyle yerlerde uzun seneler çalıştım evler arabalar aldım ama hepsi hak etmediğim paraydı. Dev şirketlerde basit ekip işleri yapıp tonla para kaldırıyorduk.
Hak etmediğim paraydı ve yüzlerce kişi çalışıyorduk tek kişi hak etmiyordu. En başta yöneticiler hak etmiyordu. O yüksek maaşların çoğu haram paraydı çünki bize böyle yüksek ücret veren büyük şirketler devleti direk soyan yada bankalar gibi devletle ortak halkı soyan şirketlerdi. Halkı soyup bize bol maaşlar veriyorlardı. Oralarda çalışan yüzlerce teknik elemana ve yöneticiye sorsanız, çalıştıkları şirketlerin kendisine verdiği parayı nereden kazandığını bilmediği için aldığı paranın da haram olduğunu bilmez. Çalışıyorum hak ediyorum diye düşünür. Her neyse.
Diyeceğim oki hakettiğini kazanıp ev ve sıfır araba alacak olanlarda çok var ama onlar dediğim gibi ev-arsa alabilecekken o parayı sıfır arabaya gömmez diye düşünüyorum. Araba fiyatları olayını defalarca yazdım. Türkiyede otomotivde devlet destekli KARTEL var ve otomobilde bu ülke 60 yıldır acaip soyuluyor.
Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
@NeAcaipDunya
Benim ilçede bir kaç haftadır hergün sela okunuyor. Bazen günde iki kez. Ambulanslar hiç durmadan dolaşıyorlar.
Anladığım kadarı ile covid den ölenler patladı.
Özellikle bünyesi zayıf olanlar, başka hastalığı olanlar ve yaşlılar, maske takmadan çıkmayın, kapalı alanlara maskeli bile olsanız girmeyin.
Bol bol C vitamini tüketin. ben hergün bir kaç bardak limonlu bitki çayı tüketiyorum. Bol meyve yiyorum. 10 yıldır pastahane ürünlerini bıraktım sayılır, haftada bir güne indirdim. Bir kaç aydırda hamur dan uzak durmaya başladım.
Covid döneminde 3 kez rahatsızlandım. Sadece ikincisinde 3 gün kadar evde yatmak zorunda kaldım. Birincisi ve üçüncüsü ayakta hafif geçti. Sanırım covid in bütün varyantlarına yakalandım. covid veya nesle-grip ilaçları kullanmadım sadece aspirin aldım. hastahaneyede gitmedim. Sadece birincisinde test yaptırdım oda negatif çıktı ama tüm belirtilerim covid i destekliyordu. Bence kesin test hatalıydı. Zaten doğruluk oranı %60 mış. Hastaneye gitmemek ve ilaç kullanmamakla övünmüyorum yanlış anlaşılmasın. Tüm hayatım spor ve sağlıklı beslenme ile geçtiği için hastanelerle az işim oluyor. Mecbur hissettiğimde tabiki gidiyorum ama önce sağlıklı yaşamak gerekir.
Demem oki, işler covid konusunda bir kaç haftadır karıştı. Dikkatli olalım.
Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
@NeAcaipDunya
Piyasalarda bir kaç aydır karışık. Sebebi ukrayna-Rusya savaşının ciddiye doğru gitmesi. Bu hafta Rusya, abd yi tehdit etti. Ukrayna ya uzun menzilli füze verirsen, kırmızı çizgimizi geçtin demektir. Senide düşman olarak işleme alırıza gelen açıklama yaptılar. yani abd hedeflerini de vururuz diyorlar.
Avrupa ülkeleri abd ye boyun eğmek zorunda, Ukrayna ya destekte çok ileri gitmeye başladılar. Bunun sonucu Ukrayna savaşı uzadı. Sonucunda Avrupa ülkeleri ekonomik açıdan zorlanmaya başladılar. Zorlanınca ekonomilerini vurdu ve borsalarıda doğal olarak zorlanmaya başladı. abd zorlanmıyor çünki para matbaaları durmadan çalışıyor ve dünyadan istediklerini o dolar denen kağıtla alabiliyorlar. Avrupa ve dünyanın geri kalan ülkeleri yapamıyor hali ile zorlanıyorlar.
AB'nin savaşa verdiği destek sonucu ekonomileri zorlanmaya başlanınca, abd parasına karşı paralarıda değer kaybetmeye başladı. abd parası Avrupa parası karşısında yükselince, abd parası ile fiyatlanan EMTİA ürünlerininde fiyatları düşmeye başladı. Ons altında bu sebeple düşüyor.
Rusya ve Çin le ilişkileri geliştirmeye başlayan Merkel'i dehleyip, abd nin köpeği olan yeni başkanı Almanya nın başına geçiren abd, Avrupayıda batağın içine soktu. abd karşısında avrupanın ne kadar aciz olduğu da ortaya çıktı. Ne kadarda çok abd ye bağlılarmış. Zaten trump almanyaya ticari savaş açtığında, Alman ekonomisinin abd parasına ne kadar çok mahkum olduğunun ip uçlarını almıştık. abd ye karşı gelen Avrupa ülkesi lideri, ya hemen ayaklanmalarla baş başa kalıyor(Fransa-Makron), yada Almanya gibi başkanları değişiyor.(Merkel-hoş Merkel'in oyları azalmaya başlamıştı, abd ne kadar etken oldu bilemiyorum, bence muallak ama abd nin çok işine yaradı ve yeni gelenin abd kuklası olmasıda düşündürücü. Giden ve gelen'in yaptıklarına bakınca Almanya başganının dehlenmesinde abd parmağı var gibi görünüyor.)
Bir tek bizim borsa savaşı tınlamıyor. BIST in ortağı olan katar lılar BIST i yukarı çekip duruyorlar. Son günlerde bankalara gelen ağır satışa rağmen BIST dayanıyor. abd nin bizim bankaları tehdit etmesi sonucu bizim bankalar tabanlara başladılar. Rusya dijital finans ağı MİR e bağlanan Türk bankaları, abd tehdidi altında.
Ne zamandır ekonomi yazısı yazmamıştım. Yazdıklarım hafif takip sonucudur. Olaya hakim değilim, sadece dışarıdan bakış.
Yazmamışsam, pozisyonum aynen devam ediyor demektir.
@NeAcaipDunya
Yer İmleri