Shell CEO’su Wael Sawan, şirketinin ABD’deki işlerini genişletme planını duyurarak, vergi yapıları ve düzenleyici çerçevenin destekleyici olması nedeniyle büyümeye devam edeceklerini söyledi. Lüks tüketim devi LVMH’nin CEO’su Bernard Arnault da, ABD yetkililerinin şirketlerini yeni atölyeler kurmaları konusunda teşvik ettiğini belirterek, ABD’ye yatırımları artırmayı ciddi şekilde değerlendirdiklerini açıkladı. LVMH, üretiminin büyük bir kısmını Fransa ve İtalya’da...
Shell CEO’su Wael Sawan, şirketinin ABD’deki işlerini genişletme planını duyurarak, vergi yapıları ve düzenleyici çerçevenin destekleyici olması nedeniyle büyümeye devam edeceklerini söyledi.
Lüks tüketim devi LVMH’nin CEO’su Bernard Arnault da, ABD yetkililerinin şirketlerini yeni atölyeler kurmaları konusunda teşvik ettiğini belirterek, ABD’ye yatırımları artırmayı ciddi şekilde değerlendirdiklerini açıkladı. LVMH, üretiminin büyük bir kısmını Fransa ve İtalya’da gerçekleştirirken, ABD’de üç Louis Vuitton atölyesi açarak Tiffany’ye milyarlarca dolar yatırım yaptı.
Trump’ın başkanlık yemin törenine katılan Arnault, ABD’de yatırım ortamının iyimser bir hava sunduğunu, Fransa’ya döndüğünde ise bunun tam tersi bir durumla karşılaştığını ifade etti. Daha düşük vergiler, ucuz enerji maliyetleri ve Avrupa’ya kıyasla daha yüksek büyüme oranları, ABD’yi yatırımcılar için cazip hale getirdi.
AB DÜZENLEMELERİ YATIRIMCILARI CAYDIRIYOR
Trump, tarifeler yoluyla şirketleri ABD’ye yatırım yapmaya teşvik etmeye çalışırken, Avrupa Birliği ise kendi bürokrasisinin yatırımcıları caydırdığını kabul ediyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Financial Times’a yazdıkları makalede, düzenlemelerin yatırımcılar için engel teşkil ettiğini belirtti.
Avrupa’nın iş yapmayı kolaylaştırması gerektiğine vurgu yapan yetkililer, özellikle yüksek enerji maliyetlerinin rekabetçiliği düşürdüğüne dikkat çekti. Bu durum, birçok küresel şirketin ABD’de genişleme yoluna gitmesine neden oldu.
TEDARİK ZİNCİRLERİ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
ABD tarifelerinin tehdidi, birçok şirketin tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmasına yol açtı. İsveçli perakende devi H&M, ana pazarlarına yakın üretim yapabilmek için tedarik zincirini ABD’ye kaydırmayı planladığını açıkladı. H&M CEO’su Daniel Ervér, “Tedarik zincirimizde esneklik istiyoruz ve bu doğrultuda tarifelerin etkisini en aza indirecek adımlar atıyoruz” dedi.
Güney Koreli otomobil üreticisi Hyundai’nin üst düzey yöneticisi Zayong Koo da, üretimi yerelleştirerek tarifelerin etkisinden kaçınmaya çalıştıklarını ifade etti.
BÜYÜK ŞİRKETLER ABD’YE KAYMAYA DEVAM EDİYOR
Otomotiv devi Stellantis’in Başkanı John Elkann, Trump’ın yemin töreni öncesinde Washington’a giderek dört gün boyunca ABD yönetimiyle görüşmelerde bulundu. Ardından Fiat ve Jeep’in sahibi olan şirket, ABD’ye 5 milyar dolarlık yatırım yapacağını duyurdu.
Trump’ın seçim zaferinin ardından, Stellantis daha önce Ohio’daki bir Jeep fabrikasında 1.100 kişiyi işten çıkarma kararını iptal etmişti. Avrupa’da yatırımı bulunan birçok büyük şirket ise yeni fabrikalarını Avrupa yerine ABD’de kurmayı planladıklarını belirtiyor.
Bir Avrupa bankacısı, “ABD’de yeterince temsil edilmeyen veya Avrupa’da fazla yatırımı olan her şirket, yeni üretim tesislerini burada değil, ABD’de inşa etmeyi tercih edecektir” dedi.
BİDEN DÖNEMİNDE DE BENZER YATIRIM DALGASI GÖRÜLMÜŞTÜ
Küresel şirketlerin ABD’ye yönelmesi, yalnızca Trump dönemine özgü bir durum değil. Daha önce Joe Biden yönetimi de, Enflasyonu Düşürme Yasası (Inflation Reduction Act) kapsamında şirketlere 370 milyar dolarlık teşvik, kredi ve destek sağlamıştı. Ancak Trump’ın bu teşviklerin bazılarını kaldırmayı planladığı belirtiliyor.
Trump yönetiminin politikalarının küresel ekonomiyi nasıl şekillendireceği ve şirketlerin yatırımlarını nereye yönlendireceği önümüzdeki dönemde netlik kazanacak. Ancak görünen o ki, ABD, şirketler için cazibesini artırmaya devam ediyor.