Bir dönem kuşkuyla baktığım Tera Grubu’nun bugün geldiği nokta, bana yanıldığımı gösterdi. Emre Tezmen’in amacı kısa vadeli kazanç değil, kalıcı bir yapı kurmakmış.

Yaklaşık bir buçuk yıldır finans dünyasında adından en çok söz ettiren yapılardan biri Tera Holding. Grup, bu süreçte attığı stratejik adımlarla hem yatırımcıların hem de kamuoyunun dikkatini çekti. Finlandiyalı tarım ekipmanları üreticisi Sampo Rosenlew’ün satın alınması, Asya-Pasifik bölgesinde bir bankayla yürütülen satın alma görüşmeleri ve Tatilsepeti.com’un sahibi DLT Turizm ile başlatılan müzakereler, Tera’nın son dönemdeki büyüme hamlelerinden sadece birkaçı.

Bu kadar hızlı genişleyen bir yapıya doğal olarak farklı yorumlar da geldi. Kimi bu süreci Türkiye’den çıkan yeni nesil bir yatırım grubunun doğuşu olarak gördü, kimileri ise fazlasıyla temkinli yaklaştı. Açık konuşmak gerekirse, ben de bir dönem o temkinli düşünenlerdendim. Piyasayı uzun süredir takip eden biri olarak, Tera’nın adımlarını fazla iddialı bulmuş ve hatta kuşkuyla izlemiştim. Ama bugün geldiğim noktada, sanırım Emre Tezmen’e haksızlık ettiğimi kabul etmem gerekiyor.

Vizyonu Geç Fark Ettim

Zaman içinde tablo değişti. Tezmen’in attığı adımların temelinde kısa vadeli kazanç değil, uzun vadeli bir yapı kurma niyeti olduğunu görmek mümkün. Klasik finans mantığına sıkışmış bir ülkede, Tera Grubu’nun yaptığı şey aslında düzeni zorlamak. Türkiye’nin yatırım yapısını, üretim kabiliyetini ve sermaye anlayışını dönüştürme çabası dikkat çekici.

Bugün dijitalleşmenin, teknolojinin ve küresel sermayenin dünyayı yeniden şekillendirdiği bir dönemdeyiz. Bu dönemde sadece üretmek değil, doğru finansal aklı ortaya koymak da büyük önem taşıyor. Tera Grubu da bunu yapmaya çalışan birkaç yapıdan biri olmuş durumda.

Milli Değer, Küresel Vizyon

Emre Tezmen’in açıklamalarında sık sık tekrarladığı bir cümle var:

“Milli değerlerimizden taviz vermeden, küresel vizyonla çalışıyoruz.”

Bu ifade ilk duyduğumda fazla iddialı gelmişti. Ama şimdi anlıyorum ki bu, sadece bir söylem değil; bir yön pusulası. Türkiye merkezli ama dünyaya entegre bir sermaye modelinden bahsediyor. Üretimden finansmana, teknolojiden turizme kadar geniş bir alanda faaliyet göstermek, artık sadece büyüme değil bir vizyon meselesi.

Ön Yargı Değil, Yapı İnşa Etmek

Bu ülkede yeni bir şey denemeye çalışan herkes önce eleştirilir. Özellikle finans alanında farklı bir model ortaya koymaya kalkarsanız, ilk refleks genelde “şüphe” olur. Çünkü geçmişte yaşanan kötü örnekler hafızalardan kolay silinmez. Ama her eleştirinin haklı olması da gerekmez; bazıları sadece geçmişin gölgesidir. Benimkisi de öyleydi.

Bugün geldiğim noktada görüyorum ki Emre Tezmen’in amacı bir grubun servetini büyütmek değil, ülkenin finansal ekosistemini modernize etmek. Bu kadar kısa sürede hem uluslararası anlaşmalara imza atmak hem de farklı sektörlerde kalıcı yapılar kurmak, sadece cesaret değil vizyon gerektiriyor.

Üretmek, Eleştirmekten Zor

Finans dünyasında herkes konuşur ama az kişi bir şey inşa eder. Zamanında ben de dışarıdan yorum yapanlardan biriydim. Ama artık görüyorum ki bazı insanlar gerçekten bir şeyleri değiştirmek istiyor. Bu ülkenin üretim gücünü, yatırım kabiliyetini ve ekonomik bağımsızlığını artırmak için çalışan herkes değerlidir.

Belki mesele borsadaki fiyat hareketlerinden çok daha büyüktür. Belki mesele, Türkiye’nin geleceğini yeni kuşak iş modelleriyle güçlendirmektir. Ve bu noktada, Emre Tezmen’in çabası küçümsenmemeli.

Ben yanılmış olabilirim, ama hatasını görebilmek bazen en büyük erdemdir.
Sanırım Emre Tezmen’e gerçekten haksızlık ettim.
Bundan sonra, eğer elimizden bir destek gelirse, biz de bu vizyona katkı sunmak için gereken her türlü desteği vermeye hazır olacağız. Çünkü bu ülkenin gelişmesi için çabalayan, taş üstüne taş koyan herkese güvenmek, artık hepimizin sorumluluğu.

Dipnot: Hisse.net’i yöneten biri olarak eleştirdiğim kişilere sonra destek vermem de ayrı bir ironi. Ama ne yapalım, piyasa gibi ben de dönüşüyorum.