Türkiye gündemine damga vuran PKK’nın Türkiye’den çekilmeye başladığı yönündeki açıklama, yalnızca güvenlik çevrelerinde değil, ekonomi dünyasında da yakından izleniyor. Uzmanlara göre, bu adımın kalıcı hale gelmesi durumunda Türkiye’nin kredi risk primi, yatırımcı güveni ve sermaye akışı gibi kritik göstergelerde olumlu yansımalar görülebilir.

PKK terör örgütünün Türkiye’deki unsurlarını Irak’a çekmeye başladığı yönündeki açıklama, sadece güvenlik alanında değil, ekonomi ve finans çevrelerinde de geniş yankı buldu. Uzmanlara göre bu gelişme, eğer kalıcı bir sürece dönüşürse, Türkiye’nin risk priminden yatırımcı güvenine kadar birçok göstergede olumlu yansımalar yaratabilir.

JEOPOLİTİK RİSKİN AZALMASI, GÜVENİ ARTIRIR

Ekonomik göstergeleri etkileyen en önemli unsurlardan biri, ülkenin jeopolitik risk düzeyidir.

Türkiye’nin uzun yıllardır terör tehdidiyle yaşaması, hem dış yatırımlar hem de kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri üzerinde baskı unsuru olmuştur.
PKK’nın Türkiye’den çekilmesi, bu risk algısının azaldığı yönünde bir sinyal olarak okunabilir.

Bu durum, uluslararası yatırımcıların Türkiye varlıklarına ilgisini artırabilir ve ülke risk primini (CDS) aşağı çekebilir.

CDS Nedir?

CDS, İngilizce açılımıyla Credit Default Swap yani Kredi Temerrüt Takası anlamına gelir.Bir ülkenin ya da şirketin borcunu ödeyememe riskine karşı alınan bir sigorta primi gibidir.CDS değeri yükseldikçe, o ülkenin ekonomik riskinin arttığı; düştükçe ise yatırımcı güveninin arttığı anlamına gelir.

Örneğin Türkiye’nin CDS oranı düşerse, bu “yatırımcı gözünde Türkiye’nin borcunu ödememe ihtimali azaldı” demektir. Dolayısıyla, faiz oranları düşer, yabancı sermaye girişi artar ve borsa genellikle pozitif tepki verir.

BORSA İSTANBUL İÇİN ORTA VADELİ POZİTİF ETKİ

Borsa İstanbul cephesinde, jeopolitik riskin azalması psikolojik güven etkisi yaratır.
Banka, sanayi ve inşaat gibi sektörler, istikrar dönemlerinde genellikle daha güçlü performans sergiler.

Uzmanlar, bu tür bir çekilmenin resmî makamlarca doğrulanması ve kalıcı güvenlik ortamı sağlanması hâlinde, BIST 100 endeksinde orta vadede yukarı yönlü bir ivme görülebileceğini belirtiyor.

Özellikle bankacılık hisseleri (GARAN, ISCTR, YKBNK) ve inşaat hisseleri (ENKAI, KONYA, EKGYO) bu süreçten pozitif etkilenebilecek sektörler arasında gösteriliyor.

SAVUNMA SANAYİİ HİSSELERİNDE KÂR REALİZASYONU GÖRÜLEBİLİR

Öte yandan, çatışma ve güvenlik temalı dönemlerde hızlı yükselen savunma sanayi hisselerinde kısa vadeli kâr satışları yaşanabilir. ASELSAN, OTOKAR ve HAVELSAN gibi şirketlerde yatırımcılar, “sıcak çatışma riski azalıyor” algısıyla pozisyonlarını azaltabilir.

Ancak analistler, Türkiye’nin savunma ihracatı ve teknolojik yatırımlarının büyüme trendi nedeniyle bu etkiyi geçici olarak değerlendiriyor.

EKONOMİYE YATIRIM PERSPEKTİFİNDEN BAKIŞ

Terör tehdidinin azalması, sadece borsayı değil, doğrudan yatırımları, turizm gelirlerini ve istihdamı da etkiler.İç güvenliğin artmasıyla, Türkiye’ye yönelik üretim yatırımlarının hız kazanabileceği; özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yeni teşviklerin gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Bu da bölgesel kalkınma ve işsizlik oranlarının iyileşmesi açısından uzun vadeli bir fırsat yaratabilir.

SİYASİ VE EKONOMİK DENGE BİRLİKTE BELİRLEYİCİ OLACAK

PKK’nın Türkiye’den çekilmesi haberi henüz resmî makamlarca doğrulanmış değil.
Ancak sürecin kalıcı hâle gelmesi, Türkiye ekonomisi açısından risk algısının düşmesi, sermaye girişlerinin hızlanması ve borsada güven temelli bir yükselişin başlaması anlamına gelebilir.

Ekonomistler, bu tür jeopolitik normalleşmelerin yalnızca finansal piyasalara değil, uzun vadeli ekonomik istikrara da katkı sunduğu görüşünde birleşiyor.

BU İÇERİK YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR