Gelişen ülkelerin ABD tahvillerine göre ödediği ek risk primi, grafikte görüldüğü gibi 250 baz puana kadar gerileyerek 2010’dan bu yana görülen en düşük seviyeye indi. Bu gelişme, küresel yatırımcıların son dönemde gelişen piyasalara yönelik güveninin belirgin şekilde arttığını gösteriyor.
Son 15 yılda bu spread, her küresel şokta keskin biçimde yükselmişti. 2013’te Fed’in “tapering” sinyali, 2015–2016 Çin büyüme endişeleri, 2018’deki faiz artışları ve 2020 pandemi döneminde risk primi sert sıçramalar yaşamıştı. Ancak bugün tablo tamamen tersine dönmüş durumda. Spread, uzun yıllardır ilk kez bu kadar daraldı ve istikrarlı bir aşağı yönlü trend oluşturdu.
Risk priminin düşmesi, gelişen ülkelerin dolar borçlanma maliyetlerinde önemli bir rahatlama anlamına geliyor. Bu da özellikle son iki yıldır para girişleriyle güçlenen Türkiye, Brezilya, Meksika ve Endonezya gibi piyasalarda finansman koşullarını daha elverişli hâle getiriyor. Borsaların güçlü performansı ve tahvillerdeki talep artışı da bu görünümü destekliyor.

Grafik ayrıca, yatırımcıların küresel ölçekte riskten kaçınma modundan çıktığını; yüksek getiri sunan gelişen ülkeleri yeniden portföylerinde önceliklendirdiğini gösteriyor. Bugünkü seviye tarihsel bir destek bölgesi olduğundan, gelişen piyasalara yönelik güvenin en azından kısa vadede güçlü kalmaya devam etmesi bekleniyor.


