Ekonomist İris Cibre, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı kapsamlı değerlendirmede, Türkiye ekonomisinin yıllar içinde "seçim kazanma üzerine kurulu büyüme odaklı politikalar" nedeniyle yapısal sorunlara saplandığını savundu.

Cibre, Türkiye ekonomisinin 1995'ten bu yana reel olarak yüzde 287 büyümesine rağmen, kalkınmacı politikaların göz ardı edildiğini belirtti.

Tarım sektörünün sadece yüzde 98 büyüyerek gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payının yüzde 5'e düştüğünü vurguladı.

Sanayinin de GSYH kadar büyüyerek payının 1995’teki yüzde 29’dan bugün yüzde 18,5’e gerilediğini ifade etti.

İris Cibre’den ekonomik büyüme uyarısı geldi: "Çıkış ilk etapta kimseyi mutlu etmeyecek" 1

PEKİ, TÜRKİYE EKONOMİSİ NASIL BÜYÜDÜ?

Cibre'ye göre Türkiye'nin büyümesinin en önemli iticisi, tüketimi ve ithalatı körükleyen hizmetler haline geldi.

Bu durumun, gelir adaleti ve gıdanın geleceği gibi temel sorunları kötüleştirdiğini belirten Cibre, ekonominin şu an faiz ve kur ekseninde yüzdürülmeye çalışıldığını kaydetti.

İris Cibre’den ekonomik büyüme uyarısı geldi: "Çıkış ilk etapta kimseyi mutlu etmeyecek" 2

"ŞOK TEDAVİSİ GEREKİYORDU, YUMUŞAK İNİŞ HAYALİ OLMAMALI"

Ekonomist, hükümetin izlediği politikalara yönelik eleştirisini paylaşarak, "Sıkıştığımız bu eksenden çıkış, seçime yönelik yumuşak iniş hayalleri olmamalıydı. Şok tedavisi ve hızla tüm boşta kalan, halı altına süpürülen sorunlara saldırılmalıydı" dedi.

Cibre, mevcut "faiz indirse ayrı, tutsa ayrı, kuru bıraksa ayrı, tutsa ayrı" sıkışmışlığından çıkışın mutlaka olacağını, ancak bu çıkışın ilk etapta kimseyi mutlu etmeyeceğini öngördü.

İris Cibre’den ekonomik büyüme uyarısı geldi: "Çıkış ilk etapta kimseyi mutlu etmeyecek" 3

OLUMLU GELİŞMELER YETERSİZ

Kara para operasyonları, savunma sanayi ve teknoloji yatırımları gibi gurur verici gelişmelerin olduğunu kabul eden Cibre, bu adımların tek başına sonucu değiştirmeyeceğini şu sözlerle belirtti:

"Kara para operasyonları, savunma sanayi ve teknoloji yatırımlarımız mutluluk vericidir ama yetersiz. Her alanda mutlaka gerekli reformlar aynı anda hızla uygulanmaya başlamalıdır. Aksi halde, bu sıkışmışlığın sonuçları öyle ya da böyle görülebilir."