Avrupa Birliği (AB), Schengen Bölgesi’ne girişlerde sınır kontrol süreçlerini kökten değiştirecek olan Giriş-Çıkış Sistemi (EES) uygulamasını yarından itibaren resmen başlatıyor.
Bu yeni dijital sistemle birlikte, İrlanda ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi dışındaki tüm AB ve Schengen ülkelerine giriş yapmak isteyen Türk vatandaşları dahil tüm üçüncü ülke vatandaşlarının yüz ve parmak izi bilgileri dijital ortamda kaydedilmeye başlanacak.
EES NASIL İŞLEYECEK?
EES, Schengen bölgesine ilk kez giren üçüncü ülke vatandaşlarının pasaport kontrol noktalarında detaylı biyometrik veri kaydını alacak.
• İlk Girişte: Kişisel bilgiler sorulacak, yüz fotoğrafı çekilecek ve parmak izi alınacak. Bu veriler dijital olarak saklanacak.
• Sonraki Girişlerde: Yalnızca fotoğraf ve parmak izi kontrolü yapılarak geçişler hızlandırılacak.
• Self Servis Geçiş: Biyometrik pasaport sahipleri, altyapının mevcut olduğu noktalarda self servis terminallerini kullanarak daha hızlı geçiş yapma imkanına sahip olacak.
• Çocuklar: 12 yaşından küçük çocuklardan parmak izi alınmayacak.
SÜRE AŞIMI VE VİZE BAŞVURULARINI ETKİLEYECEK
Yeni sistemin en önemli işlevi, izin verilen süreyi aşan (overstay) veya girişleri reddedilen kişilerin kayıtlarını merkezi olarak tutmak.
Bu bilgiler, kişilerin sonraki vize başvurularında ve Schengen bölgesine giriş denemelerinde belirleyici rol oynayacak.
EES ile birlikte pasaportlara vurulan damgalara da zamanla gerek kalmayacak.
KİMLER MUAF OLACAK?
AB ve EES ülkelerinde oturum hakkı olanlar ile uzun süreli vize sahipleri bu uygulamadan muaf tutulacak.
EES’in tam olarak devreye girmesinin 10 Nisan 2026’yı bulması bekleniyor.
AB ayrıca 2026 sonlarına doğru vizeye ihtiyaç duymayanlar için ön izin sistemi olan Avrupa Seyahat Bilgi ve İzin Sistemi’ni (ETIAS) de kullanıma açmayı planlıyor.
Bu sistemler, Türkiye’den seyahat eden vatandaşların sınır geçiş ve vize süreçlerini önemli ölçüde değiştirecek.