Türkiye Noterler Birliği (TNB), noter işlemi için doktor raporu istenmesine ilişkin, kişinin işlem ehliyetinin doktor raporuyla saptanmasının mevzuatta yer aldığını ve bunun noterin takdir yetkisinde bulunduğunu bildirdi.
Birlikten yapılan yazılı açıklamada, "notere başvuran belirli bir yaş üstündeki bireylerden herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın sağlık raporu istendiği, bunun ayrımcılık kabul edildiği ve bunu yapan notere idari para cezası uygulandığı" yönünde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kararının basında yer aldığı anımsatıldı.
Haberlerinin kamuoyunda farklı yorum ve değerlendirmelere konu edildiği aktarılan açıklamada, bunun "devletin resmi mührünü taşıyan" noterlerin saygınlığını sarsacak nitelik taşıdığı ifade edildi.
Noterlik Kanunu'nun 72. maddesi ile Noterlik Kanunu Yönetmeliği'nin 91. maddesinin, noterlere işlem ilgililerinin ehliyet, yetenek ve irade durumunu öğrenme, değerlendirme ve gerektiğinde tespit etme yükümlülüğü verdiği anımsatılan açıklamada, "Noter tarafından işlem ehliyetine ilişkin bir tereddüt doğması halinde, herhangi bir yaş sınırına bağlı olmaksızın, temyiz kudretinin ve işlem ehliyetinin varlığının doktor raporuyla belirlenmesinin istenebilmektedir. İşlem ehliyetinin doktor raporuyla saptanması, tamamen mevzuatın öngördüğü şekilde noterin takdir yetkisi kapsamında bulunmaktadır." ifadeleri yer aldı.
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü ile Türkiye Noterler Birliği'nin konuya ilişkin genelgelerinin bulunduğuna işaret edilen açıklamada, "Bu değerlendirme her işlem özelinde yapılmakta olup, hiçbir şekilde objektif bir yaş sınırına bağlanmış değildir. Yerleşik yargı kararları da noterin takdir yetkisini doğrular nitelikte olup, doktor raporu istenmesine ilişkin bir zorunluluk bulunmadığını, her işlem özelinde noter tarafından değerlendirme yapılacağını tartışmasız biçimde ortaya koymaktadır." değerlendirmesi yer aldı.

"NOTERLER, ÖNLEYİCİ HUKUKÇULUK MİSYONUNU YERİNE GETİREN KAMU GÖREVLİLERİDİR"
Söz konusu uygulamanın bir koruma mekanizması olduğu belirtilen açıklamada, "Noter tarafından doktor raporu talep edilmesi, yalnızca hukuki işlemin güvenliğini sağlamak amacıyla değil, aynı zamanda tarafların ilerleyen süreçlerde herhangi bir hak kaybına uğramaması, işlemlerin sakatlanmaması ve ilgililerin yargısal ihtilaflarla karşı karşıya kalmaması için bir koruma mekanizması olarak öngörülmüştür." ifadeleri kullanıldı.
Basında yer alan haberlerde münferit bir olayın, noterlik uygulamalarının tümüne ilişkin bağlayıcı kurallar gibi sunulduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu durumun kamuoyunu yanıltıcı nitelikte olduğu ve noterlik kurumunun güven verici niteliğini gölgeleyebileceği izahtan varestedir. Noterler, irade özgürlüğünün teminatı ve hukuki güvenliğin sembolü olarak önleyici hukukçuluk misyonunu yerine getiren kamu görevlileridir. Noterlik kurumu, hukuka sadakati, tarafsızlığı ve güveni esas alan köklü bir müessesedir. Bu itibarla, noterlik kurumunun saygınlığını zedeleyebilecek, kamuoyunda yanıltıcı izlenimler uyandırabilecek ve işlem ilgililerini yanlış yönlendirebilecek nitelikteki haberlerden duyduğumuz rahatsızlığı kamuoyunun bilgisine arz ederiz."
(AA)


