Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Türkiye’deki özel sektörün gelişimini destekleme taahhüdünü yeniledi. IFC Orta Doğu ve Orta Asya Bölgesel Başkan Yardımcısı Riccardo Puliti, Türkiye'nin kendileri için öncelikli bir ülke olduğunu belirterek, “Sadece geçen 10 yılda yaklaşık 23,5 milyar dolar yatırım yaptık” açıklamasını yaptı.
Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Türkiye’deki özel sektörün gelişimini destekleme taahhüdünü yeniledi.
IFC Orta Doğu ve Orta Asya Bölgesel Başkan Yardımcısı Riccardo Puliti, Türkiye'nin kendileri için öncelikli bir ülke olduğunu belirterek, “Sadece geçen 10 yılda yaklaşık 23,5 milyar dolar yatırım yaptık” açıklamasını yaptı.
Puliti, Türkiye'nin dinamik özel sektörü, gelişen iş gücü ve küresel trendlere uyum sağlama becerisiyle öne çıktığını vurguladı.
Son dönemde makroekonomik istikrarı güçlendirme çabalarının ve enflasyonu azaltmaya yönelik adımların, özel yatırımlar için daha elverişli bir ortam yarattığını şu sözlerle paylaştı:
"Makroekonomik istikrar, özel sektörün uzun vadeli plan yapmasına ve yatırım yapmasına güven sağlıyor."
IFC'nin bu güvenle hareket ederek yatırım taahhütlerini artırdığını ve bunun, Türkiye'nin kalkınma gündemini destekleyen Dünya Bankası Grubu'nun ortak çabasının bir parçası olduğunu belirtti.
İSTİHDAM YARATMA VE İNOVASYON ODAKLI YATIRIMLAR
IFC, Türkiye'deki vizyonunu 3 temel sütun üzerine inşa ediyor ve en büyük odağı istihdam yaratma olarak belirledi.
Toplam istihdamın yüzde 70'ini oluşturan mikro, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için finansmana erişimi kolaylaştırmak ve 2019’dan bu yana bankacılık sektörü aracılığıyla yürüttükleri KOBİ programlarıyla 100 binden fazla istihdamın desteklenmesini sağlamak amaçlandı.
Türkiye İş Bankası’nın depremden etkilenen bölgelere finansman sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği Türkiye'nin ilk dijital tahvil ihracına yatırım yapıldı. Ayrıca QNB tarafından çıkarılan Türkiye'nin ilk mavi tahvil ihracına da yatırım yapıldı.
İKLİM VE DEPREM DAYANIKLILIĞI ÖNCELİK
Puliti, deprem riskinin yüksek olduğu Türkiye'de doğal afetlere karşı dayanıklılığı inşa etmenin acil bir öncelik olduğunu belirtti.
2023 depremlerinden etkilenen bölgedeki 470 binden fazla özel işletmenin yüzde 99'unun KOBİ olduğunu hatırlattı.
IFC, depremden etkilenen illerdeki KOBİ'lere finansman sağlamanın yanı sıra, dayanıklı üretim ve lojistik altyapısının güçlendirilmesini destekliyor.
Türkiye Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu (TIDIP) aracılığıyla, düşük karbonlu üretim için yaklaşık 5 milyar dolarlık yatırım hedefleniyor.
Bu dönüşümün, Türkiye’nin AB’nin Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi yeni karbon düzenlemelerine uyum sağlamasına da yardımcı olduğunu ekledi.
Puliti, MIGA ve IBRD ile ortak çalışmanın, Türkiye’nin kalkınma gündemine tüm kurumların uzmanlıklarıyla katkı sağladığını ve gelecekteki şoklara dayanabilecek altyapı ve işletmelere olan ihtiyacın acil olduğunu belirtti.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
