Katılım bankacılığı sektöründe orta ve uzun vadeli büyüme hedefleri netleşirken, sektör temsilcileri katılım bankalarının toplam bankacılık sistemi içindeki payının %25–30 seviyelerine çıkarılmasını hedefliyor. Dijitalleşme, ürün çeşitliliği ve kamu destekli bankalar bu büyümenin temel unsurları arasında gösteriliyor.
Katılım bankacılığı, Türkiye finans sistemi içinde son yıllarda istikrarlı bir büyüme eğilimi sergiliyor. Sektör temsilcileri ve üst düzey banka yöneticileri tarafından yapılan açıklamalarda, katılım bankacılığının toplam bankacılık sistemi içerisindeki pazar payının orta vadede %25–30 seviyelerine çıkarılmasının hedeflendiği ifade ediliyor. Bu HEDEF, katılım finansmanının yalnızca niş bir alan olmaktan çıkıp ana akım bir finans modeli haline gelmesi açısından kritik bir eşik olarak değerlendiriliyor.
Mevcut durumda katılım bankalarının aktif büyüklük, toplanan fonlar ve kullandırılan finansman bakımından payının her yıl kademeli olarak arttığına dikkat çekiliyor. Kamu destekli katılım bankalarının sektöre girişiyle birlikte ölçek büyürken, dijital katılım bankalarının devreye alınması da müşteri tabanının genişlemesine katkı sağlıyor. Uzmanlar, özellikle genç nüfusun ve faiz hassasiyeti bulunan yatırımcıların katılım bankacılığına olan ilgisinin belirgin şekilde arttığını vurguluyor.
Büyüme hedefinin arkasındaki en önemli dinamiklerden biri ise ürün çeşitliliğinin artması olarak öne çıkıyor. Kira sertifikaları, katılım fonları, ticari finansman ürünleri ve dijital tasarruf hesapları, katılım bankalarının rekabet gücünü artıran unsurlar arasında yer alıyor. Ayrıca, katılım bankalarının reel sektörle kurduğu doğrudan finansman ilişkileri, KOBİ’ler ve ihracatçı firmalar için alternatif kaynak oluşturuyor.
Dijitalleşme tarafında atılan adımlar da sektörün büyüme hedeflerinde önemli bir rol oynuyor. Şubesiz bankacılık modeliyle hizmet veren dijital katılım bankaları, düşük maliyet yapısı ve hızlı işlem süreçleriyle daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı hedefliyor. Bu gelişmelerin, önümüzdeki yıllarda katılım bankacılığının pazar payını artırmasında belirleyici olacağı değerlendiriliyor.
Sektör temsilcileri, söz konusu büyümenin yalnızca niceliksel değil, aynı zamanda niteliksel bir dönüşümü de beraberinde getireceğini ifade ediyor. Finansal kapsayıcılığın artması, faizsiz finansman bilincinin yaygınlaşması ve uluslararası katılım finans piyasalarıyla entegrasyonun güçlenmesi, bu sürecin önemli çıktıları arasında yer alıyor.
Katılım bankacılığı alanında ortaya konan %30 pazar payı hedefi, uzun vadeli bir vizyon olarak değerlendirilirken, sektörün önümüzdeki dönemde hem düzenleyici çerçeve hem de ürün inovasyonu açısından daha da hız kazanması bekleniyor.


