Bankalar, tahsil edemedikleri takipteki alacaklardan hızla kurtulmak için yeni bir strateji izliyor. Bilançolarında yük oluşturan batık kredileri, artık rekor düşük oranlarla varlık yönetim şirketlerine devrediyorlar. Bu durum, bankaların tahsilat umudunu kestiğini ve "ne kadar nakit yaratabilirsem o kadar iyi" anlayışıyla hareket ettiğini gösteriyor.

Ekonomi gazetecisi Ercan İnan'ın kaleme aldığı yazıya göre bankaların takipteki alacaklarını devirde uyguladığı iskonto oranı son dönemde iyice açıldı.

Geçmişte yüzde 24-yüzde 25 seviyelerinde olan devir oranları, artık yüzde 20'nin altına indi.

Bu da bankaların, her 100 liralık alacaklarından 80 liradan fazla zarar etmeyi göze aldıkları anlamına geliyor.

Bankalar alacaklarından vazgeçti: Takipteki krediler yok fiyata satılıyor 1

YAPI KREDİ ÖRNEĞİYLE 'VER-KURTUL' STRATEJİSİ

Bu stratejinin en somut örneği Yapı Kredi Bankası'nın son hamlesi oldu. KAP'a yapılan açıklamaya göre banka, toplam 2 milyar 712 milyon TL'lik tahsili gecikmiş alacağını 5 farklı varlık yönetim şirketine devretti.

Arsan, Denge, Efes, Emir ve Gelecek Varlık Yönetim şirketleri, bu devasa alacak portföyünü toplam 505 milyon TL karşılığında satın aldı.

Bu anlaşma ile Yapı Kredi, her 100 liralık alacağının karşılığında sadece 18,61 TL alarak, bilançosunu takipteki dosyalardan temizledi.

Oysa geçmişte Garanti ve Akbank gibi büyük bankaların yaptığı benzer devirlerde oranlar yüzde 24-yüzde 25 civarındaydı.

Bankalar alacaklarından vazgeçti: Takipteki krediler yok fiyata satılıyor 2

NEDEN REKOR DÜŞÜK FİYATLAR?

Uzmanlara göre vatandaşların ve şirketlerin ödeme kalitesindeki düşüş, varlık yönetim şirketlerinin bu borç portföylerini daha riskli görmesine ve daha düşük fiyatlar sunmasına neden oldu.

Faizlerin yüksek seyrettiği ve nakit sıkışıklığının arttığı bir dönemde, bankalar uzun sürecek dava süreçleri yerine hızlıca nakit yaratmayı tercih ediyor.

Böylece bankalar hem dava ve takip süreçlerinden kurtuluyor hem de bilançolarını olumlu yönde düzeltiyor.

Bu durum, finans sektöründe borç tahsilat yöntemlerinin nasıl bir dönüşümden geçtiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.