Paşinyan, ulusa sesleniş konuşmasında, 8 Ağustos'ta ABD Başkanı Donald Trump'ın ev sahipliğinde Beyaz Saray'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le yaptıkları üçlü zirveyi ve iki ülke arasındaki barış sürecini değerlendirdi.
Washington'da, devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve yargı yetkisine saygı esasına dayanan karşılıklı yükümlülükleri kayda geçirdiklerini belirten Paşinyan, ulaşım bağlantılarının açılması hususuna özel önem verdiklerini söyledi.
Paşinyan, Azerbaycan'ın batı illeri ile Nahçıvan arasında Ermenistan toprakları üzerinden engelsiz iletişimin sağlanması hususunun Ermenistan için uluslararası alanda tanınmış iletişim garantileri ve işbirliği için yeni perspektifler anlamına geldiğini kaydetti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'le iki ülke arasında düşmanlık sayfasını kapatma hususunda mutabık kaldıklarını söyleyen Paşinyan, şunları dile getirdi:
"Sınırların değiştirilmesi amacıyla güç kullanılmasının kabul edilemezliği ilkesinin koşulsuz olduğunu ve gözden geçirilemeyeceğini beyan ettik. Bu, halklarımız için düşmanlığı geride bırakıp iyi komşuluk ilişkileri kurma yönünde tarihi bir fırsattır. Bugün ve gelecekte her türlü rövanş girişimini kesin olarak reddettik."
Paşinyan, "Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış tesis edilmiştir. 8 Ağustos'tan itibaren biz tamamen yeni bir gerçeklikte yaşıyoruz. Bu yeni bir Güney Kafkasya'dır, bu yeni bir Ermenistan Cumhuriyeti'dir. Ve bu gerçeği kavramalıyız." dedi.
Bağımsızlığın ilk günlerinden bu yana çatışma atmosferinde yaşadıklarını hatırlatan Paşinyan, "Barış bizim için tanıdık olmayan, birçok açıdan yabancı bir olgudur. Ama sizleri bu anın önemini küçümsememeye çağırıyorum. Bugün bizlerin, eski sayfaları kapatma ve yeni sayfalar, barışın, üretimin ve gelişmenin sayfalarını açma imkanı vardır." diye kaydetti.
Paşinyan, hiç kimsenin barışı ihmal etme hakkına sahip olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Azerbaycan'la Ermenistan arasında tesis edilen barışa her gün, sahip olduğumuz en kıymetli şey gibi özen göstermek zorundayız. Bu yeni bir yaşamdır. Tarihin yeni bir aşamasıdır. Biz artık yeni şekilde yaşamalıyız. Düşünce tarzımızı, dilimizi, toplumsal alışkanlıklarımızı, devlet yaklaşımlarımızı, ekonomik modellerimizi değiştirmeliyiz. Çünkü barış farklı bir mantık, farklı bir psikoloji gerektiriyor."
(AA)