Dünya ekonomileri bugün birbirinden çok farklı para politikaları uyguluyor. Bir yanda sıfır faizle büyüyen İsviçre, diğer yanda yüzde 40,5 ile zirvede olan Türkiye var. Arjantin yüzde 29, Rusya yüzde 17, Brezilya yüzde 15 seviyesinde. ABD yüzde 4,25, Euro Bölgesi yüzde 2,15, Japonya ise yüzde 0,5 ile gelişmiş ekonomilerin düşük faiz kulübünde yer alıyor.
Bu farklılıklar aslında her ülkenin ekonomik hikâyesini ve tercih ettiği yolu gösteriyor.
İSVİÇRE: GÜVENLİ LİMANIN SIFIR FAİZİ
İsviçre Merkez Bankası uzun yıllardır düşük ya da sıfıra yakın faiz politikası izliyor. Bunun ardında güçlü yapısal faktörler var.
Enflasyon neredeyse yok denecek kadar düşük, İsviçre Frangı küresel krizlerde bile değerini koruyor. Yatırımcılar için güvenli liman olması, sermaye akışını garanti ediyor.
Hatta son on yılda zaman zaman negatif faiz uygulanarak, ülkede para tutmanın maliyetli hale gelmesi sağlandı.
Bu da gösteriyor ki İsviçre’de güven ortamı o kadar güçlü ki, sermaye faizsiz de ülkeyi terk etmiyor.
TÜRKİYE: YÜKSEK FAİZİN BEDELİ
Türkiye’de politika faizinin yüzde 40,5’e çıkarılması, enflasyonu kontrol altına almak için atılan en sert adım. 2023 sonrası hızla artan talep, kur geçişkenliği ve maliyet enflasyonu, fiyatları yukarı çekti.
Merkez Bankası iç talebi kısmak ve enflasyonu dizginlemek amacıyla sert sıkılaşmaya yöneldi. Bu strateji kısa vadede fiyat artışlarını frenleyebilir.
Ancak kredi maliyetlerini yükselttiği için işletmelerin yatırım iştahı azalıyor, tüketici harcamaları düşüyor. Dolayısıyla faiz enflasyonu baskılarken büyümeyi de törpüleme riski taşıyor.
Türkiye için kalıcı çözüm, yalnızca faiz artışı değil; mali disiplin, üretim verimliliği ve yatırımcı güveniyle mümkün.
ARJANTİN: ORTA YOL VE RADİKAL TASARRUF
Arjantin uzun yıllardır kronik enflasyon ve kur istikrarsızlığıyla boğuşuyor. Milei hükümeti, faizi Türkiye kadar sert artırmak yerine yüzde 29’da tutuyor.
Ancak asıl adımlar mali disiplinde atılıyor. On binlerce memurun işten çıkarılması, bazı bakanlıkların kapatılması ve kamuda radikal küçülmeye gidilmesi, bütçe açığını azaltmaya yönelik adımların başında geliyor.
Arjantin’in tercih ettiği bu yol, riskli ama dikkat çekici. Çünkü burada mesaj şu: Enflasyonu dizginlemenin yolu sadece faiz artışı değil, aynı zamanda kamu harcamalarını kısmak ve para arzını kontrol altına almak.
RUSYA VE BREZİLYA: ÇİFTE HANELİ FAİZLE DENGE ARAYIŞI
Rusya’da faiz yüzde 17 seviyesinde. Ukrayna savaşı sonrası yaptırımlar ve sermaye çıkışları, Merkez Bankası’nı sert önlemler almaya itti.
Ruble’nin değerini korumak için faiz yükseltildi, böylece içeride tasarruf cazip hale getirildi.
Brezilya ise 2021’den beri çift haneli faiz uyguluyor. Amaç, pandemi sonrası artan enflasyonu baskılamak.
Yüksek faiz kısa vadede fiyatları dizginlese de, Latin Amerika’da büyüme sorunları devam ediyor.
ABD, EURO BÖLGESİ VE JAPONYA: DÜŞÜK FAİZİN KONFORU
ABD, Euro Bölgesi ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerde faizler görece düşük. ABD’de yüzde 4,25, Euro Bölgesi’nde yüzde 2,15, Japonya’da ise sadece yüzde 0,5.
Bunun nedeni bu ülkelerin para birimlerine duyulan güven. Enflasyon dönemsel olarak artsa da yatırımcı dolardan, eurolardan ya da yenden kaçmıyor.Japonya’da onlarca yıldır düşük faiz politikası sürüyor.
Amaç, deflasyon riskini ortadan kaldırmak ve ekonomiyi canlı tutmak. Euro Bölgesi ise enerji krizi sonrası faizleri artırsa da hâlâ düşük seviyelerde tutabiliyor.
ORTAK NOKTA: GÜVEN UNSURU
İsviçre’nin sıfır faizi, Türkiye’nin yüzde 40,5’i, Arjantin’in yüzde 29’u… Farklı oranlar ama aynı gerçeği işaret ediyor: Güven.
Ekonomiye duyulan güven varsa faiz düşük kalsa bile sermaye ülkeye geliyor. Güven yoksa faiz ne kadar yüksek olursa olsun enflasyon kalıcı şekilde düşmüyor.
Türkiye bugün enflasyonu baskılamak için yüksek faizi tercih ediyor. Arjantin mali disiplini, İsviçre güven ortamını, Rusya sermaye kontrolünü ön plana çıkarıyor.
Her ülke farklı araçlarla mücadele ediyor ama tek başına faiz hiçbir yerde yeterli olmuyor. Türkiye’nin önünde açık bir tablo var: Güven ortamını tesis etmek, yapısal reformlarla enflasyonu kalıcı biçimde düşürmek ve yatırım ortamını cazip hale getirmek. Aksi halde yüksek faiz, yalnızca kısa vadeli bir fren görevi görecek.